Geçtiğimiz dizi sezonunu kapatıp, yazın çoğunu da bitirip bir sonraki için gerekli moda girdiğimize göre Amerika’nın seyirci bazında dizileri en çok izlenen kanalı olan CBS’e de girebiliriz. Kanal, geçtiğimiz sezon dokuz adet diziye onay vermişti ve sezon sonunda bunların altı tanesini iptal ederken iki tanesine (Mom ve The Millers) onay verdi. Reckless’a ise sezon içinde yer bulamadığından dolayı yaza attı, hali hazırda yayınlanıyor.
2014-2015 dizi sezonunda ise kanal sekiz dizi istedi; bunların altısı drama, iki tanesi komedi ve bunların beş tanesini Sonbahar sezonunda, kalanlarını sezon ortasında yayınlayacak.
Not: Yazı önce Sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Bunu yaparken de önce dramalara, sonra komedilere girmeyi planladım. Dayanamayıp konulardan sonra kişisel yorum eklediğim de doğrudur ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.
2014-2015 dizi sezonunda ise kanal sekiz dizi istedi; bunların altısı drama, iki tanesi komedi ve bunların beş tanesini Sonbahar sezonunda, kalanlarını sezon ortasında yayınlayacak.
Not: Yazı önce Sonbahar dönemi dizileri, sonra sezon ortası dizileri şeklinde ilerleyecek. Bunu yaparken de önce dramalara, sonra komedilere girmeyi planladım. Dayanamayıp konulardan sonra kişisel yorum eklediğim de doğrudur ve yazıda tabii ki kendi içinde alfabetik bir sıra kullandım.
1) Madam Secretary
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 21 Eylül Pazar, haberi programı 60 Minutes’in arkasından.
Dizi, geçen sezon için Homeland’de yapımcılık yapan, ama daha çok Judging Amy’deki yazarlığı ve yapımcılığı ile tanınan Barbara Hall’ın elinden çıkma. Yapımcılardan biri de Morgan Freeman.
Fragman:
Konu: Elizabeth Faulkner McCord (Tea Leoni) Amerika’nın en güçlü kişilerinden biri, yani Dışişleri Bakanı’dır ve CIA’de geçen yılların ardından kendisini politika arenasının içinde, merkezinde bulmuştur. Oyunu kurallarına göre oynamamak anlamına gelse bile amacı daima istedikleri elde etmek olan biri.
Dahası sert, akıllı ve adil bu kadın, uluslararası diplomasiyi ve bakanlığı yönetirken politika, o akşamları eve kocası ile çocuklarının yanına gittiğinde çok başka bir anlama bürünmektedir.
Kişisel Yorum: CBS’te geçen sezon bunun biraz değişik bir versiyonu Hostages yayınlandı; reytingi üstünüze afiyet berbattı ve iptal oldu. Bu da bana onun gibi gelmekte, dahası CBS Pazar günleri pek güçlü bir kanal da değil. Futbol maçları ve Once Upon a Time nedeniyle The Good Wife%50’lerden dönüp duruyor, The Mentalist’in hali ortada ona hiç girmiyorum.
Müşterisi çıkar bir yerlerden, kesin de konuşmayayım ama ben onlardan olmam gibi. Zaten o dönemlerde Homeland de ortalıkta olacağı için bu ne işe yarar bilmiyorum. Aklım kalmasın diyorsanız fragmana bir bakın.
2) NCIS: New Orleans
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 23 Eylül Salı, NCIS’in arkasından.
Dizinin isminde de gayet güzel anlaşıldığı için Amerika’nın en çok izlenen draması NCIS’in uzantı dizisi, kullanmasını sevdiğim şekliyle spin-off’u olacak. Geçtiğimiz sezon da NCIS: Red adıyla böyle bir deneme işine girmişlerdi ama kanalın kapısından girememişti; bu seferki onay aldı.
Fragman:
Konu: NCIS’in 11. sezonunda 18 ve 19. bölümlerle karakterleri kısaca tanıtılan dizide, NCIS tarzı bir diziyi bilenler için Donanma ofisi New Orleans’a el atıyor demek yeterli olur ama yabancı olanlar için her bölümde farklı cinayetlerin, davaların işlendiği polisiye bir dizi şeklinde giriş yapılabilir.
Ortada suçları çözen özel bir ekip var, onun başında Ajan Dwayne ‘King’ Pride (Scott Bakula) adında etiketten orijinal bir polis var. NCIS’teki ekibin merkezi Washington olup da nasıl başka şehirler dolaşılıyorsa bunda da ekip Penscola’dan Mississippi’ye Louisiana’dan Texas’a varan çeşitli bölgelerdeki davaları da ele alacak. Özellikle de Deniz Kuvvetleri ve askeri yapı içindeki davalar ekibi daha çok ilgilendiriyor durumda.
Dizinin ana kadrosunda Lucas Black, Zoe McLellan ve C. C. H. Pounder da bulunuyor.
Kişisel Yorum: Ben sırf meraktan, nasıl bir uzantı çıkmış misali ilk bölüme kesin bakacağım; o belli bir durum. Amerika’nın en fazla izlenen dramasının spin-off’u olmak ve arkasından yayınlanmanın da güzel bir getirisi olacaktır. İlk başladığında diğer spin-off NCIS: LA’i de böyle tutturdu bu kanal zaten.
Ama şu da var ki aslında CSI serisini NCIS’ten bariz daha fazla seven biriyimdir. NCIS daha çok Amerikalıların milliyetçilik duygularını okşayan bir dizi gibi gelmekte. Üstüne NCIS, CSI’a oranla daha az teknolojiye sırtını dayayıp komedi dozunu biraz daha fazla tutan bir dizi ve işlediği konuyu genellikle tabiri caizse –aslında caiz- ‘tane tane’ anlatıp da Amerikalıların beynini yormadığından daha çok seviyorlar. Bu da onun laciverti olur işte.
3) Scorpion
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 22 Eylül Pazartesi, Mom’ın arkasından.
Dizinin yaratıcısı Prison Break ve Breakout Kings’in arkasında olmasıyla daha çok bilinen Nick Santora. Yapımcı olarak onunla birlikte Fast and Furious serisinin arkasındaki Justin Lin, Fringe ileSleepy Hollow’un arkasındaki ikili Roberto Orci ve Alex Kurtzman da var.
Fragman:
Konu: İçinde kurnazlık, mizah ve adrenalin içeren gerçek hayattan uyarlanmış bir dizi. Merkezinde Walter O’Brien (Elyes Gabel) başta olmak üzere onun toplamalarıyla bir araya gelen bir grup dahi bir ekip var. Özellikle bilgisayarlar, hackleme yöntemleri ve olayları üzerine uzmanlaşmış durumdalar.
İşte bu ekip, Ulusal Güvenlik tarafından ulusal sorunlara müdahale etmek için işe alınıyorlar ve modern çağın karmaşık tehditleriyle uğraşmaya başlıyorlar.
Dizinin dahi ve diğer oyuncular kadrosunda Eddie Kaye Thomas, Katharine McPhee, Sean Patrick Murphy ve Ari Stidham da var.
Kişisel Yorum: Mutfağa ve yapımcılara dışarıdan bakınca insanın diziye de bakası geliyor da ben bu diziden ‘elektrik’ alamadım, o işi ne yapacağız bilmiyorum. Dahası karşısındaki rakipler güçlü görünmediğinden, arkası güçlü göründüğünden insan tutar diyor da ben tutamadım. Böyle dizilerden bıkmış olduğum doğru olabilir. Yine de aklımda kalmasın diyorsanız bir fragmana bakın ya da bakmayın.
4) Stalker
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 1 Ekim Çarşamba, Criminal Minds’ın arkasından
Polisiye bir dizi olacak. Dizinin yaratıcısı The Vampire Diaries, Dawsons Creek, The Following veÇığlık film serisi ile bilinen Kevin Williamson.
Fragman:
Konu: Sapık ve takıntılı bir takipçiyi benzer davranışsal özelliklere sahip birinden daha iyi kim takip edebilir ki?
Los Angeles Polis Teşkilatı’nın Tehditle Başetme Bölümü’ne gelen takipçi sapık davaları dizinin merkezini oluşturmakta. Teğmen Beth Davis (Maggie Q) ve Dedektif Jack Larsen (Dylan McDermott) da bu davalarla uğraşan iki polis. İkili röntgencilikten romantik saplantıya ve siber tacize kadar çeşit çeşit davayla uğraşırken bir yandan da kendi takıntılarını dizginlemekle uğraşmaktadırlar.
Kişisel Yorum: Dylan McDermott TV işlerinde uğursuzun teki ama gelen ilk yorumlara bakılırsa şaşırtıcı şekilde Nikita’nın ardından ekranlara dönen Maggie Q ile iyi bir ikili olduğu söyleniyor. Dahası açılışı güzel olursa, ki emektar dizi Criminal Minds’ın katkısı da güzel olabilir, benim de bakmaya niyetim var.
Ama bu diziyle ilgili kafamda Kevin Williamson konusu netleşmedi. The Following’te ‘seri katiller’ şeklinde mevzuya girip kadroya Kevin Bacon ve James Purefoy’u alan adam, olayı nereden alıp nerelere getirdi. CBS’in FOX’a benzemediği bir gerçek ama beklentiyi düşürmekte fayda olabilir. Fragmana bir bakıverin yine de siz.
5) The McCarthys
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 30 Ekim Perşembe, Two and Half Men’in arkasından.
Yazar Brian Gallivan’ın gerçek hayatı üzerine kurulmuş bir aile komedisi. Kahkaha efektli olacak.
Fragman:
Konu: McCarthy ailesi üçü erkek biri kız, altı kişinden oluşan, Boston’da yaşayan, gürültücü ve spor düşkünü bir ailedir.
Ana karakterimiz Ronny 29 yaşında, açık bir eşcinsel ve günün birinde Rhode Island’ta çalışmak için güzel bir fırsat yakalar. Birbirine bağlı ailede taşınma fikrinin sıcak karşılandığıysa söylenemez. Tam bu sırada da bir lisede basketbol koçluğu yapan Baba McCarthy, Ronny’ye yardımcılığını teklif eder. Bu durum da sporla çok daha fazla ilgili diğer kardeşler arasında şaşkınlıkla karşılanır. Ronny ise karmaşık duygular içindedir.
Kişisel Yorum: Konuya dayalı olarak izlemeyi düşünmediğim bir dizi olacaktı ama fragmanına bari haksızlık olmasın diye bir bakayım dedim, istedim ama gülemedim. İsterseniz siz de bir bakın, benim göremediğim cevheri görürseniz haber verin.
Bahtı açık olsun mu bilemedim ama aklıma CBS’in geçen sezon HIMYM arkasından yayınlayıp ‘iki’ bölüm sonunda iptal ettiği komedisi We are Men geldi. Ondan önceki sezonda da biri eşcinsel, diğeri heteroseksüel iki arkadaş üzerine kurulu olup da altı bölüm sonunda iptal olan Partnersvardı.
Bir de kendine ancak hayrı olanTwo and Half Men’in olduğu kadar desteğiyle tutuyormuş ve izleniyormuş? Bak buna gülerim, hatta o zaman ilk bölümü bile izleyebilirim.
6) Battle Creek
Dönem: Sezon ortası.
Dizinin mutfağındaki isimler Breaking Bad’in yaratıcısı Vince Gilligan ve House M.D’nin yaratıcısı David Shore. İlk bölüm yönetmenliğini de House’un ilk bölümünü de çekmişliği bulunan ve özellikle X-Men serisi ile bilinen Bryan Singer yapacak.
Fragman: Henüz yok.
Konu: Birbirleriyle hiç anlaşamayan iki polisin merkezinde olduğu dramedi usulü, bölümlük bir polisiye. Oldukça yakışıklı ve o derece gamsız Dedektif Milton Chamberlain (Josh Duhamel), çok çalışsa da istediklerini yeterince elde edemeyen Dedektif Russ Agnew (Dean Winters) ile çift yapılır ve başlarlar cinayetleri aydınlatma işine. Bunu yaparken de birbirleriyle dalga geçmeyi ve zıtlaşmayı ihmal etmezler. Dizinin merkez bölgesi, adını aldığı Michigan içerisindeki ekonomik bakımından buhran içinde denilebilecek bir yer olan Battle Creek.
Kişisel Yorum: Kanalın bir diğer dizisiScorpion için “Mutfağındakiler güzel de bunu ne yapsak bilemedim,” tarzı bir yorum yapmıştım ama bunu biliyorum. Dizinin paçalarından CBS’lik akıyor sanki, o ayrı bir mesele ama sırf bu üçlüden ne çıktığını merak ettiğimden dolayı bile bakarım diyorum diziye. Zaten bölümlük polisiye olacaksa bile bari bunların elinden çıkma bir şey olsun. Gerçi sezon ortasına daha var, bir gelsin bakalım.
7) CSI: Cyber
Dönem: Sezon ortası.
Başlangıç: Ocak 2015’te, Pazar günleri
CBS’in yeterince ünlü polisiyesi CSI malumunuzdur. Halen devam eden Las Vegas’ın üstüne Miami gelip 10 sezon, New York gelip dokuz sezon kalıp gitti. Şimdi üçüncü spin-off geliyor. Ama birazcık farklı bir şekilde…
Fragman: Henüz yok.
Konu: CSI serilerinde dizinin merkezindeki her biri başka bir konuda uzmanlaşmış bir ekip, dizinin adını aldığı şehirlerde işlenen cinayetleri araştırırken, bu sefer şehirden değil de Cyber’dan haz alıp içinde cinayet de barındıran her türlü siber suçla savaşan Quantico, Virginia merkezli, FBI ajanlarından oluşan ekibin elindeki davaları işliyor. Haliyle bölümlük bir polisiye.
Dizinin yapımcılarından biri olan siber psikoloji uzmanı Mary Aiken’in hayatından esinlenmiş olan spin-off’un ekip patronu olarak dizide Özel Ajan Avery Ryan’a CBS’in bitmiş dizilerinden Mediumile özellikle tanınan ve diziyle Emmy kazanan Patricia Arquette var.
Kişisel Yorum: NCIS: New Orleans’ta da dediğim gibi, ben CSI serisini seven biri olarak bunu izleyeceğim. İçinde ‘zeka parıltıları’ olmasına veya usturuplu kullanılan teknolojiye itirazım da yok, hatta CSI: NY versiyonundakilere bayılırdım.
Hepimiz de bir şekilde teknolojinin içine girdiğimizden işlenen vakalar zevkli de olabilir. CSI’ın 14x21’indeki (14. sezon, 21. bölüm) temel atma işlemlerinden de memnun kalmıştım zaten. Başlasın bakarız, bölümlük polisiye seviyorsanız veya CSI’a sempatiniz varsa siz de bir bakın. Umarım güzel bir ekip kurarlar.
CSI: LV 14x21’den Avery Ryan’a ait bir görüntü
8) The Odd Couple
Dönem: Sezon ortası.
Neil Simon’ın klasikleşmiş ve daha önce TV ile film olarak birkaç kere uyarlanmışlığı bulunan aynı isimli tiyatro eseri bir kez daha televizyona uyarlanıyor, hatta bizzat Matthew Perry uyarlıyor. Kahkaha efektli bir komedi olacak.
Fragman: Henüz yok.
