Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
İyi yolculuklar madem

Hastane dizilerine dev bayılırım, sezonlar dolusu Chicago Hope, ER, Grey’s Anatomy, Private Practice izlemişliğim var. Tam olarak bir hastane dizisi sayılmasa da aşırı şahane ameliyat sahneleri olan Nip Tuck’ı ezbere bilirim ve dünyadaki herkes gibi Gregory House’a gizlice aşığım. Dizi doktorluğu terminolojisine hakimimdir yani. Acile girmiş hastaya konsültasyon için doktor mu çağırılacak, beyin MR’ı mı çekilecek, sadece dikiş atılıp mı gönderilecek, başına gelen olay konusunda yalan mı söylüyor, bir bakışta anlarım.

Bütün bu tıp eğitimimin bir sonucu olarak, yerli hastane dizileri başlamadan evvel çok gergin oluyorum açıkçası. Tabii bunda Doktorlar mevzuunun büyük payı var. Bu diziyle ilgili yapılabilecek her türlü şaka ile ilgili en az dördüncüye dönüldüğü için konu ile ilgili tekrar konuşmayı manasız buluyorum. Zeki Alasya- Metin Akpınar’ın şahane dizisi Hastane dışında, içinde hastalar, ameliyatlar ve saboyla koşan insanlar olan yerli dizilerden imtina ederim.

Kanal D’nin yeni dizisi Hayat Yolunda’yı izlemeye de bu sebeplerle biraz kafam karışık başladım. Gencecik yaşında doçent olmuş dünyalar güzeli hekimimizin, kocası tarafından aldatıldığını bir araba kazası ile öğrenmesi ve öteki kadının hayatını ameliyatla kurtarması bir yanda, sarışın süper yakışıklı, bir o kadar da deprem sırasında Van’a gidip orada yaşamaya başlayacak kadar idealist doktorun İstanbul’a gelirken yanında hasta bir küçük kızı getirecek olması diğer yanda. Ediz Hun’un başhekim olduğu ve kızıyla birlikte yönettiği batmak üzere olan hastanede buluşuyorlar bir takım olaylar neticesinde.

Yerli doktor dizilerinin şahsım adına en büyük sıkıntısı inandırıcılık. Dünyanın en seksi adamı Christian Troy’un, beş dakika önce bir manken tarafından kaçırılıp yatağa kelepçeli halde işkenceye uğramışken, beş dakika sonra ameliyat masasında müzik eşliğinde kesip biçmesi inandırıcı gelir de, Op.Dr. Cem Korcan’ın o güzelim saçlarıyla Van’da idealizm peşinde koşması gelmez. Derek Shepherd’dan boşanan Addison’ın başka bir hastanede doktorluğa başlayıp, arada acil durumlarda eski hastanesine dönmesi çok normal gelir de, babasıyla beraber hastane kurtarmak için tek tek doktor toplayan Dr. Yelda Güçlü gelmez.

Bu kadına da bayılıyorum, bahsetmeye yer aradıysam demek.

Yine de diziyi epeyce izlenebilir buldum açıkçası, çünkü dediğim gibi, doktorlu dizi görünce izlerim. Kuzey Güney’den sonra bir türlü Çarşamba dizisi de bulamamıştım. Hayat Yolunda, iyi yolculuklar olsun.

 

 

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER