Televizyon Akademisi CEO'su Bruce Rosenblum, törenin sunucusu Seth Meyers ve törenin yapımcısı Don Mischer, kırmızı halının geleneksel açılışını ilk bir iki metreyi bizzat sererek yaptı.
Genel olarak herkesin çok sıkıcı bulduğu, bittikten hemen sonra hakkında “televizyon geleceğe giderken, ödül törenleri geçmişe saplanıp kalıyor” temalı yazıların çıktığı 66. Emmy Ödülleri gecesinin en ilgi çekici yanı, kırmızı halı geçidi oldu. Kırmızı rengin hakim olduğu elbiseleri en kötüsünden en iyisine doğru değerlendirdik.
66. Emmy Ödül Töreni’nde aslında yankısını düşününce en sona koymak istemesem de teknik koşullar yüzünden gecenin en kötüsü
Girls dizisinden
Lena Dunham’ın
Giambattista Valli elbisesiydi. Sarı saçları ve uçuk pembe yakalı hali ile zaten şu acıkan oyuncak bebeklere benzemiş, elbsenin alt kısmı yüzünden de pembe tonlarında geçişler yaşayan bir fok gibi gözüküyor. Kimilerince ‘farklı’ diye anılan işlerin yetmedi mi demek istiyorum sadece.
Kasvet ve Parliament mavisi hiç bu kadar ateşli buluşmamıştı. Tamam rengin son derece ayağa düştüğü günümüzde değişik bir model olmuş ama hem boyu, hem o kuyruğu, hem o kolları ve hem de o yakası sanki sokakta cadılar yakılıyormuş izlenimi veriyor Candid Camera programından
Mayim Bialik. Hem bu kadar açık yakaya kalın kolye moda değil bilmiyor musun? Elbise
Oliver Tolentino’ymuş.
Mad Men’den
Christina Hendricks’in,
Marchesa elbisesi bütün korku unsurlarını barındırıyor. Saçların madem böyle bir renk neden bu kadar canlı bir kırmızıyı seçersin? Peki o küpeler? Elbisenin ayrıntısıyla uyumlu zannediyorsan yanılıyorsun. Makyajın silik tonlarda olması çok güzel ama sanki bu kadar abartan bir kadın onu da coşturmuş ve kırmızı halıya çıkmadan önce biriyle sarılırken silinmiş gibi gözüküyor.
Çok çok daha kötüleri var evet ama
Heidi Klum’u bu sığ
Zac Posen elbisesi tercihi yüzünden bu kadar geriye koyuyorum. Gerçekten elbise için söylenebilecek tek şey sığ. Renginden kurtrarılmaya çalışılmış ama o bu renge doyduk, yutmayız.
Octavia Spencer’ı
Tadashi Shoji’den kırmızı elbisesi ile görüyoruz. Bu elbise için talihsiz diyebiliyorum. Alt kısımdaki gül kurusu kısım bence çok hoş. Üzerine asla şu tek burgulu kırmızı abiye ayrıntısı gelmemeliydi. Alt kısmın kırmızı tonu bile kabul ama üstteki tül ayrıntı elbiseyi lekeli gibi gösteriyor.
Game of Thrones’dan
Rose Leslie herhalde çocuğu kapatmış olmanın verdiği güvenle bu kadar kendisini salmış. “Kendime bakmasam da olur,” mu diyor ne yapıyor bilemem ama en azından ne giydiğine baksaymış. Çok nemli ve pis kokan izlenimi veren bir renk bu bir kere. Saçlarını da böyle dümdüz yaparsan o yapış yapışlığı bize de hissettirirsin.
Debra Messing’i
Angel Sanchez kıyafeti içerisinde hiç beğenmedim. O kadar beğenmedim ki sanki yeni gelinin koltuklarını kayınvalidesi ona sormadan kaplatmış gibi gözüküyor. Bir de bu yana saçlık bir elbise değil. Kötü mötü ama bunun saçı topuzdur.
Programıyla Emmy de alan komedyen
Sarah Silverman,
Marni elbisesinin içerisinde aslında güzel bir maskülen duruş veriyor evet ama nasıl erkeklik küçük darbelerle çizilebilen bir şeyse kıyafetinde de toptan götüren bir hata var: Kemeri! Bari bütün kemer aynı şekilde olsaydı ya da kaymasaydı falan.
Kadife Mom’la ödül alan
Allison Janney’e patlamış bu kırmızı halıda.
Nicholas Jebran elbisesi o rüküş belde burgularla taçlanmış. Bir bütün olarak tam bir Daytime Emmy’ci gibi gözüküyor. Bu yüzden tam kıyamadım da ama kadife kaşındırdı da.
Her kırmızı halıda bir tane penyeciden giyinen oluyor. Bu sefer de
The Good Wife’la ödül alan
Julianna Margulies penyeciden giyinmiş. Penyecisinin adı da
Narciso Rodriguez. Artan kumaştan çok güzel cam silinir gibi, yabana atmamalı gidip istemeli bence.
Scandal’dan
Kerry Washington da turuncunun yeniden moda olduğu yalanına kananlardan. Bu yalana da
Prada’nın tuzağıyla düşmüş. Görüyoruz tekrar böyle mide bulandıran canlılıkta turuncu tonları ama o elbisenin içeride başka kısımları olması fikri pek de bilindik bir şaka değil. O kısmı özenli seçmiş olmalı. Yine de saçını ve makyajını çok beğendiğimi söylemeliyim ama.
