Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Hiçbir şey söylemeyen bir belgesel

Netflix’e geçtiğimiz hafta yüklenen belgesel yeni hiçbir şey söylemiyor. Madeleine McCann’in Kayboluşu (The Disappearance of Madeleine McCann) son yıllarda çok popüler olan Making a Murderer, Jinx gibi polisiye belgesellerin rüzgarından faydalanmış ama sığlığıyla bu örneklerin yanından bile geçememiş.

Mayıs 2007’de ailesiyle birlikte Portekiz’de bir sahil kasabası olan Praia de Luz’da tatildeyken ortadan kaybolan üç yaşındaki küçük kız Madeleine tüm dünyayı yasa boğmuştu.

Madeleine McCann’in gözünün içindeki doğum lekesi (coloboma) ayırt edici bir özellik. Bu yüzden dünyanın çeşitli yerlerindeki insanlar benzer görünümdeki çocukları gördükleri zaman onu bulduklarını sanarak yetkililere başvurdular.

Ocean Club adında bir tesiste bir apartta konaklayan Madeleine’in anne-babası, üç küçük çocuğu yalnız bırakarak arkadaşlarıyla birlikte dairelerinin yakınındaki tapas restoranında akşam yemeği yiyorlar; büyükler sırayla gidip, çocukları kontrol ediyorlar. Sıra Madeleine’in annesi Kate’e geliyor, odaya girdiğinde küçük kızın orada olmadığını görüyor, ikizler ise uyumaya devam ediyor.

Ardından baştan savma bir polis soruşturması görüyoruz, iki şüpheli tutuklanıyor, medya iyice deliriyor, Kate ve Gerry McCann de kontrollü bir ifadeyle dünyanın her yerinde basın toplantıları yapıp hiçbir duygu göstermeyince kamuoyu ters tepiyor.

Belgeselde olayla alakası olmayan bir takım kasabalılarla röportaj, bir tatil beldesi olarak Algarve, gibi saçma sapan bölümler var. Portekiz’de kaybolan çocuklarla ilgili benzer vakalardan da bahsediliyor ama yani bir saatte anlatılabilecek bir hikâye neden sekiz saat inanın hiç anlamış değilim.

McCann ailesinin belgeseli desteklemediğini hemen belirteyim. Madeleine’in anne ve babası Gerry ve Kate McCann hakkındaki suçlamalar kaldırıldı, temize çıktılar bununla birlikte bana göre çocuklarını öldürmemiş olsalar bile ihmal ettikleri aşikâr. O gittikleri Tapas restoranında çok zor yer bulunabiliyormuş, bir hafta boyunca grup olarak orayı bloke edip rezervasyon yaptırmışlar efendim. Tesis içinde kreş olmasına rağmen gidip belirli bir saatten sonra çocuklarını almak istemedikleri için odada yalnız bırakmışlar. Hangi aklı başında sorumluluk sahibi ebeveyn küçücük çocukları yabancı bir ülkede odada tek başına bırakıp gidip yemek yer, merak ediyorum? Ayrıca çocuklara sakinleştirici verdikleri, ya da uyutma etkisi olan paracetemollü bir ilaç olan Calpol verdiklerine dair iddialar da var.

Madeleine’in hala Algarve’da ve sağ olduğuna dair haberler bile var. Kate McCann Şubat 2019’da İngiliz The Sun Gazetesi’nde yayınlanan bir röportajda: “Praia da Luz kendimi ona en yakın hissettiğim yer” diyerek hala orada olabileceğine inandığına dair  bir açıklama yaptı.

Portekiz polisine gelecek olursak, başarısız bir soruşturma yürütüyor. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi polisin sabit bir fikri var ve diğer tüm ipuçlarını görmezden gelerek yalnızca fikrini destekleyen deliller toplamaya çalışıyor. Bir suçlu arıyorlar ama bunun ille de gerçek suçlu olması gerekmiyor.

Madeleine’in kaybolmasının üzerinden 12 yıl geçti, dava hala aktif. Çok tartışmalı, tutarsızlıklarla dolu bir dava bu. Belgeselde ise McCann ailesinin arkadaşlarıyla, polis memurları, gazeteciler ve geçmiş şüphelilerle röportajlar var ama özetle yaptıkları, zaten tüm dünyanın bildiği bir davayı yeniden ısıtıp önümüze koymak.

Bu unutulmuş bir vakanın yeniden gündeme getirilmesi, bir adaletsizliğin aydınlatılıp olayların yeniden ele alınması değil. Madeleine McCann’in Kayboluşu hiçbir yeni bilgi sunmadığı gibi, bir fikir bile beyan etmekten aciz. Durduk yerde insanın sinirini bozmakla kalıyor.

DEFNE AKMAN

YORUMLAR




DİĞER HABERLER