Bu akşam Gianni Versace cinayetini konu alan FX dizisi American Crime Story’nin 2. Sezonu The Assassination of Gianni Versace: American Crime Story ABD’de başlıyor. Yarın gece 23:10’da da Foxcrime’da yayınlanacak olan American Crime Story, American Horror Story’nin de yapımcısı ve yaratıcısı Ryan Murphy’nin tüm dünyanın takip ettiği cinayet davalarını işlediği bir dizi serisi. The People v OJ Simpson: American Crime Story adıyla bilinen dizinin birinci sezonu 2016’da yayınlanmış ve aralarında Critics Choice ve Emmy de olmak üzere ödüller almıştı. (Emmylerden bir tanesi en iyi saç ödülü, ama hakikaten Marcia o ne biçim saç öyle?)
1997 yılında seri katil Andrew Cunanan tarafından işlenen Gianni Versace cinayetini konu alan bu yeni sezonda kuşkusuz bizleri çok renkli, cazibeli, cafcaflı görüntüler, dünya güzeli insanlar, müthiş kıyafetler, saçlar makyajlar, heyecanlı dakikalar ve hepsinden önemlisi son derece dokunaklı bir hikâye bekliyor.
Dizi, Vanity Fair yazarı Maureen Orth’un tasarımcının öldürülmesini konu alan Vulgar Favours adlı kitabına dayanıyor ve büyük bir kısmı Gianni Versace’nin kapısının önünde öldürüldüğü eski evi Casa Casuarina’da çekildi.
Yalanlamalar ve Açıklamalar
Versace Ailesi diziyi kınadı ve yalanlarla dolu olduğuna dair bir basın açıklaması yaptı. Aynı şekilde Gianni Versace’nin sevgilisi Antonio D’Amico da benzeri bir açıklama yaparak dizide olduğu gibi Gianni öldüğü zaman ona Ricky Martin’in dizide yaptığı gibi sarılıp ağlamadığını ifade etti. Diğer yandan dizinin yaratıcısı Ryan Murphy, Penélope Cruz tarafından canlandırılan Donatella Versace karakterine tıpkı The People v OJ Simpson’da Sarah Paulson tarafından canlandırılan gözüpek savcı karakteri Marcia Clarke’da olduğu gibi gerçek anlamda feminist bir bakışla yaklaşıldığını, Donatella’nın içini rahat tutmasını belirtti.
Kim var kim yok?
Neredeyse yok yok. Penélope Cruz, Gianni’nin ölümünün ardından ağabeyinin mirasını yaşatmaya çalışan kız kardeşi ikonik Donatella Versace rolünde. Oscar ödüllü İspanyol oyuncu yakın zamanda Murder on the Orient Express ve Zoolander 2’de rol almıştı.
Ana karakter Gianni Versace, The Bourne Ultimatum ve The Girl on the Train’den hatırlayacağınız Venezuelalı aktör Édgar Ramirez tarafından canlandırılıyor.
Veee sıkı durun: Gianni Versace’nin sevgilisi Antonio D’Amico’yu şarkıcı Ricky Martin, seri katil Andrew Cunanan’ı ise Glee’nin bir tanecik yıldızı Darren Criss canlandırıyor.
Son olarak Orange is the New Black’den hatırlayacağınız Dacha Polanco da burada cinayeti araştıran detektif rolünü üstleniyor.
Gelelim derin mevzulara, dizi Gianni Versace’den daha çok katili Andrew Cunanan hakkında aslında.
Peki Andrew Cunanan nasıl bir insan?
Andrew Cunanan reddedilmeye, görmezden gelinmeye asla tahammülü olmayan bir tip. Hayatı boyunca ünlü olmak istemiş. Hesapsızca tüketeceği bir yaşantısı olsun istemiş.
Andrew Cunanan, Gianni Versace’yi 1997’de evinin kapısının önünde ateş ederek öldürmeden önce 12 günde üç farklı eyalette (Minnesota, Illinois, New Jersey) dört kişiyi öldürüyor.
Cinayetler aslında bir aşk hikayesi olarak başlıyor. Bir tür narsist olan Cunanan geçmişini öldürüyor da diyebiliriz. Jeffrey Brail’i örneğin, kafasına çekiçle 27 kere vurarak öldürüyor. Öylesine bir cezalandırmadan bahsediyoruz yani. Bir zamanlar ilişkisi olan, gay olduğunu gizli tutan ve hatta açıkça onu evine davet ettiği yönde kanıtlar olsa da (taraflar arasında cinsel bir fantezi yaşandığına dair, lateks maske gibi kanıtlar) cinayet detayları ailesi tarafından gizlenen David Manson’ı göğsünden bıçaklayarak öldürüyor. Zengin bir emlakçı olan Lee Miglin’i döverek öldürüp ardından Lexus’unu alıp kaçıyor. Lexus’tan kurtulduktan sonra William Reese ile ıssız bir mezarlıkta tanışıyor ve onu da öldürüp kamyonunu alıp kaçıyor.
Ve böylece ABD çapında aranan isimler listesinde yerini alıyor. Gianni Versace Miami/ South Beach’in o yıllardaki başkanı, ondan daha ünlü bir insan yok. South Beach küçük bir yer olduğundan Andrew Cunanan’ın Gianni Versace’nin günlük programını öğrenmesi zor bir şey değil. Her sabah İtalyan gazetelerini almak için evinden dışarı çıktığını, yürüme hızını vs. her bir şeyini öğreniyor. Böylece evinin önünde ona ateş edip öldürüyor. Bu arada Versace ile daha önce bir partide, bir sahne arkası etkinliğinde tanıştığına ve hatta olası bir kısa gönül ilişkisine dair bir sürü dedikodu var ancak bunları Antonio D’Amico ne münasebet, tanımayız etmeyiz diye yalanlıyor.
Andrew Cunanan, cinayetin ardından kaçıp bir deniz evinde saklanıyor. Yeri polis tarafından belirlendiği zaman tıpkı O.J’in kovalamaca sahnesini hatırlatır gibi (1. sezonda ne sahneydi ama, Beastie Boys-Sabotage çalmışlardı. Bakalım burada ne müzik kullanacaklar?) sahneler yaşanıyor, polis eve girdiği zaman sıfırı çoktan tüketmiş, kaçacak hiçbir yeri kalmamış olan Cunanan’ın Gianni’yi öldürdüğü silahla çoktan kendi hayatına son verdiğini görüyor.
Andrew Cunanan’ın aslında bir anlamda her şeyi var. Üç kardeş arasında ailenin en çok üstüne titrediği çocuğu; evin en büyük odası onun, babasının spor arabası onun, yediği önünde yemediği arkasında yani. Bishop School adında varlıklı ve üst düzey diplomat ailelerin çocuklarının gittiği bir okulda okuyor. Bu okulda kurduğu ilişkiler, geliştirdiği ince zevkler ve sosyal çevresi şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ona göre, güzel şeyleri elde edemezse, zengin ve ünlüler etrafında yoksa hayatı da yok demek. Mesela millete ben Filipinler Kraliyet Ailesi’nden geliyorum diyor. Yani etrafına ayrıcalıklı bir yaşantısı olduğu fikrini aşılıyor, bu kulvardan yürüyen bir insan. Narsisistik, obsesif bir sosyopat.
Gianni Versace zengin, ondan yaşça büyük, gay bir erkekti. Andrew’un sırtından geçindiği ama aynı zamanda nefret ettiği erkeklerin belki de en zirvesindeki isimdi. Neticede Andrew istediği üne sahip oldu.
İkinci sezonda hikâyenin doğası gereği işlenen suçların sadistçe ve planlı olması seyircilerin dikkati ve duyarlığını gerektiriyor. Bu anlamda dizi kurbanların hak ettikleri saygıyı sağlaması bakımından da önemli. Medyanın yansıttığı boyuttan öte yaşanan haksızlıkları ve acıyı anlamak ise biz seyircilere kalmış.
DEFNE AKMAN