Çoook uzun bir süredir dizi yorumu yapmıyorum. O heves #KiralıkAşk ile başladı ve bitti. Sen Çal Kapımı dizisini izlemeye başladığımda ki üçüncü bölümden itibaren izlemeye başladım; içimde yeniden yazma isteği filizleri yükselmeye başladı.

Uzun zaman sonra yeniden romantik komedi izlemeye #SenÇalKapımı ile başladım. 12 bölüm gayet iyi giden dizimiz 13. bölümden itibaren romcom’dan drama doğru evrilmeye başladı. Aslında ne yalan söyleyeyim bu durum çok da tanıdık geldi. Çünkü bizim dizi yapımcılarımız keyifli, eğlenceli aşk hikayelerini, ellerine yüzlerine bulaştırıp drama çevirmeye bayılıyorlar. Bir de bakmışsınız eğlenmek, keyif almak için izlediğiniz o dizi, ekran karşısında tırnaklarınızı yedirecek kadar gerilim ve dram dolu bir dizi haline gelmiş.

Sen Çal Kapımı da aynen böyle oldu. 12 bölüm bir araya gelsinler diye beklediğimiz çiftimiz, iki bölüm sonra Yeşilçam filmlerine taş çıkartan bir senaryo ile ayrıldı.

Üstelik, sadece iki - üç gün önce “Sensiz yapamıyorum. Roma’da ev aldım, ofis kiraladım,” diyen Serkan Bolat; bir anda “Sorun sende değil bende,” klişesi ile ilişkiyi bitirdi. 

Bundan sonra ne mi olacak? İşte bu sorunun cevabını vermek için size minik bir analiz yapmak istiyorum. Bakalım bana hak verecek misiniz? Bundan sonra ne olacağı analizin içinde gizli ona göre...

Dünkü bölümü izlerken bir şey fark ettim. Sonrasında fragmanı da izlediğimde artık bunu yazmalıyım dedim. Şimdi efendim benim için romcom’un piri Kiralık Aşk’tır. Her ne kadar o da sonradan drama evrildiyse de onun yeri benim için çok ayrı. Sen Çal Kapımı ise izledikçe sanki Kiralık Aşk’ın bir kopyası gibi gelmeye başladı. Şimdi sizinle benzerlikleri paylaşmak istiyorum. Bazıları o kadar bariz ki şaşırmadan edemiyorum. 

Haydi başlayım bakalım:

* Her romcom’da olduğu gibi iki dizimizde de esas oğlan ve esas kız karakterleri var. Kiralık Aşk’ta ayakkabı tasarımcısı ve İtalya ile bağlantılı, sert Ömer İplikçi ve deli dolu, çok iyi yürekli, hırçın, ama çok yetenekli Defne Topal. Sen Çal Kapımı’da ise mimar, buz gibi, ama çok yetenekli Serkan Bolat ile peyzaj mimarı olacak, yine müthiş iyi kalpli, hırçın kızımız Eda Yıldız. İki kadın karakterimiz de asla kendi ezdirmiyor. Erkek karakterlerimiz ise son derece haşin.

* Kiralık Aşk’ta Defne kızımız Ömer beyimizin asistanı idi. Sen Çal Kapımı’da da Eda kızımız Serkan beyin asistanı. Her ikisi de çekilmez patronlar.

* Kiralık Aşk’ta çiftimizin birleşmesini 14 bölüm bekledik. Peki sonra ne oldu dersiniz? Defne dağ evinde Ömer’i bırakıp gitti. Ömer ise Defne’nin bıraktığı notu okuduktan sonra cam vazoyu eliyle (bu arada gerçekten eliyle kırmıştı) kırdı ve yıkıldı. Sen Çal Kapımı’da ne oldu? Serkan evindeki cam sehpaya bir vurdu ve tuzla buz… Hem Ömer’in hem de Serkan’ın yürekleri yaralı, ama elleri de yaralı.

* Bu arada her iki dizide de bir dağ evi olduğu gözlerden kaçmasın lütfen.

* Kiralık Aşk’ta Defne’nin beğendiği siyah elbiseyi Ömer ona hediye olarak almıştı. Sen Çal Kapımı’da da Serkan, Eda’nın beğendiği mavi elbiseyi hediye olarak aldı. Her iki kızımız da elbiselerini aldıklarında “Bunu giyecek yerim yok ki,” dedi, ama beyefendiler de hemen cevap verdi “Yaratırız”. Defne kızımız ayrı oldukları dönemde elbiseyi giyerek Ömer’in aklını karıştırmak istemişti ki karıştırmıştı. Aynı performansı Eda’dan bekliyoruz ki muhtemelen öyle olacak.

* Kiralık Aşk’ın bize kazandırdığı en özel şeylerden biri,  bizi kitaplara yönlendirmesiydi. Sabahattin Ali dizinin vazgeçilmeziydi ve aylarca Kürk Mantolu Madonna raflarda ilk sıralardan inmedi. Ve daha birçok kitap… Sen Çal Kapımı 15.bölüm fragmanını izleyince görüyoruz ki Serkan’ın ikisinin fotoğrafını koyduğu kitap Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı… Bu nasıl benzerliktir ama ya…

Başka benzerlikler de vardır mutlaka, ama daha yazmayayım artık.

Bundan sonra ne mi olacak? Öfke, aşk, ihtiras… Müthiş çarpışmalar izleyeceğimizi düşünüyorum. Bir de babaanne var tabii ki… O diziye katıldığında umarım her şey daha da tepetaklak olmaz.

Ve her ne kadar senaryo yalpalasa da dizinin oyuncularına bir parantez açmak istiyorum. Hande Erçel ve Kerem Bürsin her gün oyunculuklarını daha da katlıyorlar. Her ne kadar karakterine kızsam da Neslihan Yeldan’a bayılıyorum. Anıl İlter ve diğer bütün oyuncular da muhteşemler. Çok iyi bir ekip oldukları belli.

Ez cümle bundan sonra umarım ki daha da drama sarmazsınız ve bizi ekran karşısında tırnaklarımızı yiyecek hale getirmezsiniz. Elinizde harika bir ekip var. Belli ki kimya da tuttu. E o zaman faydalansanıza be kardeşim.

Yine de çok uzun zaman sonra bu satırları yazmama vesile olan tüm Sen Çal Kapımı ekibine teşekkürü bir borç bilirim.

Her zaman dediğim gibi iyiler hep kazanır. Aşk da tabii ki…

Bir hatamız olduysa affola…

SEYDA YALVAÇ