Daha eşcinsel evliliğinden, Neil Patrick Harris ya da Elton John’ın eşleriyle çocuklarını parklarda gezdirmelerinden, Grindr’dan, Ellen’ın televizyona çıkıp kendi cinsel kimliğini açıklamasından falan çok çok önce gay seks dediğimiz karanlık, üstü kapalı, herkesten gizli yaşanan, bir yandan da bu karanlık tarafından dolayı çok cezbedici, çok çekici bir eylemdi. Dünyanın geri kalanı şaşırmış olabilir, ama George Michael’ın bir parkta polis memuruna sarkıntılık etmesi eşcinselliğin nasıl bir alt kültür olduğuna aşina olanlarda hiçbir şaşkınlık yaratmamıştır, eminim.
Parklar, sinemalar, sokaklar, taksiler…
George Michael’ın eşcinsel kimliğini bu baskından sonra öğrendik, oysa daha Wham! yıllarında o mini şortları ve röfleleri saçlarıyla vücudunu kusursuz bir şekilde sallayan sahnedeki adam hiçbirimizin yabancısı değildi. Milyoner de olsa, dünya starı da olsa eşcinselliğin yeraltında yaşandığı yıllardan gelen biri olarak park tuvaletinde seks araması da bir o kadar tanıdıktı.
Beverly Hills’deki tuvalet skandalından sonra yaptığı Outside, döneminin çok ilerisinde devrimci bir şarkıydı. Mutfak masasından, koridordan, koltuktan bıktığını artık dışarı çıkmamız gerektiğini söylüyordu. Bugün izlendiğinde “Canım bunda ne var?” duygusu yaratması doğal ama disko toplarının ışıldadığı, pisuarların metale döndüğü o video klibi kendisini yeni yeni tanımaya başlayan bir gencin izlediğini düşünün… Devrimci demem boşuna değil, açtığı kapıdan binlercesi geçti.
George Michael eşcinsel olduğu için mi büyük sanatçıydı… Yoksa büyük sanatçı olduğu için mi eşcinseldi?
Beverly Hills’deki parka gelene kadar dev bir kariyer inşa etmişti aslında. Eşcinsellik hiçbir zaman doğrudan kariyerinin temeli olmadı, ama daha ‘dışarı çıkmadan’ önce de bir leitmotif’ti gören gözler için. Bastırılmış bir cinsel kimlik demeyeyim, ama Faith videosunda deri ceketli ve elinde gitarıyla aşırı maskülen görüntüsüne rağmen düpedüz bir gay fantezisinin dışa vurumuydu George Michael’ın varlığı. Daracık kot pantolonundan poposuna zoom’lanarak başlayan bir video başka nasıl bir subliminal mesaj verebilir?
Müzikalitesini ya da starlığını küçümseyecek halim yok, ama George Michael’ı eşcinsellikten bağımsız düşünmek de imkansız. Uzun yıllar eşcinsel erkeklerin ya olmak istediği ya da beraber olmak istediği ideal erkek figürüydü 90’lara kadar. Bir kere sahneye onun kadar hakim, bedenini bu kadar iyi kullanan, “Bir daha asla dans etmeyeceğim,” demesine rağmen kusursuz dans eden pek az erkekten biriydi.
Onun şöhret olduğu dünyada eşcinsellerin star olması imkansızdı adeta; onlar gizli yaşamaya, kimlikleri öldükten sonra keşfedilmeye mecbur gibiydi. George Michael oyunu kuralına göre oynarken bir yandan da sınırları hep zorladı ama. Maskülen bir erkek star mı yaratılmak isteniyor: Giydi o deri ceketi ama dar pantolonla birleştirdi. 1990’da ise Freedom video’sunda o kostümü, geçmişini yaktı.
The Weeknd’in Starboy klibinde yeni hali kısa saçlı Abel Tesfaye kendisinin eski uzun saçlı halini öldürüyor. George Michael’ın kendi kimliğini yerle bir edip, video klibinde bile görünmemeyi tercih etmesinden 26 sene sonra! Birçok alanda erkek sanatçılar adına hala bir çıta George Michael.
2016’da çok ünlü birinin daha öleceğini tahmin ediyordum. Bunun George Michael olduğunu aklımdan bile geçiremezdim. İki gün önce 22 yaşındaki eşcinsel bir arkadaşıma kliplerinden parçalar göstererek hızlı bir popüler kültür dersi vermiştim, sinir bozucu bir tesadüf oldu ölüm haberi.
Ama bir yandan da onun yaşlandığını, orasının burasının sarktığını, o eski kusursuz figürünü kaybettiğini görmemiş olacağımıza seviniyorum. Popstarlar yüzeysel birer fantezidir ne de olsa. Bundan birkaç sene önce bir konser kaydını seyredip “Ya epey yaşlanmış,” diye burun kıvırmıştım. Sanıyordum ki hep Faith’teki haliyle kalacaktı. Halbuki daha 90’ların sonunda Older diye albüm yaparak kaçınılmaza alıştırmaya çalışmıştı.
Ölüm nedeni henüz bilinmiyor, evinde huzur içinde bu dünyaya veda etmiş.
Veda ettiği dünyanın birçok ülkesinde erkekler sevdiği erkeklerle evlenip aile kurabiliyor artık. Seks çoktan tuvaletten, yer altından, mutfak masasından dışarıya çıktı. Hatta dışarıya çıkmak ya da çıkmamak bir mesele bile değil. Birçok şey ise değişmedi: Eşcinsel erkeklerin güzelliğe bağımlılığı, arzu, libido, heyecan arayışı ve hızlı tüketim. Ama George Michael’ın devrimi yerinde de mi, yerinde. Bayrağını ileriye taşımaya kararlıyız, söylemiş olayım.
İddia ediyorum, şimdi, hatta hemen Faith’i çalmaya başlayın. Hiç eskimediğini, hemen birkaç saniye içinde önce ayaklarınızın ritim tutmaya başladığını, sonra da kalça bölgesinde hareketlenmenin kaçınılmaz olduğunu fark edeceksiniz. Bundan güzel miras mı kalır bizim Yorgo’dan?