Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Acının lisanı başka…
Sezon: 1 Bölüm: 7

Şu kare beni geçmişe dönüş biletim. Alican Yücesoy’un yüzünü örten şapka aklıma Şubat’ı getirdi hemen bu sahnede. Yüzündeki izleri kapatmak için yüzünün yarısını kaptan saçlarıyla, atlattığı travmalarla yerli Güzel ve Çirkin’i anlatan Şubat. El birliğiyle bitirilen Şubat… Kenan’la hesaplaşmak için hurdalığa geldiklerinde tam da o arabanın tepesindeyken bütün bunlar geçti kafamdan. Umut ve Naz ilişkisinin bu kadar apar topar dağıtılmasından hoşlanmasam da benim gönlümün olduğu çift başka olduğu için çok da itiraz edemiyorum bu duruma.

İleride Neslihan ve Umut arasında bir şeyler görür müyüz diye düşünüyorum da belki bir ittifak kurup diğerlerine karşı birleşirler. Tam birbirlerine göreler bence. Tencere kapak, yuvarlanıp giderler.

Palahniuk Fight Club’da "Babalarımız bizim için Tanrı modeliydi," der. Babası tarafından sevilmemiş çocukların bir yanları eksik, bir yanları öfkelidir. Ali Nejat’a baktıkça hep bu cümleyi kurasım geliyor benim. Tyler gibi tüm dünyayla derdi yok, kendi yaşantısındaki eksiklerle derdi… Ne kadar eksik hissettiyse babasından, Kaan’ı bir o kadar fazla sarıyor.

Kaan’ın onun oğlu olduğunu herkese duyurmak için kimlik çıkartmaya gidiyorlar birlikte baba oğul. Önce kuaföre gidip saçlar kesiliyor sonra fotoğraf çektiriliyor. Hatta yanlış görmediysem kartal pozu bile veriyorlar. O fotoğraf çekiminde ben bir damla kanımı daha bırakıyorum Ali Nejat’a. "Senin bende hiçbir şeyin yok ki oğlum," cümlesi sallanmakta olan direncimi yerle bir ediyor.

Baktığınızda bölüm içinde o kadar da üstünde durulmuş bir replik gibi gelmiyor ilk başta. Ali Nejat bunu çok derine dalarak söylemiyor çünkü -dalga geçiyor gibi kendisiyle- gülümseyerek söylüyor. Ne yana dönse batan kemiklerinin acısına bir maske, refleks oluşturmuş biz gibi. Gülümsüyor canı yandıkça.

Bulduğu her fırsatta oğluyla temas halinde… Babasının ona dokunmadığı zamanların intikamını alırmış gibi, kaburgalarının arasında saklamak istermiş gibi öpüyor kokluyor oğlunu. Kaan’ın yüzünü asık görmeye dayanamıyor, haliyle biz bir kere daha –en azından ben- Ali Nejat’a kıyamıyorum. Babasından gördüğü hatalardan sakınıyor kendi babalığını.

1 2 3
Öykü Sevinç
19/02/2016 12:40
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR