Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Gençlik dizisi gibi gençlik dizisi: Arkadaşlar İyidir

Arkadaşlar İyidir bu reytingleri haketmiyor arkadaşlar. Ya da belki Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanının film yapılacağını duyunca, bildiğimiz Madonna’nın hayatı beyazperdeye yansıyacak diye düşünen sığ kafaların her gün saatlerce konuştuğu ekranlarda tam da bunu hakediyor, bilemiyorum.

Ama şu bir gerçek ki Arkadaşlar İyidir iyi bir dizi, iyi bir gençlik dizisi. İzleyen dağarcığına çok tatlı tüyolar ekler, izlemeyen kaybeder. Keşke kanal biraz daha arkasında dursa, gününü değiştirse, bir şeyler yapsa… Yazık olacak çünkü biterse.

Neden iyi bir dizi peki? Bakalım:

Bir kere, ana karakterlerimiz olan beş arkadaşın beşi de (aslında altı oldular artık) kendi hayat tarzına göre son derece gerçek sorunlarla mücadele ediyor.

Seda (Aslı Melisa Uzun): Hali vakti yerinde bir ailenin, iyi yetişmiş kızı. Beş arkadaşın içinde en saf olanı fakat babasının ilişkisini ve başka bir kadından çocuğunu keşfedince bu yükü annesine sezdirmeden taşıyacak kadar da olgun. Okul arkadaşı Eren’e aşık, bunu itiraf edecek kadar cesur ama oyuna gelmeye de açık. Bakalım kendini koruyabilecek mi?

 

 

Gizem (Su Kutlu): Küçük Kara Melek. Ama sırf kötülükten ibaret olmadığını gördükçe daha çok üzülüyoruz kendisi için. Annesiyle ve Eren’in ailesiyle birlikte olduğu sahnelerde ne kadar kırılgan bir küçük kız olduğu giderek daha fazla ortaya çıkıyor. Aslında Eren’e o kadar uygun ki…

 

 

Merve (Hayal Köseoğlu): Şahane bir karakter Merve. Bir önceki bölümde ‘güzel’ kızların asla bilemeyeceği bir şeyi, ‘şişman kız’ olmanın insana nasıl ekstra bir yük getirdiğini tatlı tatlı, hırssız, komplekssiz açıkladığı sahne o kadar başarılıydı ki, liselerde, üniversitelerde filan izlettirilmeli. Genç kızların özgüvenini tazeleyecek, insana kendini iyi hissettirecek sayılı dizi sahnelerimizden biri olarak tarihe geçti. Hayal Köseoğlu artık nerede oynarsa oynasın, ben oradayım.

 

 

Eren (İdris Nebi Taşkan): 14 yaşından beri annesiyle kardeşine babalık yapan, hayat ne kadar bastırsa da yoldan çıkmamaya kararlı, akıllı, hassas, yaşadığı feci çocukluğun izlerini silmeye çalışan Eren. Şansı arkadaşları. Gizem’le, Tarık Hoca’nın da dediği gibi yanacak ama sonra küllerinden yeniden doğacak. Bütün ekip evine gelip de yaşadığı yeri görünce kendini varlıklı gösterme çabasını itiraf ettiği sahne harikaydı. Onunla beraber bizim de üzerimizden yük kalktı.

 

 

Yunus (Akın Akınözü): Nasıl düz bir çocuk, tam da bunun için şahane bir karakter işte. Gizlisi, saklısı, hesabı yok. Hoşlanmadığını da, hoşlandığını da kalp kırmadan söyleyebilen, ince, düşünceli, iyi bir insan. Arkadaşlarının varlığından duyduğu minneti en açık ifade eden o. Bakalım onu doğuran kadın nasıl biri çıkacak?

 

Arda (Cankat Aydos): Böyle komplekssiz bir genç karakter hatırlamıyorum ben dizilerde, siz? İkinci kez kullanıyorum komplekssiz sıfatını, diğeri de Merve içindi. İkisinin ilişkisi ne kadar güzel ya, bir bana mı öyle geliyor? Arda’nın Merve’nin annesiyle konuştuğu sahne harikaydı. Kadın bile pes etti. Kılçığını atıp da gitti ama bu ilişki öyle kılçıklarla yara almaz. Yaptığı işten utanmayan, kendine güvenli Arda gençlerin sınıf atlamaya çalışmaktan başka şeylerle de meşgul olabileceğine örnek.

1 2
Leyla Ağra
17/10/2016 14:33
YORUMLAR




DİĞER HABERLER