Kediler, gel deyince gelmez, geceleri sokaklarda takılmayı sever ve eve geldiklerinde yalnız kalıp uyumak ister. Çok fazla bir şey istemezler, yemeklerini verdiğiniz sürece, bir de uyuyacak sıcak bir yer varsa onlar için tamamdır. Sizin kişisel alanınız, kıymetli eşyalarınız umurunda değildir, canı nereye isterse oraya oturur.
Kedilerin şahı ise Bülent Üstün’ün yarattığı Kötü Kedi Şerafettin’dir. Şero (Uğur Yücel tarafından seslendiriliyor), Tonguç’un (Ahmet Mümtaz Taylan) yavrusu, Cihangir Kedi Cumhuriyeti’nin başkanı ve Tacettin’in (Demet Evgar) babasıdır. Kimseye müdanaa etmediği için adı kötüye çıkmıştır ama aslında bakmayın çok kraldır. Yalnızca arkadaşları Martı Rıfkı (Gökçe Özyok) ve Fare Rıza (Güven Kıraç) değil, bütün mahalle onu sever. Bakkal Şemistan (Cezmi Baskın), ev sahibi Hasene Teyze (Ayşen Gruda) ne kadar kızsalar da onun özünde iyi kalpli bir kedi olduğunu bilirler. Hatta mahalleye girmesine izin vermediği, sürekli dalaştığı köpekler bile ona saygı duyarlar. Tekir Şerafettin, tam bir halk çocuğudur. Ancak bu cins kedilerle ilgilenmediği anlamına gelmez. Zira, manitası Misket (onu da yine Demet Evgar seslendiriyor) güzeller güzeli bir Ankara kedisidir.
Şerafettin’in en büyük düşmanı ise aslında karakterin yaratıcısı olan, Okan Yalabık’ın seslendirdiği Çizer’dir. Aralarındaki düşmanlığın sebebi, Şerafettin’in arkadaşlarıyla birlikte istemeden neden olduğu bir kaza sonucunda Çizer’in biricik kedisinin ölmesidir.
Bundan sonrası Çizer’in intikam almak üzere Şerafettin’in peşine düşmesi, Şero ve arkadaşlarının badireler atlatması ve birlikte zorlukların üstesinden gelmesi şeklinde ilerliyor.
90’larda hayatımıza giren efsanevi çizgi roman Kötü Kedi Şerafettin, benim neslim için Kemancı yılları, Cihangir’in kafeler dolmadan önceki mütevazı, gerçek ve eğlenceli hali, arkadaşlarla neyimiz var yoksa bir sofra kurup keyfimize bakmak ve bol serserilik demek.
Yapımı on yıl süren filmi, tüm Şero hayranları gibi ben de merakla bekliyordum. Her anına özenilmiş, yıllardır okuduğumuz maceraların ruhuna sadık kalarak, müziğiyle, seslendirmesiyle, temposuyla son derece başarılı bir film yaptıklarına çok sevindim.
Filmde, çöp arabalarıyla, damlarıyla, teraslarıyla, sepet sarkıtılan bakkallarıyla, yaşlı ev sahipleriyle mahallemiz Cihangir var. Sokak sokak, köşe köşe modellemişler, her bir karesine hayran kaldım. Kedileri kovalayan, onları yakalayamayınca fareleri, kuşları vuran polisler var. Macera, aşk, heyecan, intikam, aile bağları, arkadaşlık, sadakat hepsi var.
Anima İstanbul’un uyarladığı, Ayşe Ünal ve Mehmet Kurtuluş’un yönettiği Kötü Kedi Şerafettin, yetişkinler için bir animasyon filmi. Filmi izlerken insan belki de sandığı kadar özel ve şahane biri olmadığını bir kere daha anlıyor. Şerafettin ve arkadaşlarının önyargıları yok, birbirlerini olduğu gibi kabul edip seviyorlar. Aralarında yalan yok. Bizden çok daha eğlenceliler. Onları mutlu etmek çok kolay, balık, mangal, mehtap bir de büyük rakı varsa tamamdır.
Emeği geçen herkesi kutlarım. Umarım ikinci film için bir on yıl daha beklememiz gerekmez!