Konu: Düzen-tertip takıntılı Felix Ungar (Thomas Lennon), eşinden boşanınca en yakın arkadaşı spor yazarı Oscar Madison’ın (Matthew Perry) yanına taşınır, ki onu da eski karısı pasaklı ve çok rahat biri olduğu için terk etmiştir. Birbirinden farklı bu iki arkadaş aynı dairede yaşamaya başlarlar, dolayısıyla komedi de başlar. Dahası ilgi göstermeye başladıkları onlarla aynı apartmanda yaşayan iki kız kardeş Emily ve Katie de daha yeni boşanmışlardır.
Kişisel Yorum: BendeFriends’ten kalma bir Matthew Perry sempatisi yoktur ama NBC’nin devam eder gözüyle bakılan Go On’u iptal edip mideye indirmesinden sonra adamın bir sonraki işi tutsun istiyorum. Ayrıca CBS bu tarzda işleri genel olarak bazen sululuğu kaçmış bile olsa becerebilen bir kanal. Başladığında iyi bir giriş reytingi alırsa en azından denenebilir. Kahkaha efektleri rahatsız ve böğüren cinsten olmazsa daha güzel olur.
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 21 Eylül Pazar, haberi programı 60 Minutes’in arkasından.
Dizi, geçen sezon için Homeland’de yapımcılık yapan, ama daha çok Judging Amy’deki yazarlığı ve yapımcılığı ile tanınan Barbara Hall’ın elinden çıkma. Yapımcılardan biri de Morgan Freeman.
Fragman:
Konu: Elizabeth Faulkner McCord (Tea Leoni) Amerika’nın en güçlü kişilerinden biri, yani Dışişleri Bakanı’dır ve CIA’de geçen yılların ardından kendisini politika arenasının içinde, merkezinde bulmuştur. Oyunu kurallarına göre oynamamak anlamına gelse bile amacı daima istedikleri elde etmek olan biri.
Dahası sert, akıllı ve adil bu kadın, uluslararası diplomasiyi ve bakanlığı yönetirken politika, o akşamları eve kocası ile çocuklarının yanına gittiğinde çok başka bir anlama bürünmektedir.
Kişisel Yorum: CBS’te geçen sezon bunun biraz değişik bir versiyonu Hostages yayınlandı; reytingi üstünüze afiyet berbattı ve iptal oldu. Bu da bana onun gibi gelmekte, dahası CBS Pazar günleri pek güçlü bir kanal da değil. Futbol maçları ve Once Upon a Time nedeniyle The Good Wife%50’lerden dönüp duruyor, The Mentalist’in hali ortada ona hiç girmiyorum.
Müşterisi çıkar bir yerlerden, kesin de konuşmayayım ama ben onlardan olmam gibi. Zaten o dönemlerde Homeland de ortalıkta olacağı için bu ne işe yarar bilmiyorum. Aklım kalmasın diyorsanız fragmana bir bakın.
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 23 Eylül Salı, NCIS’in arkasından.
Dizinin isminde de gayet güzel anlaşıldığı için Amerika’nın en çok izlenen draması NCIS’in uzantı dizisi, kullanmasını sevdiğim şekliyle spin-off’u olacak. Geçtiğimiz sezon da NCIS: Red adıyla böyle bir deneme işine girmişlerdi ama kanalın kapısından girememişti; bu seferki onay aldı.
Fragman:
Konu: NCIS’in 11. sezonunda 18 ve 19. bölümlerle karakterleri kısaca tanıtılan dizide, NCIS tarzı bir diziyi bilenler için Donanma ofisi New Orleans’a el atıyor demek yeterli olur ama yabancı olanlar için her bölümde farklı cinayetlerin, davaların işlendiği polisiye bir dizi şeklinde giriş yapılabilir.
Ortada suçları çözen özel bir ekip var, onun başında Ajan Dwayne ‘King’ Pride (Scott Bakula) adında etiketten orijinal bir polis var. NCIS’teki ekibin merkezi Washington olup da nasıl başka şehirler dolaşılıyorsa bunda da ekip Penscola’dan Mississippi’ye Louisiana’dan Texas’a varan çeşitli bölgelerdeki davaları da ele alacak. Özellikle de Deniz Kuvvetleri ve askeri yapı içindeki davalar ekibi daha çok ilgilendiriyor durumda.
