2000'lerde Asmalı Konak’ta canlandırdığı sert ama duyarlı, zengin ama cömert, her derde yetişen, güçlü ve adil Seymen Ağa karakteriyle kadınların kalbinde taht kuran, Özcan Deniz yeni dizisiKaderimin Yazıldığı Gün ile yeniden gündemde. 14 Ekim’de yayınlanacak dizide bakalım Özcan Deniz nasıl bir karakteri canlandıracak?
Çekimleri Antakya’da yapılan dizide Antakyalı Yörükhan ailesi ile tarım işçisi bir genç kızın kesişen yolları anlatılıyor. Özcan Deniz, Kahraman Yörükoğlu’nu, Begüm Kütük Yaşaroğlu Kahraman’ın karısı Defne’yi (evet Antakya için çok değişik bir isim, humus ya da künefe de diyebilirlerdi) ve Hatice Şendil de tarım işçisini canlandırıyor. Tahminen “belli kimselerden” oldukları için aile oğullarının işçi bir kızla yakınlaştığını öğrenince çıngar çıkaracak ve entrikalar, olaylar, kavuşamayan aşıklar şeklinde ilerleyecekler. Bunları söylemekle birlikte elbette diziyi en azından bir bölüm izleyeceğim. Ezbere konuşmak istemem.
Öte yandan şu ana kadar internet ve medyadan edindiğim bilgilere göre yeni dizi pek heyecan uyandırmıyor. Üstelik son günlerde Özcan Deniz’in senaryoya müdahale etmesi nedeniyle senaryo yazarı Sema Ali Erol’un işten ayrıldığı ve Aşkın Kanunu ekibine katıldığı iddiaları da gündemde. Özcan Deniz, eski kankası Mahsun Kırmızıgül gibi senaryo, yönetmenlik işlerine meraklı. Hatta 2012’de başrollerini Fahriye Evcen’le birlikte canlandırdığı, müziği, senaryosu ve yönetmenliğini kendisinin üstlendiği filmi Evim Sensin’de bu ilgisinin karşılığını yüksek hasılatla da almıştı. Belki de artık her şeyi kendi yapmak istiyordur. Ekibe falan ihtiyacı yoktur. Kendi yazıp kendi oynamak, bütçeyi yapmak, seti kurmak istiyordur, montaj, kostüm, makyaj her şey tek elden çıkacaktır belki.
Prestij Müzik, Batı’da yıllardır uygulanan fabrikasyon artist yaratma işini 90’larda ülkemizde uyarladı ve hayatımıza başta Özcan Deniz, Mahsun Kırmızıgül ve Alişan üçlüsü olmak üzere bir grup sanatçıyı soktu. Bu ekip, janjanlı takım elbiseleriyle bir dönem ne kadar davet, toplantı, televizyon programı varsa hepsine birlikte gitti. En yakın arkadaşmış gibi davrandı. Prestij Müzik pardon Prestij Group sanatçıları; erkeklik, delikanlılık, dürüstlük, mertlik ve bir şeyler hakkında aşağı yukarı aynı demeçleri verdiler, benzer şarkıları söylediler, patronlarına saygılarını şükranlarını her fırsatta dile getirdiler. Yine aynı zamanlarda şarkıları tanıtmak için yapılan kliplerin yanı sıra kırsal fonda geçen ağalı, aşiretli, zılgıtlı diziler de hayatımıza girdi. Ekranlarımızda ağır ağır konuşan, çabuk sinirlenen, duygularını aşırı biçimlerde ifade eden pozcu adamların çeşitli hallerini izledik. En çok onlar seviyor, en kolay onlar inciniyor, her şeyi en yoğun halde onlar yaşıyordu. Sonra patronları gözden düşünce ve çıkar çatışmaları devreye girince o güçlü aile dağıldı. Herkes ayrı yönlere gitti. Bir daha da birbirlerinin suratına bile bakmadılar.
Kendini dizi ve sinema alanında yapımcılığa veren Mahsun Kırmızıgül bir yana, Özcan Deniz hem müzik hem de oyunculuk alanında ciddi bir değişim yaşadı. Müzikte, Leyla albümüyle birlikte başka türlerde ve sanatçılarla ortak çalışmalar yaparak denemeler yaptı. Bunların bir kısmı o güne kadar kendisini hiç dinlememiş kesimlerce de sevildi.
Oyuncuk alanında ise, ilk olarak 1997’de Yalan dizisinde töre gereği yengesiyle evlendirilen ama yine şarkıcı olan bir karakteri canlandırdı. Töreydi, aşiretti diye devam ederek 1999’da Aşkın Dağlarda Gezer dizisinde kan davalısı olduğu aşiretin kızı Kajal’a aşık, Zilanlar’ın oğlu Zal rolünde oynadı. Kuşkusuz Asmalı Konak’ın Seymen Ağa’sı şehirli izleyiciye ulaşması açısından canlandırdığı en önemli rolü. Bir daha da böyle bir karakteri oynayamadı ya da canlandırdığı her rolde biraz Seymen Ağa var. Pek karışık konulu, Naz Elmas’ın eskort ama aslında çok saf melek gibi bir kız, Özcan Deniz’in ise kalantor adam olduğu Haziran Gecesi’ni de unutmayalım. O zamanlar hala genç kadınlar İstanbul gecelerinde Özcan Deniz dizisi hakkında içlerini çekerek konuşuyordu. Kariyerindeki tek farklı rolü ise bence ekran ömrü kısa olan Aşk Yakar’da canlandırdığı kick box öğretmeni Mustafa karakteriydi.
Ratinglerden anlamam, bir dizinin tutup tutamayacağı ile ilgili iddialı beyanatlarda bulunmayı da sevmem. Ama izlediğim bir diziyi, programı ya da filmi analiz etmeyi bilirim. Bence, bir iki iyi projeye denk gelmesi dışında Özcan Deniz hep aynı adamı oynuyor. Bu da tüm zorlama şeyler gibi artık sıkıyor. Ağır abi, maço, aşiretlerin, zengin ailelerin oğlu ama aslında çok hassas, çok sevgi dolu ve sonsuz kasıntı. Aşk, gözyaşı ajitasyon bir yere kadar kabul görüyor elbette. Kendine bu imajı mı uygun görüyor yoksa piyasa koşulları onu bu tür basmakalıp işlerde yer almaya itiyor bilmiyorum.
Bakalım yeni dizide farklı bir karakter görebilecek miyim? Umarım yanılırım.