Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Akıl ve zarafet: Miray Daner

Futbolun birkaç adamın topu kaleye isabet ettirmeye çalışması olduğunu zannedenler çok yanılıyor. Futbol akıl oyunudur. Karşı takımın kullanabileceğin kanadını bulmak oyunu orada kurmak taktik değil stratejidir. Oyunculuğu biraz futbola benzetiyorum. Bir oyuncunun senaryo için gerekli olduğunu düşündüğü tarafa ve duyguya sahneyi kurması ve tüm bunları teknik direktör gibi oyuncu dizen yönetmeniyle strateji geliştirerek yapması aklın ürünü, yetenek sonra geliyor kanaatimce.

Hilal gibi avuç içi kadar bir kadın matbaaya girdiğinde, hapishanedeyken hatta idama yürürken devleşiyorsa hepimiz ayağa kalkıp “Seni sevmeyen ölsün!” diye tezahürat yapıyorsak bu Miray Daner’in sahneyi ele geçirişiyle, tüm duygusal ağırlığı en doğru yere kurmasıyla oluyor. Halit İkbal ise Miray’ın sesiyle yarattığı bir karakter. Miray Daner uzun yıllar sesini eğitmenin karşılığını belki de en çok bu karakteri yaratırken gördü. “Daha ne kadar eğileceksin!” vurgusu o kadar başarılı ki alternatif bir evrende George Orwell dünyasının direnişine, poster ve illüstrasyonlarına ilham olabilirdi.

Belki de en sevdiğim repliklerden biri olarak kalacak “Sevmiyorum, seni sevmeyeceğim,” repliği. Gözleri ayrı, sesi ayrı, dili ayrı konuşturmak sağ kanatta da oynayabilen sol bek olmak gibi bir şey. Miray’ın bir de hayal kırıklığı, öfke, acı ne ararsan bulunabilecek “Bir daha bana yaklaşırsan o Türk kızı ecelin olur Teğmen, anlaşıldı mı?” repliği var ki o güçlü duruşa ve sert sözlere rağmen izleyiciye o an dokunsan ağlayacakmış hissiyatını geçiriyor. Oyunculuk hakkında ahkâm kesecek bilgim yok, haddim de değil ama anladığım kadarıyla bir karakterin bu ikilemler arasında kalan ruhunun seyirciye yansıtıldığı gerilim ve içsel çatışma anı işin doruk noktası. Özellikle bu sahnelerde Miray Daner’e özgü hem çok estetik hem çok zarif çalımlar var. Aşkını, teslimiyetini ve içinde kopan fırtınaları gizlemeye çalışarak aktarmak, güçlü görünmeye uğraşırken gözlerinin sevdiği adamda yolculuk etmesine izin vermek, bir yandan da kendini tutmak ve direnmek. Tüm bunları aynı bedende yansıtmak çok zor olsa gerek. Miray bu sahnelerdeki inceliği ile Hilal’i getirip vicdanımızın ortasına bırakıyor. Bizler de Hilal’i bir yandan “Bu bir savaş kendine gel,” diye hırpalarken bir yandan da “Koş, sarıl Leon’a,” diye yüreklendiriyoruz. İzleyicilerin dizi süresince kalbinde ve vicdanında açtığı bu meydan muharebesinden Miray’ın akıl dolu oyunu sorumlu. Zaten izleyici duygudan duyguya sürüklenmekten başka ne ister ki? O yüzden, iyi ki!

Hilal canlandırması çok zor bir karakter oldu. İlk bölümler itibariyle, Cumhuriyet’in ilanından sonra devlet feminizminin temsiliyetine dönüşme ihtimali de olan düz bir karakterdi aslında. Leon’a olan aşkı onu o kadar katmanlandırdı ki şu anda senaryonun ortasında oturuyor. Tim Robbins’in sinopsislerin ilk cümlesini okuyarak filmlerine karar verdiğini okumuştum. Eline, daha cümleyi yazarken bile insanı heyecanlandıran “Vatansever bir Türk kızı, işgalci Yunan teğmenine aşık olur” diye başlayan bir sinopsis gelse düşünmeden kabul ederdi sanırım. Bu konu tek başına bir film konusu.  

Miray Daner henüz vatan sevgisini ve bir insana duyulan aşkı harmanlama yollarını bulamayan Hilal’in kararsızlığını ellerimize bırakıyor. Uzun bir yolu var, ruhsal düğümleri bir bölümde çözülemez; şimdilik Hilal’e kırılın ama henüz kızmayın, diyor. Örneğin, “Benim gidecek yerim yok,” diyen Leon’a o kadar sert bakıyor ki gerçekten bir insanı sevmeyen memleket sevmeyi nereden bilecek ne demek anlamamış gözlerinde görüyor ve kızıyoruz ama sonra dudakları titreyerek “Hoşçakal Teğ-men,” diyor; her hecede kalbinden ayrı bir parça sökülüp gidiyor, ona şahit oluyoruz. Son dakika golü yemiş taraftar gibi koltuklarımıza çakılıp kalıyor, bu sefer de Hilal’le ağlıyoruz. Hilal çok özel bir karakter; Miray Daner gibi bir oyuncu canlandırdığı için çok şanslıyız. Tüm bu gelgitli dünyayı daha iyi yorumlayabilecek bir oyuncu ben bilmiyorum. Daha önceki işlerini izlemedim ama daha uzun yıllar Miray Daner’den bahsedeceğiz o kesin. Yolu hep açık olsun…

 

URBAN FRINGE

YORUMLAR




DİĞER HABERLER