Medcezir’den ne düetler, ne konserler geçti ama böyle mutlu, insanın içine yaz güneşi gibi doğan bir finale ancak Sezen Aksu’nun Yeni ve Yeni Kalanlar şarkısı yakışırdı.
Son sahne, “gelenlere, gidenlere/ gönülden sevenlere/ ümidi yeşertenlere” diye damardan içimize gökkuşağı hüzmeleri gönderiyor, biz de Yaman ve Mira’nın bizi de çağırdığı eğlencelerine dahil oluyoruz. Önce o arkadaş grubunun fırlamaları dolduruyor ekranı, sonra set ekibi, Çağatay Ulusoy’un İzmir efesi edasından sıyrılmadan saniyelik kıvırtması, erkek grubunun hemen oluşturduğu “hölölölölöy” ortamı, kilolarca ağırlıktaki kameranın bir iPhone misali elden ele selfie halinde dolaşması, Hazal Ergüçlü’nün enerjisinin sadece oyunculukla sınırlı kalmadığı, Defne Kayalar’ın şapkasıyla coolluğundan kamera arkasında da hiçbir şey kaybetmemesi, kameralara öpücükler gönderen dizinin adını bilmediğimiz kahramanları, Serenay Sarıkaya’nın o anda şarkıyı gerçekten söylediğinden emin olduğumuz içtenlikteki edaları, senarist Ece Yörenç’te iyi bir iş yapmanın haklı gururu, Orkun’un akıl hastanesinde biten hikayesiyle yüreğimiz burulmuşken Metin Akdülger’in coşkuyla ortada dans etmesi, denize ilk atılan Çağatay Ulusoy, sonra ardından gelen tüm ekip, iyi oyunculuklar, güzel uyarlama, tanıştığımıza çok memnun olduğumuz genç yüzler, popülerliğine aldırmadan tadında bırakılan bir hikaye: Selamlar olsun, çok yaşasın, yaşasın, yaşasın Medcezir ailesi!