American Horror Story: Coven’la aday olan
Sarah Paulson’un elbisesini bu kadar taşkın olmasa çok beğenebilirdim. Böyle tüller danteller konusunda biraz eski kafalıyım. Ama elbisenin coşkusu ve Sarah Paulson’un ‘’Bakın çok coşkuluyum’’ ifadesi beni kaybettirdi. Takı seçimini ve saçlarını beğendim. Bu coşku
Armani Prive’ye aitmiş.
Natalie Dormer eski arabesk şarkılardan bir cover albümü yapmış gibi duruyor olabilir ama aslında öyle değil. O sadece
J. Mendel koşu kıyafetinin içerisinde. Terletmez, iklime uyma özelliği vardır ve etek daha hızlı koşularda yandan esner.
Nurse Jackie’den
Edie Falco,
Escada elbisesinin içerisinde kızının düğününe gönülsüz gelen anne gibi gözüküyor. O kadar damadından nefret eden bir anne ki, gelinin annesinin renklerinden uzak boğulmak üzere.
Modern Family’nin
Sofia Vergara’sı,
Roberto Cavalli elbisesinin içerisinde oldukça güzel. Ben sadece üst kısmının uçlarının herhangi bir harekette etraftaki insanların canını acıtacak kadar sert olmamalarını tercih ederdim. Normalde beyaz ve gümüş bayıyor artık ama öyle bir izlenim de yaratmadı bende.
Veep’le ödül alan
Julia Louis-Dreyfus bu elbiseyle tam bir diş doktoru. İlk bakışta çok keskin geliyor ama sonra sonra alışıyorsun ve elbise tatlı oluveriyor. Rengi falan her yerde karşımıza çıkan narçiçeğinden sonra ferahlatıyor. O beldeki kemer olmasaymış daha iyiymiş ama. Biraz spor kaçmış o kemer. Elbise
Carolina Herrera.
Julia Roberts’ın
Elia Saab Couture elbisesini beğendim. Normalde uzun kollu kırmızı halıda sevmesem de bu elbise kolsuz olsa mezuniyet kıyafeti gibi bir şey olurdu. Sıkıntılardan biri, bu kadar büyük işlemeler olmalı mıydı? Fazla modern kaçmamış mı? Zaten boyu yeterince dinamik sonuçta. Bir diğer sıkıntı o kumaş terletiyor mu, Julia Roberts terler mi?
Game of Thrones’dan
Lena Headey’in
Rubin Singer elbisesi bana bütün eski usullüğüne rağmen güzel gözüktü. O düşük tek omuz bile gözlerimi bağlama isteği uyandırmadı. Elbisenin pilelerini falan çok sevdim. Ama tekrar baktığımda esas hoşuma gidenin Lena Headey’in kısacık saçları ve elbisenin tonunun matlığı olduğuna karar verdim.
Mad Men’den
January Jones’un
Prabal Gurung elbisesi ‘İffet’in kına gecesi’ renklerinde olsa da elbise şablon olarak başarılı. Bir de ayakkabıyı sevdim. Gladyatörleri bir naif gözüktü gözüme. Saçı da olması gerektiği gibi. Elbise modelinin hak ettiği renklerde olsa o kahküller çok çok korkunç gözükürdü ama bu kırmızılık ve yanar dönerlik o kahkülü taşıyor.
Masters of Sex’den
Lizzy Caplan’ın elbisesinin sırtına bayılmadım. Kuyruğuna da bayılmadım. Çantasını ve bilekliğini de sevmedim. Ama
Donna Karan Atelier elbisesini sadece öndeki siyah kısım olarak düşününce sevdim. Bu kadar ağır bir kıyafete daha özgür bir saç istiyor bir de insan. Çünkü düşünüldüğü gibi uçarı bir elbisesi yok, gayet tank gibi bir elbise.
Orange is the New Black’den
Taylor Schilling’in
Zuhair Murad elbisesi çok beğenildi. Normalde ben de kaçırmam böyle prenses şeyleri ama hoşuma gitmemişti. Sonra farkettim ki bu tarz çok beğenildiği için modanın o büyüleyici riskinden uzak olması hoşuma gitmemiş. Bunları bırakınca güzel elbise tabii ki.
The Big Bang Theory’den
Kaley Cuoco’nun
Monique Lhuillier elbisesini hem tadında bir asiliği hem de bütün olarak güzel bir klasikliği olduğu için çok sevdim ve üçüncü seçtim. Bu kırmızıya bu pembe motifler mi diye düşünür normalde insan ama pembe yerine maviyi, yeşili falan koyunca gereksiz bir alternatiflik oluyor. Yani neymiş, bazen kırmızı ve pembe olabilirmiş.
İki numarada
Padma Lakshmi’nin
Ralph Rucci kıyafeti oldukça düz, lekesiz bir şey. O kadar sade ki inşanın şatafatından gözleri kamaşıyor. Küpeleri ve öylece yarı topladığı saçlarına da bayıldım. Makyajı da yüzüyle barışık, kondurma olduğu hiç belli değil.
Hiç beğenmedim dedim ama sonra tekrar tekrar baktım ve birinciyi buldum. Dedim kimbilir hangi soğuk ülkenin bayrağının renkleri bunlar? Mavi ve yeşilin bu aqua tonları
Downton Abbey’den cansız pudra
Michelle Dockery’ye çok yakışmış. Elbisenin üst kısmı da alt kısmı da çok güzel ancak tek sıkıntı yanları. Onlar da renklerde gözümüzde büyümüyor.
Rosie Assoulin elbisesinin eteklerini iyi buharlayamamış olacaklar ki kırışıklıklar gözümüze batıyor. Saçının kulaklarını böyle kapatmasını sevdim. Ruj seçiminin de bu kadar uçuk tonların arasında güzel bir kontrast olduğunu düşünüyorum.