Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Son dönemeç

Sanırım Menajerimi Ara'ya da veda vaktim geldi. Başka okuduğum yorumlarda da aynı şeyi gördüm, gemilere binip giden yüzük taşıyıcıları gibi hüzünle uzaklaşıyoruz bu diyardan. Total de total diye tutturup dizinin seviyesini yerlere çektiler, ne oldu? Totalde ilk 10'da bile değil reytingler. Eh müstehak :) Çok değil bir buçuk ay öncesine kadar ben bu diziye bayılıyordum, heyecan içinde yeni bölümünü bekliyor, videoları falan takip ediyordum işin gücün arasında. Eski yazılarımdan hatırlarsınız. Ama 13. bölüm oynarken ben oyun oynadım, sosyal medyaya falan baktım, hatta ilk bir saatini falan izlemedim geç açtım. Neden? Tek tek bakalım bölümdeki iç sıkıcı olaylara:

- Master manipülatör Serkan Amerika'da CIA'de mi eğitim aldı, bu nedir? Adam bir bölümde 20 kişiyi birbirine kattı. Kimse de sen kimsin kardeş demiyor, herkes kucağına atlıyor. He oldu. Feris, akıllı mantıklı becerikli Feris, çat diye gidip iş sorunlarını Serkan'a anlatıyor. Aynı Feris sonra bas bas bağırarak iki aydır her işini toplamış olan Dicle'ye küfür ediyor. Yine bas bas bağırarak sanatçıyla kavga ediyor. Gerçi bu Nebahat Çehre'ye de bağırmıştı daha önce, şimdi hatırladım. Herkes öyle sinir bozuculuk yarışına girmiş gibiydi ki bu bölüm, Ece gözüme tatlı geldi, o derece.

- Aralarında harika bir kimya olan ve herkesi heyecanlandıran esas çifti bitirdiler, hayırlı olsun. Bu yılın bir diğer gümleyeni Sen Çal Kapımı'nın senaryo hatalarından, görünen o ki hiç ders almayan Menajerimi Ara senaristi, aynı yola girip bu çifti gömdü, üzerine toprağı attı. Dicle'nin Barış'a attığı o tirat neydi? Kezban Ünlüler Dünyası'nda. Ya bu kız böyle bir kız mıydı? Bu soruyu sormaktan yoruldum gerçi, sormayacağım bir daha. Sevginin, aşkın tanımını yapan Dicle'nin konudan bihaber oluşu... Baştan beri söyledik, Barış'ın sağa sola yalpalamalarının sebebi belliydi; yeni hayatında nasıl davranacağını kestirememesiydi, sonra da Dicle'ye kendini layık görmemesiydi. Barış hep böyleydi zaten falan diyenler var; ben Barış'ın Dicle'ye kötü davrandığını, kaba davrandığını hiç hatırlamıyorum (11. bölüme kadar). Bilakis ona her zaman tatlı ve düşünceli davranıyordu, onun atarı kendi hayatında olup bitenlereydi. Peki, Dicle'nin bu davranışlarının sebebi ne? Sana bitki çayı gibisin dediğinde gözlerinden kalpler çıkıyordu tatlım? Sanki kötü bir şey söylemiş gibi bir de, inanılır gibi değil. Zaten aralarındaki ilişkinin gelişimi Dicle'nin Barış'a iyi geliyor olmasıyla başladı, birbirleriyle anlar paylaştıkça, arkadaşlıkları geliştikçe birbirlerinden hoşlanmaya başladılar. Şimdi Dicle Hanım, sanki Romeo ve Jülyetimsi bir aşk beklermiş gibi bir tafralar bir havalar. Barış'a hırs yaptın diyor, sanki Emir gelmeden önce Barış ona yaklaşmaya çalışmamış gibi? Sayın senarist, iyi misiniz? 8. bölümün sonunda "Denedik olmadı" dememiş miydi Dicle? Demek ki varmış o zaman da bir şeyler. Ha evet, tabii ki Dicle'nin önceliği işi olsun, helal olsun, ona katılıyorum. Ama sanki kendisi hiç hata yapmamış gibi sıyrılıp Barış'ı çöpe atmak, Dicle kalibresinde bir kızın yapacağı hareket değil. Zaten dizide artık kimse kendisi gibi değil, bir Bekir aynı kaldı. Dicle, her gördüğü ünlüye anında aşık olan bir kız konumunda şu an; bu hata değil de Barış'ın ona yavaş yavaş aşık olmuş olması mı hata? Rica ederim ilerleyiniz.

- "Biz Dicle yüzünden kavga ettik" diyen Emir. Aferin, çok güzel oldu bunu böyle söylemen Blondie. Düşünceli notunu beğensem de Emir'in her yerden çıkmasından hoşlanmıyorum, ta en başından beri. Barış'a şıpsevdi derken kendisinin dakika bir itibariyle kızın çevresinden ayrılmaması komikliği var mesela. Lol.

- Dicle'nin kovulması hiç hoş olmadı tabii, ama Dicle kuralları biliyordu. Zira, Feris onu uyardı, Barış'la da hiçbir oyuncuyla da yakınlaşmaması gerektiğini söyledi. Emir'le datecilik oynarken bu aklına geldi mi? Dicle, aynı kuralların Emir'i de kapsayacağını düşünebilecek kadar akıllı bir kızdı. 

- Beren'in ve entrikalarının hala bitmemiş olması da tüm bu arkası yarın kuşağı seviyesinin üzerine tüy dikiyor. Bu sene de ne kötü senarist yaptı arkadaş? İyiler hep kaçtı herhalde. Neyse, en azından denizde can simidi gibi sarıldığı Serkan'ın, Dicle'yi Jr. Menajer olarak aldığını görünce hayatının şokunu yaşar. Yalnız, Dicle'nin kölelik sözleşmesinde iki yıl başka ajansta çalışamaz yazıyor Serkan, herkese bol keseden dağıttığın paraları oraya da mı saçacaksın? 

- Kıraç nasıl anladı maillerin Beren'den olduğunu, vahiy mi geldi? Bölümün tek güzel sahnesiydi Kıraç'ın Dicle ile konuşması. Ama Berenciğinin böyle bir şey yapacağını düşünüp bir de Dicle'yi hiç sorgulamaması Kıraç'ın tabiatına aykırı. 

- Bir de, şaşırtıcı ama, İrem Derici'nin savcılıktaki sahneleri iyiydi. Bir o sahnelerde ekrana baktım neredeyse, düşünün gerisi ne halde. Canlı yayında söyledikleri de çok iyiydi. Keşke Gülin gibi acaip potansiyeli olan bir karakteri harcamak yerine düzgünce kullanabilmeyi başarsaydınız da, Bizimkiler Cafer'in papağanı gibi "değiliz babacıım" diye tekrar yapmak zorunda kalmasaydı. Şu dizideki şahane oyunculara öyle yazık edildi ki insanın asabı bozuluyor.

- Barış ve Emir'in şarkılı göndermeleri yeni bir aşkın doğuşu olabilir mi? Yorgan gitti kavga bitti tadında BarMir bana uyar :D

Farklı, entrikasız, dinamik bir dizi diye, şahane oyuncular var diye bayılarak izlediğimiz dizinin çöp oluşu insanı üzüyor ama geçmiş olsun. 20. bölümü görürse çok iyi. 


MERVE DENİZ



 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER