Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Muhteşem Yüzyıl’ın Matrakçı’sı: Bir görünmez soytarı karakteri

Giriş

Popüler kültür aracılığıyla kurulan tarih anlatısı, resmi ideolojinin ürettiği tarih anlatısının görmezden geldiği, üstünü çizdiği birçok dönemi, karakteri ve olayı güncel beğeni normları içerisinde kurgulamakta ve bu tarih temsilinin dolaşımını sağlamakta son derece başarılıdır. Cumhuriyet’in inşası yıllarında reddedilen Osmanlı mirasının, politik konjonktür dönüşümleri dolayısıyla yeniden kıymet kazanması, popüler kültür alanında da Osmanlı’nın önemli bir malzeme olarak ortaya çıkmasının yolunu açmıştır. Bu sayede resmi anlatının dışarıda bıraktığı karakterleri görmemiz, eserlerini tanımamız ve bu karakterler aracılığıyla tarihsel bir okuma yapabilmemiz, spekülatif de olsa, mümkün hale gelmektedir.

Araştırma kapsamını dizinin ilk sezonu ile sınırlı tutan bu çalışma, senaryonun ve dramatik öğelerin kurulumunda önemli bir yer ve işleve sahip olan “Matrakçı Nasuh1 karakteri üzerine odaklanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu iktidarının en güçlü olduğu ve payitahtın en ihtişamlı dönemini yaşadığı bir periyodu ele alan dizide, Osmanlı’nın bilim sanat camiasının önemli figürleri de güçlü bir şekilde temsil edilmektedir. İmparatorluğun sınırlarının neredeyse iki katına çıktığı bu dönem, tesadüfi olmayan bir biçimde, bilim ve sanat alanında da bir nevi Osmanlı Rönesans’ı olarak adlandırılmaktadır. Matrakçı Nasuh dışında Piri Reis, Fuzuli, Barbaros Hayrettin Paşa, Mimar Sinan gibi çok önemli isimlerin yaşadığı bu dönemi ele alan senaryoda Matrakçı kalıcı karakterlerden biri olarak temsil edilirken, Piri Reis, Barbaros Hayrettin Paşa, Mimar Sinan gibi isimler de dizide kısıtlı da olsa yer bulurlar.

Gerçek bir kişi olan Matrakçı Nasuh’un aslında kim olduğu, dizide temsil edildiği gibi bir karakter olup olmadığı gibi meseleler bu tartışmanın dışında tutulacaktır. Dönemin büyük isimlerinden biri olan, birçok alanda dâhi olarak kabul edilen bir gerçek şahsiyetin, bir popüler kültür ürünü içerisinde nasıl temsil edildiği ya da diğer bir deyişle, nasıl yanlış, eksik ve çarpıtılmış bir biçimde temsil edildiği gibi bir tartışma da bu metin kapsamında yapılmayacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki, diziye yöneltilen “tarihin yanlış temsili” başlığı altında toparlanabilecek eleştirilerden Matrakçı Nasuh karakteri de nasibini almıştır2.

Bu çalışmada yapılmak istenen, Muhteşem Yüzyıl dizisi aracılığıyla kurulan tarih anlatısı içerisinde Matrakçı Nasuh gibi bir bilim insanı ve sanatçının nasıl konumlandırıldığı, hangi kimlikler aracılığıyla, senaryoda nasıl bir işlev görerek temsil edildiği, Matrakçı karakteri aracılığıyla nasıl bir iktidar, içerisi dışarısı, yukarısı aşağısı, Batı-Doğu, erkek-erkek, erkek-kadın ilişkisi tasvir edildiği gibi noktalar üzerinden bir tartışma yürütmektir.

Kaç Matrakçı?

Matrakçı Nasuh’un en ünlü eseri olan Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han’ın içinde yer alan 1537 tarihli İstanbul kent planıdır.

