Bazen dünya insanın öyle üstüne geliyor ki, tüm yapmak istediği bir başkasının dünyasında yarım saatliğine olsun kaybolmak oluyor. Hele bizimki gibi haksızlıkların, eşitsizliklerin genel geçer sayıldığı her geçen gün içinizin daha da daraldığı dünyalarda. İşte böyle zamanlarda telenovela çok iyi gelir sevgili Ekranellacılar. Dertleri unutmak istediğinizde bir başkasının dramasına odaklanmaktan daha iyi bir çare yok çünkü. Bu, hafta içi her gün 15:00’te TV8’de yayınlanan İntikam Vakti dizisindeki Inês ve Marta adındaki iki kız kardeşin sonu gelmeyen entrika, çakallık ve dertleri olsa bile. Ayrıca güzel kıyafetler, renkli görüntüler, Portekizce şarkılar, aşk meşk ve yakışıklı çocuklar da var. Daha ne olsun?

Telenovela orijinal olarak Latin Amerika’da üretilen bir dizi formatı ama artık birçok ülkede uygulanıyor. Bunlardan biri de Portekiz. Eskiden Brezilya’dan telenovelaları ithal eden Portekiz, artık kendi dizilerini yapıyor. Üstelik bu konuda gayet başarılı. 2010 yılında Meu Amor ("My Love") ile ilk Emmysini aldı. 24 Ekim’de TV8 tarafından İntikam Vakti adıyla yayınlanmaya başlayan Laços de Sangue  ise bir diğer Emmy ödüllü Portekiz dizisi.

Size İntikam Vakti’nin konusunu kısaca anlatayım; Inês ve Marta adında iki kız kardeş, biri diğerinin bebeğini istediği için itişirken nehire düşer, akıntıya kapılırlar. Babaları Inês’i kurtarırken tak diye kafasını kayaya vurarak ölür. Arama ekipleri Marta’yı bulamazlar, öldüğünü düşünürler. Anneleri ise kocasının ve öldüğünü sandığı kızı Marta’nın yasını tutar. Bu olaylar 1984’te yaşanmaktadır.

Derken günümüze geliriz. Inês ve annesinin bir restoranı vardır. Refah içinde yaşamaktadırlar. Inês (Diana Chavez), João (Diogo Morgado) adında yakışıklı bir doktor çocukla birliktedir. João, Amazon’da insanlık namına gönüllü bir işler yaparken Inês’i çok sevdiğini anlar ve ona evlilik teklif eder. Inês de bu teklifi kabul eder. Ancak João’nun büyük babasına inme gelir. Sahtekar torun Ricardo, Panama’da var olmayan bir şirkete yatırım yapmak için onun hesabından para çekmiştir.

Diğer yandan Inês’in kayıp ve öldüğü düşünülen kız kardeşi Marta (Joano Santos), Diana olarak bambaşka bir yaşam sürmektedir. Diana çok güzel bir kızdır fakat çiçekçi olarak çalışmaktan hiç memnun değildir. Gözü yüksektedir. Kazanın ardından Marta’yı yolda bulan Chrissie ve Alvaro onu ölen çocukları Diana’nın yerine koyarak yetiştirmişlerdir. Geçirdiği şok yüzünden hafızasını yitiren Diana (Marta) ise gerçek ailesi hakkında hiçbir şey bilmemekte, keko gibi Chrissie ve Alvaro’nun kendi ailesi olduğunu sanmaktadır. Ta ki bir gün Chrissie ve Alvaro’yu kendi aralarında onun gerçek çocukları olmadığını konuşurken duyana kadar! Diana kütüphaneye gidip araştırma yapar ve her şeyi bir bir öğrenir. Biyolojik ailesini bulduğunda kararını vermiştir. İntikam alacaktır! Özellikle de Inês’ten. Onun servetini, João’sunu, kendinden çaldığını düşündüğü hayatını elinden alacaktır.

Telenovelalarda yitirilen aşk, ana-kız kavgası, uzun zamandır ortada görülmeyen akraba, ansızın aşkı bulmak gibi müthiş güzel temalar var, genelde de düğün dernekle mutlu biten bir format ama daha fazlası da var.

Aşk ve mantık ikilemi bu tür dizilerin bel kemiğini oluşturuyor. İşte iki insan birbirine aşık olur, ardından karşılarına zorluklar çıkar, o zorlukları yenerler ve sonunda kavuşurlar. Ama bunun yanında iyi ve kötü, zengin ve yoksul arasındaki mücadele de anlatılıyor.

İntikam Vakti’nde, zengin adamlar genelde karılarını aldatan ya da kadınların suratına bile bakmayan, ihmalkâr, kumarbaz, sözüne güvenilmez ve zalim kişiler olarak portre ediliyor. İşçilerin parasını vermeyen çok kötü bir patron var mesela. Kadın işçiler örgütleniyor, fabrikanın kapısına dikiliyorlar. Patron gayet pişkin ve terbiyesiz bir şekilde işçilere seslerini kesmelerini söylediğinde ise; “saygı istiyorsan, fakirden çalmayı bırak” yanıtını alıyor.

Dolayısıyla yalnızca romans ve dramadan ibaret bir dizi değil İntikam Vakti. Haftanın beş günü dertlerini, korkularını, kişisel çalkantılarını unutup, bir çok ülkede milyonlarca kişi tarafından izlendiği göz önüne alındığında, hayatımızdaki hangi eksikleri giderdiğini de düşünmek gerekir belki.