Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Kanal Kanal ABD Yeni Sezon Dizileri- 3 - CW
 
 
 
 
 
 
 
 
Özellikle genç kitle olsa da dizileri farklı kesimlerin ilgisini çeken, ama bir o derece farklı kesimdeki kişilerin de eleştirilerine hedef olan The CW da diğer ulusal kanallar gibi sezon hazırlığını yaptı ve yeni dizilerini başlatmaya hazır. Gerçi ben bunu desem de kanal eski ve Sonbahar yenileri olmak üzere bütün dizilerini Ekim ayı içinde başlatacak.

The CW geçtiğimiz sezon beş yeni dizi yayınlanmıştı ve bunlardan üçü (Reign, The Originals, The 100) onay aldı. Sezon sonundaysa Nikita’nın final yapmasına üç iptali de (The Tomorrow People, The Carrie Diaries ve Star-Crossed) eklersek dört dizi kaybetti. Karşılığında da dört yeni dizi istedi.

Not: Yazı önce Sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Kendisi sezon içinde komedi yayınlayan bir kanal olmadığından hepsi drama ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.
 
 
1) Jane the Virgin

Dönem: Sonbahar

Başlangıç: 13 Ekim Pazartesi, The Originals’ın arkasından.

Juana la Virgen adlı Venezüella dizisinden uyarlama. Diziyi uyarlayan Jennie Snyder Urman ise daha önce The CW için 90210 ve Emily Owens M.D.’nin arkasında çalışmış birisi.

Fragman: 
 


Konu: Yerimiz Miami. Jane Villanueva (Gina Rodriguez) pembe dizilerle geçirdiği çocukluğu boyunca bir şeyi asla kaybetmemesi gerektiği sürekli tembihlenerek büyütülür: Bekâreti. Dini inanç kısmı bir tarafa, annesi ona 16 yaşında ve evli değilken hamile kalmış.

Jane artık 23 yaşındadır ve öğretmen olmak için uğraşırken para kazanmak için de bir otelde çalışmaktadır. Dahası yakışıklı, çalışkan, “Evlenene kadar olmaz!” kuralına uyan ve dedektiflik yapan Michael (Brett Dier) adında bir nişanlısı da vardır. İşte, her şey aşağı yukarı yolundayken bizim izlediğimiz şey bir dizi olacağından ortalığı karıştıran bir olay olur:

Jane düzenli kontrol için doktorundayken bir karışıklık olur ve kız bir hastanın spermleriyle döllenir; hamile kalır. Kısa sürede de ortaya çıkar ki spermlerin sahibi evli eski playboy, bir kanserden sağ kurtulmuş, Jane’in çalıştığı otelin yeni sahibi ve ergen zamanında hoşlandığı Rafael’dir (Justin Baldoni).

Jane bu beklenmedik hamileliği yüzünden bir karmaşanın içinde kalır: Hamileliğini devam ettirecek midir? Bu durumu başta nişanlısı ve ailesi olmak üzere çevresine nasıl açıklayacaktır? Bir de durumdan haberi olan Rafael ve karısı Petra’nın (Yael Grobglas) istekleri vardır… Pembe dizilerden bahsetmiştim değil mi ben?

Kişisel Yorum: Ben açılış reytingi güzel olduğu takdirde The CW dizilerini deneyen birisi olarak bu koşulda ona bakarım bakmaya da, merak ettiğim bir şey var: Bu dizi hastanede falan mı karışmış acaba? The CW’ya bile biraz pembe kaçmış ama bilemedim. Fragmana bakarsanız herhalde ne dediğimi anlarsanız.

Neyse dert değil de The CW, konu Pazartesi günü olunca pek güçlü bir kanal değil. Geçen sezonHart of Dixie biraz sürünerek yeni sezonu kaptı mesela. Dizinin malının meydanda olduğu gerçeğini geçersek ihtimal varsa bir ilk bölüm reytingine bakıverin de başlayın diyorum.
 
 
 
2) The Flash

Dönem: Sonbahar

Başlangıç: 7 Ekim Salı, 20:00.

DC Comics ile 10 sezon süren Smallville’den hatıra, Arrow’dan destek memnun olduğu bir ortaklığı olan ve süper kahraman işlerine empati ve sempatiyle yaklaşan The CW, bu sezon için de DC’denThe Flash’ı alarak yeni bir dizi hazırladı. Hatta dizi Arrow’un spin-off’u olma özelliği taşıyor, çünkü ana karakter Barry Allen dizinin iki bölümüne katılmasıyla orada tanıtılmış oldu.

Fragman: 
 
(Evet, ilk bölüm nette, biz de biliyoruz.)


Not:

1) Sağır sultan duydu ama yazayım yine de: The CW tanıtım amaçlı dizinin ilk bölümünü internete verdi. Türkçe altyazısı dahil olmak üzere ulaşılabilir durumda. Ayrıca dizinin pilot bölüm konuklarından birisi de Arrow başrolü Stephen Amell.

2) Geçtiğimiz günlerde gelen habere göre Arrow’un Felicity’si, The Flash’ın dördüncü bölümünde dizide konuk olarak yer alacak. Ayrıca iki dizinin de sekizinci bölümlerinde ‘crossover’ denilen, toplamda iki saatlik bir hikayeye yayılacak ortak bir bölüm çekilecek.

Ayrıca geçen sezon The CW’nun ilk sezon sonunda iptal ettiği dizisi The Tomorrow People’da oynayan ve Stephen’ın kuzeni olan Robbie Amell de birkaç bölüm sürecek (major recurring) bir şekilde çizgi romanda da olan Ronnie Raymond karakteriyle dizide üçüncü bölümden itibaren yer alacak.

3) The Flash’a başlamak için Arrow izlemiş olmak özellikle gerekli bir nitelik değil. Bu özellik The Vampire Diaries ve The Originals arasında da korunmuştu ve ortak bölümler bile herhangi bir diziyi izlemeyenler için anlaşılır bir kurguda olmuştu.

Konu: Barry Allen (Grant Gustin) 11 yaşındayken annesi gizemli bir şekilde öldürülür ve suç babasına kalır. Ailesiz kalan Barry de en yakın arkadaşı Iris’in (Candice Patton) babası Dedektif Joe West tarafından büyütülür. Yıllar geçer; Barry artık başarılı bir adli tabiptir ve hala annesinin ölümünü araştırmaktadır. Hatta bu nedenle de tuhaf cinayet davalarıyla özellikle ilgilenmektedir, ki kendisinin Arrow’a, yani Starling City’ye yolu bu nedenle düşmüştü.

Central City’de Harrison Wells (Tom Cavanagh) ve ekibinin başındaki S.T.A.R. Laboratuvarları bir parçacık hızlandırıcı yapmışlardır ve büyük bir sükse ile denendiği gün terslikler yüzünden bir patlama olur; bütün bir şehir bundan etkilenir. Barry de ortaya çıkan bir şimşekten dolayı kaza geçirir. Sonuç: Dokuz ay koma.

Beyimiz uyanır ama bir şeyler farklıdır. Anlar ki kendisi dünyanın en hızlı insanı olmuştur. O da biz bir süper kahraman dizisi izlediğimiz için bunu kendisine destek olan Harrison Wells ve ekibinin desteğiyle insanlığa yardım için kullanmaya karar verir, ama şöyle de bir durum vardır ki o günkü patlamadan etkilenen tek kişi kendisi değildir ve herkes kazandığı güçleri iyilik için kullanmaya niyetli değildir.

Sonuç 2: Barry ekibin hazırladığı kostümü giyer ve karşımıza Flash çıkmış olur. O, bir yandan şehrine yardım ederken bir yandan da babasının ismini temize çıkarmak için annesinin katilini aramaktadır.

Kişisel Yorum: Ben internete verilen pilotu izleyiverdim. Güzel miydi? Öyle denilebilir. Ama beklediğim gibi miydi? Hayır. Hatlarda bir karışık oldu herhalde, pek bilemiyorum. Ben ‘insani’ süper kahramanları daha çok sevdiğim için de olabilir, hala Arrow’u severek izleyen birisi olarak onun gibi veya bu gördüğümden daha fazlası bir şeyi bekleyip de bulamadığımdan da olabilir.

Oyunculukların sanırım Barry Allen’ı Arrow’dan tanımanın da getirisiyle batmadığını söyleyebilirim. Dahası The CW’nun bu sezon en beklenen işi olduğundan ve misal ben Felicty konukluğu, ortak bölümler, Robbie Amell’den nasıl bir şey çıkacağını falan da merak edip dahası The Flash evreninin yeterince geniş olduğuyla ilgili yeterince bir şeyler duymuşken devamına bakmaya da gönüllüyüm. Zaten “Çizgi romana epey sadık olacağız,” gibi bir demeç de var ortalıkta. Bence siz de The CW’ya kılsanız bile pilotu deneyin, zarar gelmez.
 
 
 
3) iZombie

Dönem: Sezon ortası.

Arrow ve The Flash’ın ardından The CW’ya üçüncü bir DC Comics dizisi geliyor: iZombie. Diziyi uyarlayan isim, kanal için Veronica Mars ile 90210’u yapan Rob Thomas ve Veronica Mars’ta onunla çalışan Diane Ruggiero.

Fragman: Henüz yok.

Konu: Olivia ‘Liv’ Moore (Rose McIver), güya normal bir hayatı olan ve geleceğini kurmak için uğraşan bir tıp fakültesi öğrencisi ama günün birinde gittiği bir partinin ardından anlamadığı bir şekilde kendisini ertesi gün karnı sürekli aç bir zombiye dönüşmüş bulmasın mı? Açlığı saymazsak saçları ve cildi de neredeyse beyazdır. O da hiçbir şeye anlam verememesine rağmen durumunu annesi (Nora Dunn), eski nişanlısı Major (Robert Buckley) ve en yakın arkadaşı Peyton başta olmak üzere herkesten saklamaya karar verir.

İnsan beyni yeme isteği için de Seattle’da adli tıp ofisinde iş bulur. Morgda istediği kadar beyin vardır, her şey de yolunda gibidir. Ama tabii ki burada kalmaz, patronu Dr. Ravi Chakrabarti’ye (Rahul Kohli) yakalanır. O bilimsel meraka vurup kıza destek çıkmak istese de Liv uzaklaşmak ister; ama uzağa gidemez. Çünkü bir sorun vardır: Kız beynini yediği kişilerin anılarını görmeye başlar. Buradan sonra devreye polisiye kısım giriyor.

Bu durum Dr. Ravi ve sayesinde cinayet dedektifi Clive Babinaux’u da (Malcolm Goodwin) şaşırtır. Liv nasılını açıklayamadığı detaylar bildiğinden medyum misali cinayet davalarında dedektife yardım etmeye başlar.

Kişisel Yorum: Öncelikle sormak istiyorum, dizinin girişteki şu saçma afişi kimi eseri? Hiç komik değil. Çizgi roman olarak iZombie ile zerre alakam yoktur ama dışarıdan biri olarakJane the Virginmisali iyi bir başlangıç reytingi üzerine bakayım diyorum. Uyduruk bir şey çıkabilir düşüncem baki olmakla birlikte,The Walking Dead’e artık pek katlanamayan biri olarak belki bu çeşit zombi iş görür, belli mi olur? Polisiye için de insan “İşin içinde The CW varsa ne hale döner acaba?” demiyor değil ama Rob Thomas’ınVeronica Mars’tan hatırı var, ona da bakarız.
 
 
 
4) The Messengers

Dönem: Sezon Ortası

Revolution’ın ikinci sezonunda ve CSI: NY’ta yapımcılık yapmış Trey Callaway ile sektörde yeni bir isim Eoghan O'Donnell’ın yazarlığında hazırlanan bir dizi.

Fragman: Henüz yok.

Konu: New Mexico çölü tabii ki çok sıcakken ve sıradan bir gün yaşanırken bir anda gizemli bir nesne çöle düşerek büyük bir ışık eşliğinde patlar. O sırada çölde olan bilim kadını Vera Ivanov (Shantel VanSanten) da bu ışık patlamasından etkilenir, kalbi durur. Ama birkaç saat sonra da gizemli bir şekilde uyanıverir. Kısa süre sonra da anlarız ki yalnız değildir ve aralarında bu nedenle bağlantı oluşmuş dört kişi daha vardır:

Yedi yaşındaki kızını eski kocasından korumaya çalışan Erin (Sofia Black-D’Elia), zorba ve çekilmez bir lise öğrencisi olan Peter (Joel Courtney), son işi sırasında başı belaya giren federal ajan Raul (JD Pardo), babasının yolundan giden karizmatik televangelist Joshua (Jon Fletcher).

Not: Televangelist, televizyonu vaaz ve misyonerlik aracı olarak kullanan din adamı.

İşin güzeli hepsi de uyandıktan sonra insanların iyileşmesini sağlayabildikleri bazı özel güçlerle uyanırlar. “The Man” (Diogo Morgado) kod adlı Vera’ya hayal olarak görünen birisiyse karşılığında kaçırılan oğluna kavuşacağı sözüyle bir görev verme amaçlı karşısına çıkar. Görev de yedi yıl üstüne komadan uyanan ve hemşirelik yapan Rose Arvale (Anna Diop) ile ikisinin yolunu kesiştirir. Burada da Joshua’nın kehaneti devreye girer:

Bu grup, insanlığı yaşanacak felaketlerden ve yaklaşan kıyametlerden koruyacak olandır ya da bunlara neden olabilecek…

Kişisel Yorum: Merhaba The 100’ün bu sezonki muadili. Geçtiğimiz sezonun ortasında başlattığı diziden gayet memnun kalan kanal, sanki aynı rüzgârı devam ettirmek istercesine bunu hazırlamış. The 100’e oranla içeriği farklı ve daha yetişkin misali bir dizi olsa da süper güç konusunda yeterince şey görmüş kitleye farklı bir şey sunmaları gerektiğini, olmazsa da çuvallayabileceklerini düşünüyorum. Ama henüz fragman bile olmadığı için emin de olamıyorum. Yine de bir Heroes daha istemediğim gerçeği baki.

Reytingi iyi gelirse girişeceğim gerçeği sabit ama tutmayabileceği ihtimaline de hazırlıklıyım.
 
 
YORUMLAR




DİĞER HABERLER