Aşık olmak, hayatınıza özel bir insanın girmesi aslında çok güzel ve tatlı bir şeydir. İnsan, kendisiyle ilgili bir sürü şey öğrenebilir, hatta değişebilir. İşler güzel yürüyorsa bir bakmışsınız eskisinden daha iyi bir insan olmuşsunuz. Romantik ilişkilerde, aşık olmak birisine olan nötr yaklaşımınızın değişmesi, söz konusu kişiyle fena halde ilgilenmeniz ve heyecanlanmanız şeklinde tezahür eder. Yani Berk, Nihat ya da Alp her kimse işte, sizin için bakkal, otoparkçı, dolmuşçu gibi bir insanken; onu gördüğünüzde kalbinizin güm güm atması, abuk sabuk hareketler yapmaya başlamanızla birlikte özel bir yer kazanmaya başlıyor.
NTC Medya’nın romantik komedi türündeki yeni dizisi Rengarenk dün akşam ATV’de gösterilmeye başladı. Başrollerini Kaan Taşaner ve Selin Şekerci’nin paylaştığı dizi zaman zaman temposu düşse de başarılı oyunculukları ile benzerlerinin arasından sıyrılıyor.
Renk Duygun (Selin Şekerci) ünlü bir oyuncudur. Annesi babası da oyuncu olan Renk, çocukluğundan beri çalışmaktadır, yüzeysel hayatından sıkılmış, gerçek duyguları özlemektedir. Erkek arkadaşı Aras (Ümit Kantarcılar) evliliğin sözünü bile etmekten çekinmekte, üstelik onu aldatmaktadır. Renk, erkek arkadaşı Aras, ailesi, menajeri Saadet (Merve Oflaz) ve hepsinden çok sıkıldığı için hiç olmayacak bir yapımcıyla anlaşır. Ancak set koşulları, proje, özensiz tarz ona hiç uygun değildir. Sonunda sette cinnet geçirir ve oradan kaçar. Kendini veteriner Can’ın (Kaan Taşaner) bahçesinde bulur.
Can ise, sevgilisinden ayrılmış, ilişkilere ve kadınlara olan inancını kaybetmiştir. Magazin dünyasıyla hiç ilgilenmediği için ünlü bir oyuncu olan Renk’i tanıyamaz. Yapımcılardan, gazetecilerden ve ailesinden kaçan Renk, kim olduğunu Can’a söylemez, kendini tıpkı canlandırdığı roldeki gibi öğretmen olarak tanıtır. Can, kötü adamlardan kaçan Renk’in hayatını düzene koyana kadar evinde kalmasına izin verir. Bu zorunlu misafirlik olumlu yönde gelişir, gençler birbirine ısınır.
Rengarenk, tatlılık ve sıcaklığıyla sevilecek gibi görünüyor. Karakterler birbirlerinin geçmişlerini öğrendikten sonra nasıl tepki verecek bilmiyorum ama sanki anlaşacaklar gibi. Geri dönüp geçmişlerini silemeyeceklerine göre, ellerindekiyle mutlu olmanın yolunu bulacaklar. Zaman içinde birbirlerine güvenmeyi öğrenecekler. Zamanlarını her arkalarını döndüklerinde onları tedirgin edecek birileriyle geçirmektense birbirlerine odaklanacaklar. Ve aralarında sorunlar olsa bile- ki kesin olacak yoksa ne izleyeceğiz zaten-güven duygusu onları bir arada tutacak kadar güçlü olacak.
Renk ve Can’ın tatlı bir ikili olmasının bir nedeni de sanırım hiç beklentisiz olarak birbirlerini açıkça tanımaya çalışmaları. Koca koca laflar etmeden de iki genç insan birlikte güzel vakit geçirebilir, konuşabilirmiş, dünya varmış yani. Yanlış anlamalar elbette ilerleyen bölümlerde olacaktır ama ben her ikisinin de konuyu çok uzatmayacağını, birbirini cezalandırıp can sıkmayacağını sanıyorum.
Tek sıkıcı olan, köylüce konuşan Yapımcı Halay karakteri. Bunun komik olduğunu düşünüyorlar belli ki, ama değil.
İzmir güzel, kız güzel, çocuk güzel, gülüyorlar eğleniyorlar. Neden olmasın diyorum.
Rengarenk her Cuma akşamı 20:00’de ATV’de.