Bahar geldi. Gönül yayları gevşedi. Çiçekler açtı, kuşlar ötüyor, havada aşk kokusu var sevgili okurlar. Kısmetse Olur evinde de benzer durumlar var.

Program beş aydır sürüyor, bu süre içinde herkes birden fazla kere ayrıldı barıştı, kavgalar etti. Yine de sürüyor. Yakında gong çalınca kimse Kısmetse Olur evinden elenmeyecek, evlenmek isteyenler evlenecek, evlenmeyecek olanlar da yoluna gidecek yönünde bir anons yapıldı. Ama o gongun  ne zaman çalacağı belli değil.

Kısmetse Olur’da Murat, bu aralar guru rolünde. Milli Eğtim Bakanlığı tarafından da gönderilmiş olabilir, eğitmen yarışmacı olarak. Herkes kendisine çeşitli konuları danışıyor. O da ceketini giyip, büyük bir ciddiyetle arkadaşlarına yol gösteriyor.

Mehtap ise resmen bu evde yaşlandı. Yaşı o kadar ileri olmamasına rağmen tavırları haminnemi andırıyor. Acil olarak kendisine bir aday bulmasına fayda var.

Nur gitti, Daniela Hadbildirenoğlu eve geri döndü. İyi de oldu, eve biraz hareket geldi. Daniela vaktinin çoğunu eline plastik eldivenleri takıp etrafı ovalayarak geçiriyor olsa da inceden Tankut’a çalışmayı ihmal etmiyor.

Tankut bu aralar pek revaçta. Siz onun kir pas içinde sakal-makal oturmasından IŞİD’e katıldığını ya da madende çalıştığını sanıyorsunuz ama durum öyle değil. Tankut, bir yandan Vestel reklamlarında oynuyor dünyalığını yapıyor, bir yandan da talipleriyle görüşüyor. Saçlarını yandan kazıtarak saksağan modelinde kestiren Cansu, kısır yapıp Tankut’la konuşmak üzere erkekler evine geldi. Ancak Tankut öyle kısırdan mısırdan hiç etkilenecek bir tip değil. Cansu’dan zerre hoşlanmıyor, çok belli. Kız geldiği anda anında arkasını döndü. Cansu elinde kısır tabağıyla kalakaldı. Hemen ardından evde temizlik yapmak numarasıyla ama esasında Tankut’a bakmak için gelen Daniela’yı görünce ise yüzünde güller açtı. Cansu duruma çok bozuldu ve hışımla çıktı gitti. Eh bu işler böyle Cansu, surat asarak olmuyor.

Bir de dağlar kızı Reyhan Üçetek (Seray) var, koyunları dağlarda güdüyor. Seray etkisiz eleman olarak bu hafta gidecek gibi duruyor.

Kızlar durup durup Hazal’ın Emre’ye, Emre’nin ona aşık olduğu kadar aşık olmadığını, bu çiftin aşkının sahte olduğu hakkında konuşuyorlar. Gerçi Emre’ye hiç güven olmaz anında dönebilir, Hazal da haklı olarak mesafeli davranıyor.

Dönmekten bahsederken esas Semih, Kısmetse Olur’un en dönek karakteri. Öte yandan bu evde herkes birbiriyle tanışabilir, konuşabilir ne var yani? Semih, kollarını sıvadığı ceketi, V yakalı tişörtü ya da düğmeleri karnına kadar açık gömleği, rugan ayakkabıları ile Kapalıçarşı esnafını andırıyor. Halıcı olabilir mesela. Paralı bir tipi var Semih’in.

Kızlar Hazal ve Emre’nin aşkının gerçekliğini sorgularken erkekler hayallerindeki kadınlardan bahsettiler; saçı uzun olsun, boyu şöyle olsun, yanağında bir beni mutlaka olsun, anada babada da bir şeyler olsun falan diye. Bir de klarnetçi bir çocuk almışlar, onun da adı Emre. Yalnız o şart koşmuş, akşamları gidip arkadaşlarla çalacağız diye. İşte Emregül de (bu adı diğer Emre ile karışmasın diye arkadaşları taktı) hayalindeki kadını sporcu olacak, fiziği düzgün olacak ve klarnet sevecek diye tarif etti.

O kedi buraya gelecek!

Kısmetse Olur’da Pervin Vatansever adında bir ilişki uzmanı var. Arası limoni olan çiftler ona yönlendiriliyor. Örneğin kimsenin umursamadığı adam Batuhan ve varoşların gülü Ayça gibi. İlişki uzmanı Ayça’ya Batuhan’la konuşurken “kes be!” ve “sus!” dememesini Batu’nun buna çok kırıldığını söyledi. Ayça’ya, varoşluktan biraz sıyrıl diyor özetle. Ayça da zaten “Ben komple değiştiririm kendimi,” diyerek olumlu yönde adım atacağının sinyallerini verdi. Bununla birlikte Ayça, Batuhan’dan evlenme teklifi gelmesi takdirinde onunla barışacağını söyledi. Önümde diz çökecek, bana evlenme teklif edecek dedi. Ayça, o kedi buraya gelecek diyor.

Cansel dudaklarını kıvırıp oturururken, aslında gayet iyi Türkçe bilen god damn it Eser kendi kendine yükseliyor, sinirleniyor aralarda İngilizce bir takım şeyler söylüyor.

Ziyarete gelen eski yarışmacılar

Kısmetse Olur evinden tam anlamıyla ayrılmak diye bir şey yok biliyorsunuz. Yarışmadan elenenler her an yeniden eve yarışmacı olarak dönebileceği gibi, dönem dönem gelip arkadaşlarını ziyaret de edebiliyor. İşte bu hafta da Ceyda ve Nur eve konuk olarak geldiler.

Nur, evden ayrılırken arkasından arkadaşları ağlamadığı için çok bozulmuş. Nur prenses biliyorsunuz, herkes onun için ağlamak, sevinmek zorunda. Ben eğer bu evde yarışmacı olsaydım mesela bilhassa onu ağlatmak için elimden geleni yapardım. Neden o giderken arkasından ağlanacak belli değil. Alt tarafı bir yarışma evinden ayrılıyor, sanki cenazesi çıkıyor yahu.

Ceyda Nefretdilli ise Adnan’la hesaplaştı. Evden ayrıldıktan sonra yarışmayı seyrettiğini her şeyin çok netleştiğini söyledi. Ama ben izlediğini anladığından pek emin değilim. Zira Ceyda, cümleye başlıyor ama akım yetmediği için sonunu getiremiyor. Şakayı, doğruyu, içinde bulunduğu ortamı algılayamıyor. Başta Mehtap olmak üzere tüm kızlar gitmesi için birlik oldu şimdi eve ziyaretçi olarak gelince çok üzülmüş gibi davrandılar tabii.

Fişnik

Bir de fişnik var. Kısmetse Olur sayesinde dağarcığımıza yeni bir kelime kazandık. “Fişnik”, gaz vermek, dolduruşa getirmek anlamına geliyor. Örneğin, bir adayın elenmesi yönünde lobi yaparken, ayrılma ya da birleşme kararları verilirken fişnik yapılıyor.

Kısmetse Olur’da durumlar böyle. Fişnik var, ilişki terapisi var. Cumartesi fanlarla buluşacaklar, fanlar haftanın alçağı, haftanın tatlısını falan seçecekler. Keşke ben de gitsem, şiir bile yazardım, orada okurdum: “Mehtabım benim canım sincabım. /Ali sana kurban olsun./ Kadehlere şarap dolsun.” Neyse, başka zamana kısmetse.