TRT1'de dizi izlenmezdi. Öyle bir algı vardı yanisi. Senelerden beridir TRT1'de sadece haber izlenirdi. Hatta rakip kanallar bir bir ortaya çıkmaya başladığında, haberler bile izlenmiyordu desek yalan olmazdı herhalde:) Şeytanın bacağını Leyla ile Mecnun ile kırmıştı TRT 1. Pazartesi akşamları -hatta geceleri mi desek? - açılırdı kanal ve uyuyana kadar da kapanmazdı. Şimdilerde ise durum epey değişti. Kaliteli programların, haber yayınlarının yanı sıra kanalın dizileri de ivme kazandı. Birbirinden güzel diziler izledik. Misal 6 Mantı, Kızılelma, Leyla ile Mecnun, Eski Hikaye, Böyle Bitmesin vs... Son zamanlarda ise birbirinden daha da kaliteli yapımlar gelmeye başladı. Şöyle bir göz atalım yeni sezon dizilerine olma mı? :)
Diriliş-Ertuğrul
Başladığı ilk günden beri zirveyi kimselere bırakmayan Diriliş-Ertuğrul dolu dizgin devam ediyor. Entrikasız bir dakikası bile geçmeyen dizide, bölümler ilerledikçe karakterler yerine oturuyor. Olayların seyri az çok tahmin edilir gibi gelişse de, senarist ve yönetmen bizleri şaşırtmaktan geri durmuyor :) Misal, geçen bölümde çadırın içinde Ertuğrul'u beklerken, karşımıza Gündoğdu çıktı; biz tabüsü şok :D İçlerindeki haini Gündoğdu öğrendi öğrenmesine ama tepkisi ne olur kestirmesi güçtü! Bu da diziye ivme kazandırıyor haliyle. Kurdoğlu ile el ele mi verecek? Yoksa Gündoğdu kendi yoluna gidip, Kurdoğlu’na sırtını mı dönecek? İşte bunların hepsi meraktı sayın okuyucular ve izleyiciler :) Ama bu merakımızın sonunda gördük ki Gündoğdu bir başka kahraman olma yolunda ilerliyormuş :)
Diziye dair yapabileceğim tek eleştiri Selcan karakterinin her yerde karşımıza çıkmasıdır. Her fırsatta Halime'ye laf sokmaya çalışması, kardeşi Gökçe'yi sürekli gazlaması, Ertuğrul'un işlerine karışması, hainlik yapıp Kurdoğlu’na haberleri yetiştirmesi, Gündoğdu'yu yanlış yönlendirmesi vs. Selcan her yerde!! Kabus gibi hatun!!!
Entrikaların yanı sıra duru bir aşk hikayesi bizleri içine çekiyor elbette. Ertuğrul ve Halime ikilisinin kimyaları o kadar tutmuş ki yanisi izlerken doyamıyorum ben bu ikiliye... Ertuğrul'un içine sığmayan sevdası, Halime'nin sessiz sakin içinde büyüyen duyguları.. Dile geldiklerinde şiirimsi konuşmaları, bakışlarındaki hissiyat, davranışlarındaki zerafet, utangaçlık, içinin içine sığmaması halleri vs. ''Nerde o eski sevdalar?'' sorusunu soruyorsanız eğer hiç uzaklaşmayın, açın Çarşamba akşamları TRT 1'i ve izleyin Halime ile Ertuğrul'un hikayesini, benden söylemesi sizden izlemesi :))
Dipnot: Herkes belki Ertuğrul, Ertuğruull nidaları atıyordur, ben diziyi izlerken Halimee Halimee nidası atıyorum. :) Oyuncu mudur karakteri bu kadar sevdiren yoksa karakterin sessiz sakin duruşunun altındaki o güçlü duruşu mudur bilemiyorum ama benim favori karakterim Halime bunu bilir bunu söylerim :))
Yeşil Deniz
Başrollerinde Burak Serdar Şanal, Ali Barkın, Mert Turak, Melis Babadağ, Burak Alkaş ve Öykü Çelik'in olduğu Yeşil Deniz sezona sessiz sakin damgasını vuran bir dizi. Başladığı ilk günden beri ailecek izliyoruz. Özellikle babam bayılıyor diziye. En sevdiği karakter Mert Turak'ın canlandırdığı Süleyman dizideki söylenişiyle Sülüman. :) ''Neden bu kadar çok seviyorsun diziyi?'' diye sorduğumda ise aldığım cevap net; ''Beni geçmişime götürüyor bu dizi.'' ... Dizinin amacı da izleyiciyi fabrika ayarlarına döndürmek, ehh bunda da başarılı oluyorlarsa demek ki :D
Ağzını gırdığımın garibanlığının iliklere kadar hissedildiği dizide dört gencin hikayesine tanık oluyoruz. MacGyver Süleyman, radyocu İsmail, hurdacı Emin ve müezzin Cemil'in arkadaşlıkları, birbirlerine olan düşkünlükleri, zor zamanlarında el ele vermeleri, birlikte gülüp, birlikte kederlenmelerinin yanı sıra gönül dertlerine çözüm ararken antin kuntin işlere bulaşmalarını keyifle izliyoruz. :)
Bir kere bu insanlar çok güzel seviyorlar ve çok güzel utanarak gülüyorlar! Her birinin aşk hikayesi yürek burkan cinsten. Hem üzülüyoruz hallerine, hem de seviniyoruz umutlarına, hayallerine... İki ateş arasında kalan İsmail'in kimi seçeceği merak konusuyken benim gönlüm Zümrüt'ten yana idi. Kaldı ki bu bölüm İsmail sağlam adımlarla Zümrüt'e yürüdü, ben tabüsü şok, ben tabüsü mutlucuk :) Öykü Çelik'in canlandırdığı karaktere ısınamadım hala belki de o sebeptendir Sedef'e de ısınamayışım bilemiyorum ama Zümrüt de öyle güzel seviyor ki İsmail'i kıyamıyorum üzülmesine... Emin parasızlıktan ötürü kavuşamıyor olsa da Emine’sine, adım adım gerçekleşiyor vuslatları... Süleyman ile Cemil'in gönül işleri ise karışık :D Süleyman'ın sözlü olduğu kıza bizim Cemil abayı yaktı, ama ne yakmak, yanıyor adam :) Öyle güzel yanıyor ki ağlayamıyoruz haline, gülüyoruz bol bol :D Üzgünüm Cemil ama gerçekten gülümsetiyorsun bizi ekran karşısında, yüreğin öyle güzel ki er ya da geç güleceğine inanıyoruz, belki de bu yüzden ağlamıyoruz haline. :) Süleyman'ın Neşe'ye olan sevdasının sonucu nasıl olacak bir diğer merak konusu dizinin. :) Velhasıl kelam bizim gençlerin halleri epey karışık, zengin değiliz diyerek hazine buldular; yanisi bir küp altınları var ama bozduramıyorlar :D Böyle de şansları yok işte, ağzını gırdığımın garibanlığı bitmeyecek gibi görünüyor :D
Filinta
Bir Osmanlı Polisiyesi olan diziyi baştan sona izleyemedim hiç. Hep bir aksilik çıktı. Başını izlesem sonu kaçtı, başını kaçırsam sonunu izledim vs derken dizinin içine dalamadım :) Lakin boş bir dizi olmadığı belli. Gerek replikleri, gerek karakterleri, gerekse de çekimleri kalite kokuyor…
Denk geldiğimde ekran karşısından kalkamıyorsam eğer sebebi bu adamdır hakim bey! :) Serhat Tutumluer'in ekran maceraları hep yarım kalıyor ve bir türlü istediği devamlılığı yakalayamıyor idi. İnşallah şeytanın bacağını kırmıştır da, bu sefer turnayı gözünden vurmuştur. :) Diziyi izlemiyor oluşum izlemeyeceğim anlamına gelmiyor elbette :) Salı akşamları izleyecek diziniz, gidecek kapınız, yapacak işiniz yoksa eğer diziyi kaçırmayın derim :)
Yedi Güzel Adam
Başrollerini Uraz Kaygılaroğlu, Kemal Uçar, Baran Akbulut gibi oyuncuların paylaştığı dizi buram buram edebiyat, dostluk, gözyaşı, sevda, aşk, nefret, kardeşlik vs kokuyor. Denk geldiğimde değiştiremediğim ama gününü kollayıp da yayın saatinde ekranın başında olamadığım bir dizi Yedi Güzel Adam...
Tarihi dönemi ustaca yansıtırken bir de karakterlerin kendi geçmişlerine gidip, o dönemlere de ışık tutması takdire şayandı. Hala karakterlerin kendi geçmişlerine gidiyorlar mı bilmiyorum ama şairleri okul sıralarında, yine aynı şevk ve heyecanla yaşarlarken izlemek keyifliydi...
Cahit Zarifoğlu'nun hayatına bir pencere açarlarken, Zehra ile olan durumu da yürek burkuyor hanisi. Özellikle geçen bölüm Cahit Zarifoğlu'na yazılan bir replik var ki; ''Hayır demek bir erdem der Cemil Meriç,'' off ki nee off! Zehra'nın yerinde olmak istemezsin hanisi, o derece vurucuydu!
Geçtiği yolları tam bilemiyor olsam da Cevat'ın geldiği noktayı sevdim. Karakter daha bir sevimli olmuş ama onu bu duruma yaşadığı acı şeylerin getirdiğini tahmin ediyor olmamdan ötürü mutlucuk olamıyorum haliyle. Velhasıl kelam Yedi Güzel Adam dizisine tam vakıf olmadan yorum yazılamıyormuş, dizinin hakkı da verilmiyormuş! O sebepten ben diziye dair yorumuma burada son veriyorum, yeni yayın günü ve saatlerinde daha çok izleyiciye ulaşabilmelerini temenni ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. :)
Yanisi demem o ki TRT1'de dizi izlemeyi Leyla ile Mecnun ile bırakmış, sonradan Böyle Bitmesin, Eski Hikaye ile yeniden göz kırpmaya başlamıştım. Beni Böyle Sev ile ara ara açıp izliyordum lakin Yeşil Deniz ile her hafta ekran karşısına geçer oldum. Diriliş-Ertuğrul ise büyük bir heyecanla izletiyor kendisini. Yanisi başlığa attığım soruyu şu şekilde değiştiriyorum; “Dizi TRT1'de izlenir” diyorum. Hatta çok da güzel izlenir; reytingse reyting, sosyal medyaysa sosyal medya diyerek yazıma son veriyorum :)