Pelin Arslan: Cumartesi dizim belli artık
Tatlı İntikam başlarda biraz yavaş gittiyse de düğünden sonra hızlanarak sonuna kadar izletmeyi başardı, sıcak ve tatlı tempoyu sevdim.
Damadın arkadaşlarını bir daha görmememiz, Sinan'ın da yavaş yavaş o sıcak ve tatlı atmosfere katılması gerekli. Leyla Lydia Tuğutlu'ya çok şaşırdım, o şımarık ama sevimli kızı ne de güzel oynamış!
Bölümden aklımda kalan üç şeyi dile getirmek gerekirse: Başak (felaket takıldım, harika bir kız), Tolga (biz bu damadı unutup nasıl başrollerin aşkını benimseyeceğiz BUUUU NEEEE), Pelin'in ailesi (İzmir-Adana tartışmasına hala gülüyorum) ve bonus: Zeki Alasya. Tek başına dizinin sıcaklığını bu vefayla hissettirmeye yeter. Yolu açık olsun, benim Cumartesi dizim belli artık, pek sevdim.
Buse Savaş: Fragmanlar sözünü tuttu
Bir masal illa mutlu bir sonla bitmeyebilir ama ellerinden tutup sürüklediği mutsuzluk, tatlı, taze mutluluklara gebedir belki?
Tankut deli yaralara sahip, hepsinin de baş harfi Pelin. Pelin iflah olmaz bir romantik ve şımarık ve bencil ve tatlı ve güzel ve çok güzel… Birleştirdikleri yolda -henüz birleşmemiş gibi görünse de, onlar birbirinin kaderi, biliyorsunuz- bir sonraki hamleleri çok tahmin edilebilir, tipik romantik komedi havasında. Tıpkı fragmanlarda söz verildiği gibi.
Aralarda hız düşse de, ilk elin günahı olmaz mantığıyla bakarsak ikinci bölüm izlenesi. Jenerikte adı sözü geçen “Ah koyu kalplim, inadından öpeyim!” ve “ Ha dediğin yerde han kurarım, daha ne diyeyim?” kısımlarını, partner uyumunu beklentimin hayli üstünde tutturmuş olan Furkan Andıç ve Leyla Lydia Tuğutlu ikilisinin nasıl yorumlayacağını merak ettim doğrusu.
İlk izlenim olarak; süslenme aşamasına henüz geçememiş, çok katmanlı, vanilya kokulu bir pasta tattık diyebiliriz sanırım. Mutlu sonlara, mutluluklara inanmaya hayli ihtiyacımızın olduğu bugünlerde eteklerinizdeki umut vaat eden şıkırtılarla, yollarınız aydınlık olsun Tatlı İntikam ekibi.
Öykü Sevinç: Gülüm Çahan’ın şarkısına ba - yıl - dım!
Bizim bildiğimiz intikam, soğuk yenen bir yemekti. Ancak dün akşam ilk bölümü yayınlanan Tatlı İntikam’ın ekibi bunu kolaylıkla unutturacağa benziyor, elbette bu şekilde devam edebilirse. Malum on bölüm sonra bozulan kurgular ve asıl hikâyeyi kaybeden dizilerden geçilmiyor ekran.
Zeki Alasya’nın fotoğrafını gördüğüm sahnede buruk bir gülümseme oluştu yüzümde. Kim düşündüyse aklına sağlık… Bir zamanlar Hulusi Kentmen’di o fotoğraflardaki adam, yerini Zeki Alasya’ya bıraktı. Huzur içinde uyusunlar, gençler ustalarını unutturmayacak.
Zeyno Gönenç’in dominant karakter oynamazsa ölecek hastalığı için de acil şifalar diliyorum. Yılan Hikâyesi’nden bu yana oynadığı hemen hemen her rolde aynı şekilde görüyoruz kendisini, umuyorum böyle sürmez.
Pelin ve arkadaşlarının fakülte yıllarındaki bencillikleri ise beni sıkıntılara, kurdeşenlere ve bilumum dertlere sürükledi. Başak ve Bülent’ten yana umudum yüksek. Tolga da umarım sürüne sürüne geri döner Hilal Cebeci şarkısındaki gibi!
Şarkı demişken Gülüm Çahan’ın jenerikteki şarkısı da çok tatlıydı, ba-yıl-dım!
Baharın adım seslerini ufak ufak duymaya başlarken nur topu gibi bir dizimiz oldu; temposu ve reytingi yüksek olsun.