Evlilik güzel, sevgi dolu bir birliktelik olabilir, tabii sürdüğü kadar. Bazı ortaklıklar ömür boyu devam ederken bazıları da yürümeyebilir. Boşanmayı isteyen taraf siz olun ya da olmayın, bir yıkım yaşanacağı kesin. Evliliğin çok çaba gerektirdiğini söylerler, ama esas boşanmak daha çok çaba gerektiriyor, özellikle de çocuklarınız varsa.

Çocuklar varsa, birbirinizle hayat boyu ilişki kuracaksınız demek. Dolayısıyla eski kocanızla/karınızla itişmek iyi bir fikir değil. Zaten, boşanmak taraflardan birinin iş seyahatine çıkması gibi bir şey de değil. İnsan kendisinin müthiş başarısız olduğunu düşünüyor, aslında birlikteliğin miadını doldurduğunu anlaması epey vakit alıyor. Kimi arkadaşlarını kaybediyor, neden böyle bir karar verdiğini herkese açıklaması gerekiyor falan. Ama bir gün gelecek ki çocuklar nasıl olup da bir zamanlar birlikte olduğunuza hayret edecek, birlikte olduğunuz zamanları hatırlamayacaklar bile.

HBO’nun yeni komedisi Divorce da 17 yıllık evliliklerini sonlandırmaya karar veren Frances (Sarah Jessica Parker) ve Robert (Thomas Haden Church)’ün hikayesini anlatıyor. Dizinin türü komedi ama ben izlerken pek gülmedim, caydırmak gibi olmasın epey de sıkıldım.

Frances ve Robert hali vakti yerinde, derli toplu arkadaşları olan çocuklu bir çifttir. Çoğu orta yaşlı insan gibi birlikte yaşamanın zorluk ve avantajlarını görmektelerdir. Bir gün bir başka mutsuz evli çift olan arkadaşlarından birinin balatayı sıyırıp neredeyse kocasını vurmasına tanık olunca kendi evliliklerini de sorgulamaya başlarlar. Diğer yandan Frances’in evlilik dışı bir ilişkisi de vardır. Robert, karısının bir başkasıyla birlikte olduğunu öğrenince evliliği sonlandırmaya karar verirler.

Divorce’un mimarı, Catastrophe’un, hani birbirini tanımayan iki insanın çocukları olacağını öğrendikten sonra evlenmesi ve ilişkilerinin gelişimini gördüğümüz dizinin de, yapımcısı olan Sharon Horgan. Catastrophe nedeniyle ben bu dizinin de ilginç olabileceğini sanmıştım, yanılmışım.

Boşanma kesinleştikten sonra tahminen kahramanlarımızı evlilik terapisinde, avukatlık bürosunda falan göreceğiz. Sanırım sorun şu, kahramanların ikisinin de en berbat, kaba ve tatsız hallerini en başından itibaren gördüğümüz için, başlarına ne geleceğini umursamıyoruz. Boşanma o kadar hafife alınacak bir durum değil çünkü. Eğer ilk başta onları mutlu görseydim, birbirlerine doğru dürüst davransalardı, başlarına gelecekleri merak edebilir, onlar için endişelenebilirdim. Hâlbuki dizinin ne evlilik ne de boşanma hakkında pek bir fikri yok aslında.

SJP, o kadar bunalımlı ve espri anlayışı olmayan bir karakter canlandırıyor ki bana hafakanlar bastı. SJP’yi ben Carrie’yken de sevmezdim, nerede dert kumkuması, durduk yerde sorun yaratan bir tip var, SJP bu rolleri itinayla buluyor ve canlandırıyor. Sideways’de hayran kaldığım Thomas Haden Church ise ne yöne gideceğini bilmeyen, mesafeli bir tipi canlandırıyor. Anlayacağınız farklı tellerden çalıyorlar ve ortada bir uyum yok.

İletişim kuramamak çoğu zaman boşanma sebeplerinin en başında yer alır. Mesafeler başlar, konuşamayacak hale geliriz. İletişim ve güven olmadığı için de evlilik yürümez. Hâlbuki boşanırken artık diğerini o kadar çok umursamasanız bile yine de iletişim becerilerinizi geliştirmek ve kullanmak zorundasınız. Yani bu iş kavgayla olmaz.

Frances ve Robert da dertleri neyse, mahkemede çözsün, bunun yeri çocukların yanı değil. Birbirine kızmaktan ve kendilerine acımaktan daha önemli işleri var. Bunun yolu da düşman olmamaktan geçiyor.

Belki dizi Frances ve Robert’ın boşanma işlerini bitirip hayatlarını yeniden kuracakları zamana odaklanırsa, yeniden konuşmaya başlarlarsa daha ilginç olacak. Şimdilik maalesef olmamış. Çünkü çok ruhsuz ve duygusuz.  Karakterlerin acısını hissedemiyoruz.