Şimdi şöyle oldu, Okan Yalabık’ın yeni sezonda yeni bir diziye başlayacağını Ekranella’da okuyunca
adeta çocuklar gibi şenlendim. Çünkü lafı dolandırmaya gerek duyacak değilim, kendisi dev hastası olduğum bir adam. Sözlüklere ‘naif’ kelimesi için bir karşılık seçsem, onun fotoğrafı olurdu kesinlikle. Mütemadiyen hortlayan bir televizyon geyiği vardır internetlerde, “Kürk Mantolu Madonna’nın dizisi çekiliyormuş,” diye, işte Raif Efendi’yi şu dünyada emanet edebileceğim tek oyuncudur. Tabii kitapla herhangi bir ilgim bulunmadığı ve dizi de çeken birisi olmadığımdan, kimse bana cast sormuyor maalesef. Ama nice şahane kitabın dizi olunca yitip gittiği şu dünyada, bu efsane adamı Okan Yalabık’a gözüm kapalı emanet ederim yine de.
Oynadığı rol ister Hatırla Sevgili’deki Necdet kadar incelikli, ister Muhteşem Yüzyıl’daki Pargalı kadar azametli olsun, her seferinde hem bambaşka, ama hem de kendisi olabilen bir adam Okan Yalabık. Katiyetle düştüğü bir tekrar yok, ama net bir şekli var. Ondan ne bekleyeceğimizi ve hayal kırıklığına uğramayacağımızı biliyoruz, ama “Off yine mi aynı şey?” demeyeceğimiz de bir o kadar aşikâr.
O sakin sesiyle tane tane anlattığı ne varsa ikna edebilecek, sevdiği kim varsa hep beraber bağrımıza basacağımız, kızdığı kim varsa alayından nefret edeceğimiz kadar etkileyici bir adamın, aynı anda bir o kadar kendi halinde, dün markette önümüze geçti diye kızdığımız ya da pastanede iki top dondurma aldığımız birinden hiç farkı yokmuş gibi durması, çok hayran olunacak bir şey değil de nedir sormak isterim.
Popüler bir oyuncu olduğu zaten su götürmez kendisinin, ama bana kalsa gece gündüz onu konuşuyor olmamız gerek, çünkü ne yaparsa yapsın onun kadar hakkını veren az insan gördüm. Yüzüklerin Efendisi’nde Frodo’ya verilen o mektupta dediği gibi ‘Altın olan her şey parlamaz’ ve belki de o yüzden değerini suratlarına yazarak gezmeyen insanlar diğerlerinden daha kıymetli. Dilerim uzun ömürlü bol reytingli bir dizi olur bu dizisi de, doya doya izleriz kendisini.