Dizinin ana kadrosunda Lucas Black, Zoe McLellan ve C. C. H. Pounder da bulunuyor.
Kişisel Yorum: Ben sırf meraktan, nasıl bir uzantı çıkmış misali ilk bölüme kesin bakacağım; o belli bir durum. Amerika’nın en fazla izlenen dramasının spin-off’u olmak ve arkasından yayınlanmanın da güzel bir getirisi olacaktır. İlk başladığında diğer spin-off NCIS: LA’i de böyle tutturdu bu kanal zaten.
Ama şu da var ki aslında CSI serisini NCIS’ten bariz daha fazla seven biriyimdir. NCIS daha çok Amerikalıların milliyetçilik duygularını okşayan bir dizi gibi gelmekte. Üstüne NCIS, CSI’a oranla daha az teknolojiye sırtını dayayıp komedi dozunu biraz daha fazla tutan bir dizi ve işlediği konuyu genellikle tabiri caizse –aslında caiz- ‘tane tane’ anlatıp da Amerikalıların beynini yormadığından daha çok seviyorlar. Bu da onun laciverti olur işte.
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 22 Eylül Pazartesi, Mom’ın arkasından.
Dizinin yaratıcısı Prison Break ve Breakout Kings’in arkasında olmasıyla daha çok bilinen Nick Santora. Yapımcı olarak onunla birlikte Fast and Furious serisinin arkasındaki Justin Lin, Fringe ileSleepy Hollow’un arkasındaki ikili Roberto Orci ve Alex Kurtzman da var.
Fragman:
Konu: İçinde kurnazlık, mizah ve adrenalin içeren gerçek hayattan uyarlanmış bir dizi. Merkezinde Walter O’Brien (Elyes Gabel) başta olmak üzere onun toplamalarıyla bir araya gelen bir grup dahi bir ekip var. Özellikle bilgisayarlar, hackleme yöntemleri ve olayları üzerine uzmanlaşmış durumdalar.
İşte bu ekip, Ulusal Güvenlik tarafından ulusal sorunlara müdahale etmek için işe alınıyorlar ve modern çağın karmaşık tehditleriyle uğraşmaya başlıyorlar.
Dizinin dahi ve diğer oyuncular kadrosunda Eddie Kaye Thomas, Katharine McPhee, Sean Patrick Murphy ve Ari Stidham da var.
Kişisel Yorum: Mutfağa ve yapımcılara dışarıdan bakınca insanın diziye de bakası geliyor da ben bu diziden ‘elektrik’ alamadım, o işi ne yapacağız bilmiyorum. Dahası karşısındaki rakipler güçlü görünmediğinden, arkası güçlü göründüğünden insan tutar diyor da ben tutamadım. Böyle dizilerden bıkmış olduğum doğru olabilir. Yine de aklımda kalmasın diyorsanız bir fragmana bakın ya da bakmayın.
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 1 Ekim Çarşamba, Criminal Minds’ın arkasından
Polisiye bir dizi olacak. Dizinin yaratıcısı The Vampire Diaries, Dawsons Creek, The Following veÇığlık film serisi ile bilinen Kevin Williamson.
Fragman:
Konu: Sapık ve takıntılı bir takipçiyi benzer davranışsal özelliklere sahip birinden daha iyi kim takip edebilir ki?
Los Angeles Polis Teşkilatı’nın Tehditle Başetme Bölümü’ne gelen takipçi sapık davaları dizinin merkezini oluşturmakta. Teğmen Beth Davis (Maggie Q) ve Dedektif Jack Larsen (Dylan McDermott) da bu davalarla uğraşan iki polis. İkili röntgencilikten romantik saplantıya ve siber tacize kadar çeşit çeşit davayla uğraşırken bir yandan da kendi takıntılarını dizginlemekle uğraşmaktadırlar.
Kişisel Yorum: Dylan McDermott TV işlerinde uğursuzun teki ama gelen ilk yorumlara bakılırsa şaşırtıcı şekilde Nikita’nın ardından ekranlara dönen Maggie Q ile iyi bir ikili olduğu söyleniyor. Dahası açılışı güzel olursa, ki emektar dizi Criminal Minds’ın katkısı da güzel olabilir, benim de bakmaya niyetim var.
Ama bu diziyle ilgili kafamda Kevin Williamson konusu netleşmedi. The Following’te ‘seri katiller’ şeklinde mevzuya girip kadroya Kevin Bacon ve James Purefoy’u alan adam, olayı nereden alıp nerelere getirdi. CBS’in FOX’a benzemediği bir gerçek ama beklentiyi düşürmekte fayda olabilir. Fragmana bir bakıverin yine de siz.
Dönem: Sonbahar.
Başlangıç: 30 Ekim Perşembe, Two and Half Men’in arkasından.
Yazar Brian Gallivan’ın gerçek hayatı üzerine kurulmuş bir aile komedisi. Kahkaha efektli olacak.
Fragman:
Konu: McCarthy ailesi üçü erkek biri kız, altı kişinden oluşan, Boston’da yaşayan, gürültücü ve spor düşkünü bir ailedir.
Ana karakterimiz Ronny 29 yaşında, açık bir eşcinsel ve günün birinde Rhode Island’ta çalışmak için güzel bir fırsat yakalar. Birbirine bağlı ailede taşınma fikrinin sıcak karşılandığıysa söylenemez. Tam bu sırada da bir lisede basketbol koçluğu yapan Baba McCarthy, Ronny’ye yardımcılığını teklif eder. Bu durum da sporla çok daha fazla ilgili diğer kardeşler arasında şaşkınlıkla karşılanır. Ronny ise karmaşık duygular içindedir.
Kişisel Yorum: Konuya dayalı olarak izlemeyi düşünmediğim bir dizi olacaktı ama fragmanına bari haksızlık olmasın diye bir bakayım dedim, istedim ama gülemedim. İsterseniz siz de bir bakın, benim göremediğim cevheri görürseniz haber verin.
Bahtı açık olsun mu bilemedim ama aklıma CBS’in geçen sezon HIMYM arkasından yayınlayıp ‘iki’ bölüm sonunda iptal ettiği komedisi We are Men geldi. Ondan önceki sezonda da biri eşcinsel, diğeri heteroseksüel iki arkadaş üzerine kurulu olup da altı bölüm sonunda iptal olan Partnersvardı.
Bir de kendine ancak hayrı olanTwo and Half Men’in olduğu kadar desteğiyle tutuyormuş ve izleniyormuş? Bak buna gülerim, hatta o zaman ilk bölümü bile izleyebilirim.
Dönem: Sezon ortası.
Dizinin mutfağındaki isimler Breaking Bad’in yaratıcısı Vince Gilligan ve House M.D’nin yaratıcısı David Shore. İlk bölüm yönetmenliğini de House’un ilk bölümünü de çekmişliği bulunan ve özellikle X-Men serisi ile bilinen Bryan Singer yapacak.
Fragman: Henüz yok.
Konu: Birbirleriyle hiç anlaşamayan iki polisin merkezinde olduğu dramedi usulü, bölümlük bir polisiye. Oldukça yakışıklı ve o derece gamsız Dedektif Milton Chamberlain (Josh Duhamel), çok çalışsa da istediklerini yeterince elde edemeyen Dedektif Russ Agnew (Dean Winters) ile çift yapılır ve başlarlar cinayetleri aydınlatma işine. Bunu yaparken de birbirleriyle dalga geçmeyi ve zıtlaşmayı ihmal etmezler. Dizinin merkez bölgesi, adını aldığı Michigan içerisindeki ekonomik bakımından buhran içinde denilebilecek bir yer olan Battle Creek.