Matrakçı karakteri gerçek hayatta önemli bir tarihçi, matematikçi, mühendis, minyatür ustası, hattat, iyi bir Matrak ustası ve silahşor olarak bilinmektedir. Matrakçı, verdiği eserlerin birçok alanda hala önemini korumakta olduğu, dünyanın matematik ve tarih alanında tanıdığı ancak bizim resmi tarih anlatımız içinde adına rastlamadığımız bir sanatçı. Meral Okay’ın bize tanıtmak istediği, Fatih Al’ın performansıyla kanlı canlı bir insan profili olarak izleme fırsatı bulduğumuz bir karakter. Matrakçı, oldukça kalabalık ve değişken bir oyuncu kadrosuna sahip senaryonun ana karakterler dışında, kalıcı olmuş, hikâyelerde hep bir şekilde yerini almayı başarmış önemli yan karakterlerinden biri.

Matrakçı Nasuh Efendi karakteri dizinin ilk bölümünde Süleymanname’nin yazarı olarak tanıtılır ve ilk sezon boyunca bu özelliği zaman zaman hatırlatılır. Ele alınan döneme dair bilinenlerin birçoğunun Matrakçı’nın Süleymanname’si dolayısıyla bilindiği hatırlanırsa Matrakçı’yı hikâyesi anlatılan dönemin günlüğünü tutmuş olan kişi, yani hikâye sahibi olarak adlandırmak da yanlış olmayacaktır. Matrakçı izleyiciye ilk olarak tarih yazıcısı kimliğiyle tanıtılır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi bunca vasfı olan bir kişinin diğer kimliklerinin tanıtılması da birinci sezon boyunca kurulan anlatının hedeflerinden biri olarak görünmekte. Neredeyse ilk on bölüm boyunca her bölüm Matrakçı’nın bir niteliği daha izleyiciye gösterilmekte ve bu sayede İbrahim Paşa’nın Matrakçı’ya olan ilgisinin de altı doldurulmuş olmaktadır. Matrakçı çok maharetli bir adamdır ve iktidarı elinde tutanlar için verebileceği sayısız hizmet vardır. Ancak dizideki temsile baktığımızda Matrakçı’nın biraz da işsiz güçsüz, boş gezen bir karakter olarak resmedildiği görülmektedir. Bu “serkeş dâhi” görüntüsünü dizinin ilk üç bölümünde çizilen Matrakçı profilinin bir devamı niteliğinde okumak gerekir.

İlk bölümlerde çok da ciddiye alınmayan, yüksek kabiliyetlere sahip ancak biraz da meczup diyebileceğimiz bir tipleme olarak tanıtılan Matrakçı, ilk haliyle dâhi-deli ikiliği üzerinden kurulan temsille yansıtılıyor. Senaryoda tiplemenin bu şekilde kurulması popüler kültür ürünlerinin arketiplerden beslenen metinler olduğunu göstermekte. Böyle bir okumayla Matrakçı’yı bir tür soytarı olarak tanımlamak mümkün. Matrakçı kritik anlarda doğru yerde olup, her şeyi gören, duyan, iyi niyetle hareket eden, her koşulda sadık, başkası işlese çok ağır cezalandırılabilecek olan vakalardan affedilerek kurtulan, hoş görülen bir soytarı karakteri.

Ancak bu temsil biçimi Matrakçı’nın saraya girip, Sultan Süleyman’la karşı karşıya geldiği anların çoğalmasıyla silinmiş, daha oturaklı ve fakat hala biraz naif bir karakter olarak sunulmaya devam edilmiştir. Matrakçı Nasuh’un dizide yer alan diğer sanatçı ve bilim insanlarından daha geniş bir biçimde ve uzun süreli olarak ele alınması ve senaryonun nadir kalıcı “yan karakterlerinden” biri olması Meral Okay’ın Matrakçı karakterine verdiği önemin göstergesidir.

 

1 Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el-Bosnavi (1480-1564)

2 http://blog.milliyet.com.tr/muhtesem-yuzyil--matrakci-nasuh-ve-fikret-al/Blog/?BlogNo=385039

1 2 3
Emel Uzun
06/07/2016 16:47
YORUMLAR




DİĞER HABERLER