Seda Sayan Show TV’deki programına başlayalı beri her gün enteresan bir konuk ağırladı. Bunlar arasında tacizle suçlanan yoga hocası, Adnan Hoca tarikatı mensubu kadınlar gibi kişiler bulunuyor. Seda Sayan, yoga hocasının kendilerini taciz ettiğini söyleyen kadınlara kendilerini kullandırdıklarını söyler, Adnan Hoca kızlarının makyajlarını uygulayarak bir tür Girls of the Playboy Mansion estetiğini ülkemize tanıtır, böyle şeyler programın rutin akışı dahilinde zaten. Fakat son yaptığı çok tehlikeli. Cinayet ve kadına şiddeti normalleştirmeye kadar gidiyor çünkü.
Daha önce Flash TV’de evlilik programına katılan ve iki karısının katili olduğu öğrenilince stüdyodan çıkarılan Sefer Çalınak’ı, Seda Sayan canlı yayında konuk etti. Konuk etmekle kalmayıp, “Bu kadar güler yüzlü bir katil gördünüz mü?” diye şuursuz ötesi bir yorum yaptı.“Erkek neden öldürür?” sorusuyla ise iyice kontrolden çıktı. Ardından, Sefer Çalınak’ın öldürdüğü kadınlardan birinin oğlu canlı yayına bağlanıp, katilin televizyona çıkarılmamasını istediğinde, annesi öldürülen gence “Neden çıkartmayacakmışız?” demesi ile ekran başındakilerin kanını dondurdu.
Program sosyal medya ve basında büyük tepki alınca, Schafer de sponsorluğunu iptal edince, Seda Sayan programında açıklama yapma ihtiyacı duydu. Yarabbi, halkın sevgisi, mertlik, Allah’ın izni, dobralık, analık, vergi rekortmenliği. Bunları sıralayarak kadınların hep yanında olduğunu ve kendisiyle uğraşanların sonunun çok fena olacağını belirtti. İletişim danışmanının da desteğini aldığı programda çok üzgün olduğunu ifade eden Seda Sayan, ufak çapta bir sinir krizi geçirdi. Sözlerini “Dokunanı yakarım!” diye tehditler savurarak sonlandırdı.
Seda Sayan “Siz kimsiniz de beni eleştiriyorsunuz?” dese de ben bir kadın olarak olanları kendime yediremiyorum. Bağırarak, tehdit ederek üste çıkılmaya çalışıldığında daha da çok konuşmak istiyorum üstelik. Huyum böyle. Zorbalığa alışkın değilim.
Sefer Çalınak’ın konuk olduğu programda bir başka dikkat çeken konu, stüdyodaki diğer insanların tepkisizliğiydi bence. Orada insanın kanını donduracak kadar umursamaz sorular sorulurken, arka planda müzik yapan grubun solisti kadın gülüyordu örneğin. Sinirden mi bilmiyorum. Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz sessizdi. Haydar Dümen sessizdi. Diğer konukları tanımıyorum ama koca stüdyoda bir kişi de rahatsız olup bir şey demedi ve hepsi müthiş bir uyum içinde oturdu.
Programda Sefer Çalınak, ilk eşini “yanlışlıkla” öldürdüğünü ifade ederken ikinci eşini ise “İkinci olayım, kendi kocasından boşanmamış, iki çocuğu var. Benim iki evim vardı. Onu elimden almak istedi. O yüzden..Kendi kazdığı kuyuya kendi düştü,” şeklinde açıkladı. Karısını baltayla öldürdüğünü gazete arşivlerinden öğrenmemizin de işaret ettiği gibi, Sefer Çalınak belli ki kendisini konuşarak ifade edebilenlerden değil. Daha eyleme dayalı bir tarzı var.
Zaten Sefer Çalınak’ın duyguları kolayca incinebilir, sinirlenmek hakkıdır yani. Kıskanabilir, seven insan kıskanır bir kere. Aslında onun suçu da yok, kader mahkumu. Birileri onu sürekli kızdırır. Deli eder. Dediğini yapmayan bir kadını da ehhh. Bir de şıp sevdi, sıcak kanlı böyle. O yüzden beş kere evlenmiş. Birini görünce hemen evleniyor, neden? Kanı ısınıyor çünkü. Gerçi ruh hali çalkantılı. Bir an iyi, bir an patlayacak gibi. Ama olsun. Bazı beklentileri pek gerçekçi değil, ama eğer karıları onu çok sevseydi, dediklerini yapardı. Değil mi ama? Neticede hak ettiler bir yerde. Hem tövbe etmiş adam işte. Daha ne yapsın yani?
Kadın cinayetleri platformuna göre, 2013 yılında 237 kadın öldürüldü. Sadece geçtiğimiz Temmuz ayında ise 35 kadın öldürüldü. Yalnızca İstanbul’da Temmuz ayında öldürülen kadın sayısı ise yedi. Örneğin, 19 Temmuz’da Başakşehir’de öldürülen Çilem Çilli’nin kocası hakkında evden uzaklaştırma kararı olmasına rağmen Çilem Çilli korunamayarak kocası tarafından evinde öldürüldü. Bu kadınların %51i kendi hayatına yönelik karar vermek istediği için. %23 ü ayrılık nedeniyle öldürüldü.
Seda Hanım, programda her ne kadar bu cinayetin münferit bir vaka olduğunu göstermeye çalışsanız da; bireysel hareketler, toplumun ne tepki vereceğine bağlıdır. Bir şey anormal olarak kabul edilirse, insanlar tepki verirler. Şiddetle ilgili kuvvetli bir tepki gelmediği ve çizgi çekilmediği için katilleri programda ağırlamayı meşru ve üstüne bir de insanları azarlama hakkını kendinizde görüyorsunuz. Öte yandan sanmayın ki kadınlar, cahil, yalnız ve kimsesiz. Ve sanmayın ki sizin korumanıza muhtaçlar. Dokunmayın yeter. Bundan sonra, bu ülkedeki her kadın cinayetinde sizin de payınız olacak.Değer miydi üç beş rating, biraz sansasyon uğruna bu vebalin altına girmeye? İstediğiniz kadar bağırın, tehdit edin. Sizi eleştirenleri “O kadar küçük bir azınlıksınız ki, bu insanlar size prim vermez,” diye yanıtlayın. Bu sefer bindiğiniz dalı kestiniz sanki. Bahçede Mış Mışsöylemeye devam.