60'şar dakikalık sekiz bölümden oluşan ve reklamsız yayınlanacak olan mini dizi Masum, 27 Ocak'ta ilk bölümüyle BluTv'de yayına girecek ve sekiz hafta boyunca her cuma izleyicisiyle yeni bölümünü buluşturacak. Yepyeni bir format, bir ilk, belki de üreteni ayrı, tüketeni ayrı bir mahkumiyete saplanıp kalmış ekrana atılmış bir can simidi olacak Masum. İnternetten dizi, film, program izleme platformu Netflix bu topraklara gelmeden epey önce tanıştık (sizi de tanıştırdık) Türk Malı platform BluTv'yle. İşte ilk yerli platformumuz, ilk büyük prodüksiyonlu yerli internet dizisini her tür ekranla buluşturuyor. Her şey bir yana, tarihe tanık olacağız. Bu bir.

İkincisi, kamera önü de, arkası da çok güçlü Masum'un. D productions yapımı dizi Berkun Oya'nın projesi, kendi oyunu Bayrak'ın mini dizi senaryosuna uyarlanmasını da kendisi yapmış. Berkun Oya'dan söz ederken sinema için, televizyon için hazırladığı ve uyarladığı çeşitli projeler bir yana 1999'da Ali Atay'la birlikte kurduğu Krek Tiyatro Topluluğu'nun altını çizmek lazım. Bugün ekranlarda bayılarak izlediğimiz bir çok genç oyuncunun rol aldığı oyunları izleyebilmek için Krek Tiyatro'ya bir kaç ay sonrasına rezervasyon yaptırabilenler şanslı sayıyordu kendilerini. Masum'un uyarlandığı oyun Bayrak 2009 Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde Berkun Oya'ya yılın oyun yazarı, Canan Ergüder'e de en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü getirdi.

Oyunun kadrosunda, bugün Masum'un da kadrosunda olan Ali Atay, Okan Yalabık, Bartu Küçükçağlayan da vardı. Bu üç oyuncu şimdi Haluk Bilginer, Nur Sürer, Serkan Keskin, Tülin Özen, İrem Altuğ, Defne Halman'la birlikte ekranda olacak. Masum, bir anne-baba, iki oğulları, onların eşleri ve sevgilileri üzerinden anlatılan bir psikolojik gerilim öyküsü. Kendi halinde yaşayıp giden bir ailenin hayatı ansızın üçüncü sayfa haberlerine taş çıkartan bir hale dönüşebilir mi? Göreceğiz. Dizinin yönetmeni Seren Yüce'nin ilk filmi Çoğunluk'la aldığı bir Altın Portakal var. Kısacası, eldeki veriler ve dahi izlediğimiz fragman hep iyiye işaret.

Başa dönüp toparlarsak Masum zevkle izlenecek bir dizi olmanın ötesinde, sektörle ilgili bir kılavuzluk görevi de üstlenmiş durumda. Tek bir bölüm için üç saat ekrana yapışmaktan, domates çorbasının içine atılmış kaşar gibi uzadıkça uzayan, sinir bozan senaryolardan bıkmış izleyici için çok önemli bir alternatif oluşturuyor. Hiç ara vermeden bazen günde 19 saat boyunca setlerde çalışan ekipler için de oluşturabilecek mi acaba?