ATV’de yayınlanan Kara Ekmek, emin adımlarla ilerleyen bir hayatta kalma hikâyesi. Senaryosunu Gül Abus Semerci ve Yelda Eroğlu’nun yazdığı dizi, sağlam oyuncu kadrosu ve senaryosuyla hanım hanım kızların üstün sıkıcı evlilik hayallerinin ve peri masallarının egemen olduğu ekranlarımıza dişli karakterler getirerek yeni bir soluk oldu. Kara Ekmek, ilk bakışta yalı, gecekondu, yükselmek isteyen kız gibi unsurları ve bol entrikalı yapısıyla çok klişe gibi görünmekle birlikte, bu donelerle ustaca oynayarak başka yönlere açılan sürprizli bir dizi. Ön yargılarınızı bırakarak izlemenizi tavsiye ederim.
Bu dizide erkekler aldatıyor, güçsüz, güvenilmez ve bencil. Kadınlar ise güçlü, kararlı ve korkusuz. Kadınlar yarı yolda bırakılsa da, görmezden gelinmeye çalışılsa da, aldatılsa da, kazık yese de yılmıyor, akıllarını kullanarak yollarını belirleyebiliyor.
Kısaca konuyu anlatayım: Mine (Elifcan Ongurlar) ve Asiye (Özlem Yılmaz) , İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde, zorluklar içinde yaşamaya çalışan iki kız kardeştir. Hayat bu sevgisiz ve umutsuz kardeşlerin üzerinden silindir misali geçmektedir. Mine, bir hazır giyim atölyesinde çalışmaktadır. Babası Salim (Altan Erkekli) naylonculuk yapmaktadır. Üvey anne Pervin (Gülçin Santırcıoğlu) ise, kızların hayatını zorlaştırmak için elinden geleni yapmaktadır. Bununla birlikte, Pervin’in de hayatı hiç iç açıcı değildir. İki yetişkin kızın yanı sıra Ayşe adında hasta bir kıza ve kayınvalideye bakması gerekmektedir. Üstelik Pervin’in de engelli bir kardeşi ve önceki evliliğinden olma bir oğlu vardır.
Diğer yandan Çetin (Ushan Çakır) ve ailesi yalıda yaşamaktadır. Zaten yalı olmasaydı bu diziyi bu kadar da merakla izlemezdim. Sürekli fakirlik ve mutsuzluk içinde geçen bir hikâye hiç çekilmezdi çünkü. Çetin, sorumsuz, gününü gün eden, ailesinin parasını harcamaktan başka derdi olmayan biraz da yavaş anlayan bir oğlandır. Dayısı Taylan (Engin Hepileri) ise zengin takımından olmakla birlikte vicdanlıdır. Bunu daha ilk bölümde kaza yapan işçiyi hastaneye götürmesinden anlarız. Üç yıl önce kızlarını kaybettiklerinden beri karısı Hale (Başak Daşman) ile evlilikleri çatırdamış, aralarında bir kopukluk yaşanmaktadır.
Asiye, sevgilisinden hamiledir. Sevgilisi evlenmeyi kabul etmeyip bir de üstüne Asiye’ye uzak durmasını söyleyip itip kakınca, Asiye onu bıçaklar. Artık Asiye ve Mine için kaçmaktan başka çare kalmamıştır. Yolda, otostop yaparlar. Arabada zengin çocuğu Çetin (Ushan Çakır) ve nişanlısı Selen’le tanışırlar. Çetin ve Selen uçurumun kenarında kavga ederler. Tam birbirlerini itelerken Selen aşağı düşer. -Siz siz olun uçurumda kavga etmeyin bu arada, aman diyeyim- Özetle, Mine ve Asiye bu cinayete ya da kazaya tanık olurlar. Asiye hemen bunu bir fırsata çevirerek, Selen’in yerine geçer. Yeni kimliğinde yeniden doğacaktır.
Bundan sonrası biraz Tom Ripley, biraz sınıf mücadelesi biraz da Thelma and Louise. Asiye ezik ezik boynunu eğmek yerine, ipleri eline alır, Selen’in yerine geçer. Ataerkil düzene hizmet eden herkesi tek tek sıraya dizer ve gereğini yapar.
Asiye ya da yalıdaki yeni ismiyle Selen, korkusuz, küfürbaz, gözü kara bir karakter. Ne korunmaya muhtaç bir narin ceylan, ne de argodan, küfürden imtina eden sürekli gülümseyen bir kadın. Lanlı lunlu konuşmaktan çekinmezken diğer yandan evde çalışan insanlara insan gibi davranan alışılmadık bir tip. Gecekondudayken de, yalıdayken de aynı müdanasız karakter. Yalıya taşındığında biraz daha törpülense de, lafını sakınmadan konuşarak, “üç kuruşluk insanların milyonluk laflarına hastayım” gibi aforizmalarla, zenginlere başka hayatların da olduğunu hatırlatan biri. Sistemi, kendi çıkarları için kullanarak, kimseye dayanmadan, kendi hayatını kuran ve yolunda ilerleyen, cesur bir kadın.
İlerleyen bölümlerde geçmişten gelen insanlar ortaya çıkmakta ve Asiye’yi gerçek kimliğini ortaya çıkarmakla ilgili tehdit etmektedir. Diğer yandan kız kardeşi Mine’yi de hizmetçi olarak yalıya aldıran Asiye, kız kardeşinin Taylan’la olan yakınlaşmasından da rahatsızlık duymaktadır. Aynı erkekle ilgilenmekten dolayı iki kız kardeşin arası açılacak mı bunu ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Kız kardeşlik, kadın dayanışması sularında ilerleyen bir dizinin bir adam yüzünden birbirine giren kız kardeşler tufasına düşmeyeceğini bu durumu yine beklenmedik bir biçimde halledeceğini umuyorum.
Kara Ekmek, hayatları fakirlik, engeller, dayakla geçmiş, türlü sefalet çekmiş, her zaman yüz üstü bırakılmış kadınların rüzgâr tersine döndüğünde neler yapabileceğini göstermesi bakımından çok zevkli bir dizi. Yönetmenliğini Taner Akvardar’ın yaptığı dizinin yapım şirketi ise Limon Film. Dilerim, ilerleyen bölümlerde de bu tadı koruyarak yoluna devam eder.