Kişisel Yorum: Kanalın bir diğer dizisiScorpion için “Mutfağındakiler güzel de bunu ne yapsak bilemedim,” tarzı bir yorum yapmıştım ama bunu biliyorum. Dizinin paçalarından CBS’lik akıyor sanki, o ayrı bir mesele ama sırf bu üçlüden ne çıktığını merak ettiğimden dolayı bile bakarım diyorum diziye. Zaten bölümlük polisiye olacaksa bile bari bunların elinden çıkma bir şey olsun. Gerçi sezon ortasına daha var, bir gelsin bakalım.
Dönem: Sezon ortası.
Başlangıç: Ocak 2015’te, Pazar günleri
CBS’in yeterince ünlü polisiyesi CSI malumunuzdur. Halen devam eden Las Vegas’ın üstüne Miami gelip 10 sezon, New York gelip dokuz sezon kalıp gitti. Şimdi üçüncü spin-off geliyor. Ama birazcık farklı bir şekilde…
Fragman: Henüz yok.
Konu: CSI serilerinde dizinin merkezindeki her biri başka bir konuda uzmanlaşmış bir ekip, dizinin adını aldığı şehirlerde işlenen cinayetleri araştırırken, bu sefer şehirden değil de Cyber’dan haz alıp içinde cinayet de barındıran her türlü siber suçla savaşan Quantico, Virginia merkezli, FBI ajanlarından oluşan ekibin elindeki davaları işliyor. Haliyle bölümlük bir polisiye.
Dizinin yapımcılarından biri olan siber psikoloji uzmanı Mary Aiken’in hayatından esinlenmiş olan spin-off’un ekip patronu olarak dizide Özel Ajan Avery Ryan’a CBS’in bitmiş dizilerinden Mediumile özellikle tanınan ve diziyle Emmy kazanan Patricia Arquette var.
Kişisel Yorum: NCIS: New Orleans’ta da dediğim gibi, ben CSI serisini seven biri olarak bunu izleyeceğim. İçinde ‘zeka parıltıları’ olmasına veya usturuplu kullanılan teknolojiye itirazım da yok, hatta CSI: NY versiyonundakilere bayılırdım.
Hepimiz de bir şekilde teknolojinin içine girdiğimizden işlenen vakalar zevkli de olabilir. CSI’ın 14x21’indeki (14. sezon, 21. bölüm) temel atma işlemlerinden de memnun kalmıştım zaten. Başlasın bakarız, bölümlük polisiye seviyorsanız veya CSI’a sempatiniz varsa siz de bir bakın. Umarım güzel bir ekip kurarlar.
CSI: LV 14x21’den Avery Ryan’a ait bir görüntü
Dönem: Sezon ortası.
Neil Simon’ın klasikleşmiş ve daha önce TV ile film olarak birkaç kere uyarlanmışlığı bulunan aynı isimli tiyatro eseri bir kez daha televizyona uyarlanıyor, hatta bizzat Matthew Perry uyarlıyor. Kahkaha efektli bir komedi olacak.
Fragman: Henüz yok.
Konu: Düzen-tertip takıntılı Felix Ungar (Thomas Lennon), eşinden boşanınca en yakın arkadaşı spor yazarı Oscar Madison’ın (Matthew Perry) yanına taşınır, ki onu da eski karısı pasaklı ve çok rahat biri olduğu için terk etmiştir. Birbirinden farklı bu iki arkadaş aynı dairede yaşamaya başlarlar, dolayısıyla komedi de başlar. Dahası ilgi göstermeye başladıkları onlarla aynı apartmanda yaşayan iki kız kardeş Emily ve Katie de daha yeni boşanmışlardır.
Kişisel Yorum: BendeFriends’ten kalma bir Matthew Perry sempatisi yoktur ama NBC’nin devam eder gözüyle bakılan Go On’u iptal edip mideye indirmesinden sonra adamın bir sonraki işi tutsun istiyorum. Ayrıca CBS bu tarzda işleri genel olarak bazen sululuğu kaçmış bile olsa becerebilen bir kanal. Başladığında iyi bir giriş reytingi alırsa en azından denenebilir. Kahkaha efektleri rahatsız ve böğüren cinsten olmazsa daha güzel olur.