Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
TRT Ev Sineması kuşağı iddialı geliyor

TRT1, Sinemayı eve getirme projesi olan TRT Ev Sineması kuşağının toplam 33 filmlik serisinin  ilk filmini dün akşam yayınladı. Projeyi ilk defa editörümden duymuştum. Heyecanlı heyecanlı anlattığında merakla beklemeye başladım. Dün akşam yayınlanan Saruhan beklentimi tam anlamıyla karşıladı diyebilirim. Saruhan’ı Emre Konuk yönetmiş. Emre Konuk çok genç bir yönetmen. İlk uzun metrajı Çırak ile 2015 Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi İlk Film ödülünü ve 2016 İstanbul Film Festivali’nden de Seyfi Teoman adına verilen En İyi İlk Film ödülünü aldı. Görüntü Yönetmenliği ile sektöre giren Emre Konuk’un rejisinin kuvveti de burdan geliyor bence. Aynı zamanda TRT1’de halen devam eden Yunus Emre: Aşkın Yolculuğunun da yönetmeni kendisi. (Dizinin geçen Ramazan’daki ilk yayınında görüntü yönetmeniydi bu arada.) Saruhan’ı seyrettikten sonra artık filmlerini takip edeceğim yönetmenler arasına aldım kendisini.

Yönetmen Emre Konuk.

Saruhan, senaryosu, rejisi ve oyunculukları ile televizyon filmi algıma eşik atlattı diyebilirim. Cinayet sahnesiyle ile başlayan film, merak unsurunu hep üst seviyede tutarak devam etti. İlk yarısı da heyecanlıydı ama finali tam bir ters  köşe şaheseriydi. İlker Kızmaz  başrol olmanın hakkını vermiş. Adeta bir Osmanlı Sherlock’u olmuş. ;)  Yurdaer Okur Kadı rolü ile çok heybetliydi valla. Sinan Tuzcu yeniçeri ağası rolü ile o kadar iyiydi ki tam onun için yazılmış bir adamı keyifle oynamış. Ahmet Mümtaz Taylan içinse ne desem eksik kalacak, övmeye yetecek kelimem var mı emin değilim. Ama benim asıl favorim Hakan Kurtaş oldu. Finalde ona çok iş düşmüş ve kamera ona döndüğünde seyirciyi avcuna alan bir performans sergilemiş. Saruhan prodüksiyon ve sanat yönetimi olarak da çok başarılıydı. TRT prodüksiyonu olmanın avantajını çer çöp etmemişler ve hakkını vermişler. Emeği geçen herkesin emeğine yüreğine sağlık.

Saruhan’ın konusunu da buraya yazayım ki tekrarı olmayan filmi izlemeyerek ne kaçırdığınızı bilin (izlemediyseniz).

17. yüzyılın başlarıdır. Gelecekte padişah olacağı kesinleşmek üzere olan Şehzade, Saruhan sancağına doğru yola çıktığı sırada, Saruhan'da bir cinayet işlenir. Saruhan'ın önemli kişilerinden Salih Ağa'nın (Ahmet Mümtaz Taylan) oğlu Yusuf bir handa öldürülür. Saruhan Kadısı (Yurdaer Okur), bu cinayeti çözmek için İstanbul'dan tanıdığı Defterdar katibi Selim'i (İlker Kızmaz) görevlendirir. İstanbul'da Yeniçeri ağası Bekir'in idam edilmesine sebep olan Selim'in bu göreve atanması Yeniçeri Ağa'sı Arif'i (Sinan Tuzcu) hiç memnun etmez, ama engellemeye de gücü yetmez. Diğer taraftan Şehzade ve onunla gelen Deli İzzet Paşa, Saruhan'a gelmeden cinayeti çözmek zorundadırlar. Arif ve Selim cinayeti kimin işlediğini araştırmaya başlarlar ve olayın ne kadar karışık olduğunu görürler. Handa konaklayan Venedikli kıyafeti içinde Sırpların odasında bulunan zehir başka bir planın yapıldığını göstermektedir. Selim ilk tahkikatların sonunda Handa bulunan Venedik kıyafetli Sırpların, bir casus olan Safevi'nin, hana abisi ile geldiğini söyleyen Pandora'nın ve hancının dolaylı olarak işbirliği yaptığını çözer. Araştırma derinleştikçe Selim cinayeti, maktulün kardeşi İbrahim'in işlediğini delillerle ortaya çıkarır, İbrahim (Hakan Kurtaş) idama mahkum olur. İbrahim idama doğru giderken Selim'in İstanbul'a yolladığı yardımcısı oradan yeni bilgilerle gelir ve Selim yanlış kişiyi idama gönderdiğini anlar. Selim şimdi hem İbrahim'i idamdan kurtarmak hem de asıl katili bulmak zorundadır ve sadece bir kaç saati vardır.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER