Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Evet Eda Yıldız, anlat bakalım!

"İlk ve son tatilimizdi" deyince içi giden Serkan, all exclusive şelalelerde adaleli kollar arasında yüzmenin tadı damağından gitmeyen Eda ve bu ikilinin çevresinde dönen yeni olaylarla Sen Çal Kapımı'nın altıncı bölümünü de izledik.

Öncelikle, bir dizi gününün asla bitmemesi durumu beni zaman ve mekan mefhumları üzerinde düşünür hale getirdi. Biz faniler bir günlük süre içine ancak işe gidip gelmeyi, zar zor bir yemek yiyip, banyo yapmayı sığdırabilirken, bir dizi gününde bir esas kız 17 farklı mekanda bulunabiliyor, bir esas oğlan 29 kişiyle özel toplantı yapabiliyor, insanlar Amerika'dan uçup ev bakmaya gelebiliyor yahu!  Ne çok curcuna oldu bir 19 Ağustos içinde.

 

19 Ağustos demişken, bu belirli bir günde assla ve kat'a işe gitmeme, ortalıkta görünmeme geleneğini Ömer İplikçi'den hatırlıyorum ben. Annesinin ölüm yıldönümlerinde (amcası ile birlikte) ortadan kaybolarak Defne'ye "Bugün İplikçi Bayramı mı, niye kimse yok ortada?" diye sorduran, bu arada da annesinin mezarına gidip bir Fatiha okumak yerine kavak ormanında takılan Ömer'den bahsediyorum. Zenginlerin acı çekmesi bile başka oluyor. Serkan da abisinin kendisine gitar hediye ettiği günde ortadan kayboluyormuş. Çok dokunaklı ama, canım. Allah böyle acı yaşatmasın, yaşayanlara da sabır versin.

Engin'e sanırım benim nazarım değdi, geçmiş olsun tatlım. Engin tatlılığını ve Yengespor'luluğunu arttırarak devam ederken, bir yandan da hafiften ona mı dönsem buna mı gitsem, sarışın mı kızıl mı demeye başladı sanki. İki gün Pırıl'a dört nala koştuktan sonra, üçüncü gün "Ben Ceren'i çağırdım, hadi bye" diyerek Pırıl'a tabiri caizse kaidesini döndü. Ertesi gün gene Pırıl'a yanaşmalar derken Engin seni bir tokatlarım, bir tokatlarım... Neyse, sağ kulvardan bir aşk üçgeni geliyor gibi.

Grip bile olsa tüm şirketi karantinaya aldıran Serkan keşke tüm patronlara örnek olsa. Tüm dünya pandemiden kırılırken hala insanları işe getirmeye çalışan patronlar vardı, ve onlardan nefret ediyorum. 

Aydan'ın çiftlikten çıkmama sebebinin pişmanlık olduğunu düşünüyorum ben. Mesela oğlu ölmek üzereyken evi defalarca aramıştır, Aydan dışarıda olduğundan cevap verememiştir, oğlu ölmüştür, ve bundan bir şekilde kendini sorumlu tutmaktadır, bu yüzden de o günden beri asla evden çıkmamaktadır. Ya da çok aşırı bir agorafobi gelişmiş travma sonrası, bakalım, merakla bekliyorum. Ayrıca bir terapi yöntemi olarak ot yolmak ancak senden beklenirdi Aydancım, ay lav yu. Bu arada Serkan'ın abisi de trafik kazasında ölmüş herhalde, Aydan'ın Bobi kaçarken “Gitme, dışarıda arabalar var,” diye ağlamasından anlaşıldığı kadarıyla. Motoruyla giderken araba çarpmış falan olabilir mi? 

Fakat Aydan'ı yıllardır tedavi edemeyen onca terapistin, psikoloğun, ayurvedikin işte her neyse yapamadığını Eda'nın toplamda beş dakika içinde bir avuç kurutulmuş lavanta ve bir nal desenli göz maskesi ile yapmasına tebriklerimi sunuyorum. Kadının ilgiye ihtiyacı varmış işte. Eda gerçekten çok tatlı ve sıcak bir karakter, ve iyi kalpli. Aydan'la takışmalarını da pek seviyorum, zira Aydan da bayağı hızlı bir şekilde ısınıyor Eda'ya ve yavaş yavaş çok güzel eğitecek, kanatlarının altına alacak gibi geliyor bana. Bu takışmaları ikisinin de hoşuna giden bir spor olarak kalsın ilerleyen zamanlarda da. Bu arada ben Neslihan Yeldan'ı çok severim, her gördüğüm dizide de izlerim. Kapıdan çıktığını gören Aydan'ın o ağlaması ne güzeldi, o ağlarken benim içim rahatladı sanki.

Alptekin de şu sıralar etkisiz eleman. Aydan ile aralarındaki buzlar bayağı kalın malesef, ama Alptekin ilgi göstermiyordan ziyade Aydan ilgiyi almıyor demek lazım sanki. Hep bir kontrol derdinde, havuz başındaki konuşmada araya duvarları çekenin Aydan olduğunu gördüm ben. 

Mahallenin delisi Erdem, Serkan'ın tansiyonu yükseldiğinde aksiyonlu müzik çalmak üzere akıllı saati ayarlarken, keşke libidosu yükseldiğinde de Jaws müziği çalacak şekilde ayarlasaydı. Böylece Eda da ayardı duruma. Öten saati çıkarmak yerine kolunu sallayan (ve böylece kalp atışlarını daha da hızlandıran) Serkan :D alemsin. Koşarak kaçsaydın keşke, o zaman dururdu shgsgfshf. Random güldürüyorsun beni buralarda. Serkan'ın paniğe uzaktan göz kırptığı nadir anlardaki o çocuksu halini pek seviyorum. Ciddiyet kumkuması, "Assssla plansız hareket etmem mhmhm" modunun kaybolması anlık da olsa güzel oluyor, kendisine yeni bir cephe katıyor. Fakat yine de çok abartmamak lazım zira Serkan, 'nişanlı'sını telefonuna adı ve soyadıyla kaydeden bir insan. Ama bir yandan da Eda'nın masasına bıraktığı çiçeği saklayan bir insan. Önce Eda'yı bütün şirketin önünde azarlayan, üç saat sonra da "Hiçbir şey gözyaşlarına değmez," diyerek kalpleri Milka çikolata gibi eriten bir insan. Sen ne menem bir insansın eyy Serkan Bolat? 

Şimdi, bir yaz dizisinin demirbaş şarkıları vardır. İlla ki ya Kaçın Kurası, ya Hey Seni Yerler gibi şarkılar çalar o esas oğlan yürümek, yüzmek, gözlüklerini çıkarmak gibi kendisi için normal, insanlık için paranormal aktiviteler yaparken. Sen Çal Kapımı'da bu alaturkalıklar yok, ama bir klip yakın zamanda gelir bizim esas oğlana da. Siz hangi şarkıyı yakıştırırsınız Serkan'a, a dostlar? 

Eda'ya kediyi öldüren merak atasözünü öğretmek lazım ki gidip gidip Selin'e koz vermesin. Gerçi kendisi henüz hafiften tütmekte olan mercimeklerin varlığından haberdar değil, hala Serkan'ı Selin'e yamamaya çalışıyor, safım benim. Duvara çivi çakan erkeğini izlerken salyaları pıt pıt parkeye damlıyordu. Ayrıcaaaa... Köftehor Eda, herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın, uyuma numarası yaparak adamın göğsüne yatışın, yetinmeyip bir de boynuna kedi gibi mayışman takdirimi kazandı. Akıllı bir kadın fırsat geldiğinde bunu hemmen değerlendirir, gelmiyorsa fırsatını kendi yaratır. Aferin.

Ayfer "Hiçbir erkeğin sizi kurtarmasına ihtiyacınız yok!!" diyerek gönlümü bir kez daha fethetti. Arkadakiler için bir daha söyle Ayfer Aro. Tabii bu güzel mesaj, Serkan'ın çıkagelip günü kurtarmasıyla biraz zedelenir gibi oldu ama olsun, Eda'nın ve diğerlerinin emeğinin hakkı yenmedi. Zaten Serkan pelerinsiz kahraman sendromundan muzdarip değil. Okula bağışladığı kütüphanenin pazarlama için kullanılmasını istememesi de güzel bir andı, araya sıkıştırılmıştı.

Fifi'yi seviyorum, ama geçen haftadan beri Melo'ya uyuzum arkadaşlar. O iş görüşmesi muhabbeti, herkesle aşırı bir samimiyet, Kaan'ı görünce tamamen dağılması falan, bir insan bu kadar da şapşal olmaz ki. Fifi ve Erdem bana sado-mazo bir çift olur gibi geliyor, daha doğrusu Erdem Fifi'nin kölesi olur, ayaklarını yıkar. Bu kadar uyumsuz bir çifti yıllardır görmemiştim ekranlarda, bakalım neler olacak. Bir daha tekrarlıyorum, Engin-Ceren olsun. 40 kere söylersek olurmuş, haydi.

Selin ve Ferit'e de iki kelam edeyim. Ferit'in yaptığı şeyi hemen itiraf etmesini ve açıklama yapıp özür dilemeye de hazır olmasını takdir ediyorum. Ferit zaten bayağı modern ve sevilesi bir tip çiziyor şimdilik. Selin de yavaş yavaş Serkan'la vedalaşıyor kendi içinde ama bir yandan da "o sözleşmede bir şey var" diyerek hırslanması, yakında kendisinden türlü şeytanlıklar bekleyebileceğimizi gösterdi.

Geçen haftaki yazımdan bir yanlışımı düzelteyim; dipnot olarak Serkan'ın kızı tutup götürme anlarında çalan şarkıdan bahsetmiştim.  Tolan Shaw’un söylediği şarkının adı Gold imiş; nakaratın son dizesinde de ‘you're good as gold’ diyormuş. Ben öyle bir yanlış anlamışım ki sözlerini, rezillik. Ama şarkı çok güzel!

Son olarak isyanımı dile getirmek istiyorum; eyy kanallar, bu neçe bir yayındır? Sadece Fox TV değil bütün kanalların bunu yaptığını gördüm. Eskiden de reklamlardan şikayet ederdik ama şu anki yayınların yanında hiçbir şeymiş onlar. Önce geçen haftanın yüzde75'ini tekrar ver, arada dizi uzunluğu kadar reklamla tabii; ondan sonra dizi başlamadan bir reklam, jenerik, reklam, ilk sahne, reklam,... keza son sahne, reklam, son sahne tekrar, reklam, son sahne tekrar tekrar, reklam. Bu nedir arkadaşlar? Bir tek dizi = altı saat, insan utanır. 

Haftaya görüşmek ve çiftimizi iyice didiklemek üzere!

 

MERVE DENİZ



YORUMLAR




DİĞER HABERLER