Özellikle son birkaç yıldır aynı tornadan çıkmış bir sürü yaz romantik komedisinin arka arkaya başlamasına alışkınız. Romantik komedi tezgâhı öyle bir şey ki çok basit ve getirisi fazla olan birçok seçenek veriyor sana. Seçeneklerin hepsi aynı. Hikâyelerin hepsi saçma. Tesadüfün bini bir para. Bununla bir problemim olduğunu söyleyemem. Romantik komedi izlemeyi severim. Ne kadar saçmalarsa o kadar iyi hatta.
Meleklerin Aşkı, tornanın bu yılki ürünlerinden biri. İşin matematiğinde bu yaz çıkan diğer romantik komedilerden pek fark yok. Her bölüm kendini tekrar eden bir saçmalıklar ve tesadüfler silsilesi mis gibi. Peki onu diğerlerinden ayıran ne? Ailenin “komik” babası Necmettin.
Necmettin temelde bir kötü karakter. Esas çiftimiz Yağmur ve Melek’in ilişkiye başlamasının önündeki en büyük engel ya da yakın zamanda olacak. Ama izlerken hiç de kötü karaktermiş gibi gelmiyor. Necmettin komik, Necmettin ailenin neşe kaynağı. Necmettin her istediğini çevresindekilerin rızasını da kazanarak elde eden biri.
Necmettin kadınların çalışmaması gerektiğini, tek işlerinin anne olmak olduğunu savunuyor. Necmettin çalışan eşine güvenmeyip, kendisinde eşinin ofisine kamera taktırma hakkını görüyor. Bu arada ahırda eşeğe sırf çiftleşsin diye performans arttırıcı ilaç verip romantik bir sevişme için uygun ortam hazırladığı çalışma alanında kendisini denetleyen kimse yok.
Necmettin çocuklarını her fırsatta dövmekle tehdit ediyor ve onun şiddet arzusu sadece sözlerinde değil. Bu arada her fırsatta evlerinde çalışan Yağmur’un boğazına sarılarak çocuklarının içinde şiddet ortamı olan bir evde büyümesine neden oluyor. Ama kendisi çocuklarının evcil tarantulası söz konusu oldu mu diz çöküp yalvarabilecek kadar korkak. Sözün özü, çok kötü bir aile babası.
Necmettin bir hırsız. Kayınvalidesini kandırıp ondan aldığı parayla ev almakta bir beis görmüyor. Necmettin paragözün teki. Daha kötüsü bu alışkanlığını çocuklarına da aşılamış. Oğlu “Kendimden vazgeçerim, paradan vazgeçmem,” cümlesini kurabiliyor. Hadi o daha ergen ama Necmettin değil. Necmettin karakter olarak bu, değişmeyecek.
Necmettin bir emek hırsızı. Yağmur’u bakıcı olarak işe alıp bütün ev işlerini ona kitleyen, üstelik bir de ek iş olarak ahır temizleten bir emek hırsızı. Bunun yanında her fırsatta onu tehdit edip, laf sokarak psikolojik, her yanlış anlamada boğazına sarılarak fiziksel şiddet uyguluyor. Yağmur’u gün aşırı kovup sonra basit bir özürle geri alıyor. Kısacası Necmettin herkesin çevresinde olabilecek bir patron.
Necmettin homofobik. Nuri Alço’nun kendisine tecavüz ettiğini sandığında “Hayır ya, adamım ben,” diyecek kadar homofobik hem de. Zaten dizinin iki bölümü boyunca Nuri Alço’yu aşk adamı gibi gösterip tecavüz göndermeleri yapmak nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil (Yıl 2018). Ama birinin kendisine tecavüz ettiğini düşündüğünde ilk aklına gelen erkekliğinin gittiği oluyor çünkü o tecavüzü cinsel ilişki olarak görüyor. Dolayısıyla Nuri Alço’nun ona tecavüz etmesini de eşcinsel ilişki olarak. Evet Necmettin homofobik.
Necmettin, Yağmur’u baygın bir şekilde birinin yatağında her bastığında boğazına sarılacak kadar namus düşkünüyken “Keşke Nuri Alço hedefi şaşırmasaydı da gazozuna ilaç atıp bayılttığı kayınvalideme tecavüz edebilseydi” şakası yapabilecek kadar namusuna düşkün.
Necmettin, 18 yaşına geldiğinde oğlunu, para karşılığı ilişki yaşamaya götürecek ama kızının ilişkisi olduğunu fark ettiğinde evi herkesin başına yıkacak. Necmettin kayınvalidesini tekrar huzur evine göndermek için bir sürü komplo yapıp sonra da karısına gidip kayınvalidesinin yaptıklarından şikayet edecek. Bunları kayınvalidesinden çaldığı parayla aldığı evde otururken yapacak. Bunları baldızını peşkeş çektiği ortağının parasıyla yaptıracağı büyük çiftlikte yapacak. Necmettin her geçen gün daha da kötü biri olacak. Çünkü her bölüm daha kötüye gidiyor.
Romantik komedide birini zebani olarak göstermek istememek çok normal. Herkesin komik bir tarafı olsun, seyirci gülsün, eğlensin tamam. Zaten amaç seyirciyi güldürmek. Ama bu kadar kötü bir karakteri komik hale getirip bu komikliğiyle her türlü pisliği yapar ve sürekli kaybedermiş gibi görünürken aslında istediği her şeyi elde ettiği bir hikâyenin içine sokmak… Bilemiyorum Altan, bilemiyorum.
Necmettin kötü karakter değil. Dizideki kimse onu kötü karakter olarak görmüyor. Çalışmasına izin vermek için ona erkek olduğunu cinsel ilişkiyle hatırlatan karısı görmüyor. Birden fazla kere reddettiği bir erkeği sırf ortak olabilmek için tekrar tekrar burnunun dibine soktuğu baldızı görmüyor. Bakıcı diye alıp uşak haline getirdiği, sürekli aşağıladığı Yağmur görmüyor. Çocukları görmüyor. Bir tek kayınvalidesi görüyor ve hiçbir şey yapmıyor. Gerçi o da tencere dibin kara seninki benden kara hesabı. Bir şekilde Necmettin sürekli kârda. Mis gibi bir evi var, ona bütün cinselliğini sunan bir eşi var, mutlu bir ailesi var, parası var. Onun istediği her şey bu.
Ve bütün bunlar olurken Necmettin çok komik. Birkaç yıl önce Kırgın Çiçekler’deki Kemal karakteri üzerinden “kötünün kötülüğünü unutturmak” eleştirisi yapmıştım. O en azından dramaydı. Kötü karakter, kötü karakterdi. Necmettin öyle değil.
Romantik komedileri gerçekten çok seviyorum. Ama iştir, taşınma telaşıdır derken hepsini izleyecek zamanım yok. Ben de bu yaz dizi izleyeceğim zaman Meleklerin Aşkı’nı tercih ediyorum. Bunu fark ettiğimde sebebini çözememiştim. Meğer istikrarlı bir şekilde seviyeyi her bölüm daha aşağıya çekip çekemeyeceklerini görmek için takip ediyormuşum sıkı sıkı. Şimdilik çok başarılılar bu konuda. Ne diyeyim, tebrikler.
MEHMET DİNLER