Bizde de ABD'yle eş zamanlı olarak BluTv'de yayınlanan sekiz Emmy ödüllü
The Handmaid's Tale uyarlamasıyla Kanadalı usta yazar Margaret Atwood'u yeniden keşfeden ve dizinin ikinci sezonunu sabırsızlıkla bekleyenler için yepyeni bir Atwood uyarlaması geldi:
Alias Grace. Yani 1800'lerde daha çocukken ailesiyle birlikte İrlanda'dan Kanada'ya göç eden yoksul Grace'in hikayesi. Aylar süren korkunç bir yolculuktan sonra vardığı yeni ülkede hizmetçi olarak çalışmaya başlayan ve bir süre sonra kendisine yardım eden bir adamla birlikte çalıştığı evin sahibini ve kahyasını vahşice katletmek suçundan hüküm giyen Grace'in özelliği gerçek olması. Google'a Grace Marks yazınca 18 Temmuz 1843'de işlenen cinayetin ayrıntılarına ulaşılıyor. Birlikte hareket ettiği adam asılırken Grace 16 yaşında olduğu için ömür boyu hapse mahkum edilmiş. Cinayetin planlayıcısı mı, yoksa sadece masum bir kurban mı olduğu bugün bile tartışılan Grace Marks 30 yılın ardından hapisaneden çıktıktan sonra da ortadan kaybolmuş. Atwood'un romanında Grace'in suçlu olup olmadığını anlamaya çalışan bir 'kafa doktoru'yla görüşmeleri üzerinden cinayetin izi sürülüyor ama aslında hem romanın hem dizinin sonuna gelindiğinde asıl amacın cinayeti değil de Grace'i çözmek olduğu anlaşılıyor. Tabii onu bu noktaya sürükleyen koşulları da.
Alias Grace'in yakın zamanda bu kadar çok izlenen ve ödüllendirilen The Handmaid's Tale'le karşılaştırılması kaçınılmaz elbette. Her iki dizide de müthiş bir baskı altındaki kadınların onca yükün altında kendilerine ufacık da olsa bağımsızlık alanları yaratmaları gözden kaçmıyor. Distopik bir dünyada geçen 'The Handmaid's Tale'de bütün haklarını kaybeden kadınlar varken bir dönem dizisi olan Alias Grace'de kadınların hiçbir hakkı yok henüz. Ve Alias Grace'in gerçek olması nedeniyle daha korkunç olduğu söylenebilir.
Alias Grace'in bir özelliği de tam anlamıyla kadınların elinden çıkmış bir dizi olması. Atwood'un kitabını dizi haline getiren, senaryosunu da yazan isim hem oyunculuğuyla hem de yazıp yönettiği ödüllü belgeselleriyle tanıdığımız Sarah Polley. Yönetmen ise Amerikan Sapığı'nı da yönetmiş olan Mary Harron. Genel olarak bol ışıklı, sakin, huzurlu olan ortamların arasına bıçak gibi giren rahatsız edici sahneler de onun eseri. Grace rolünde izlediğimiz Sarah Gadon dizinin bütün yükünü üstlenip, dupduru güzelliği ve oyunculuğuyla insanı ekrana mıhlıyor. Tıpkı dizideki doktor gibi Grace'e kapılıp gidiyoruz izlerken. Anna Paquin'in ve ünlü yönetmen David Cronenberg'in de rol aldığı Alias Grace'i ortaya çıkaran bu dört kadın da Kanadalı. Altı bölümlük dizi zamanın nasıl geçtiğini farkettirmiyor.
Son not olarak da The Handmaid's Tale'in ve Alias Grace'in Damızlık Kızın Öyküsü ve Nam-ı Diğer Grace adıyla geçtiğimiz aylarda Doğan Kitap tarafından yeni baskılarının yayımlandığını belirtelim. (Netflix)