Hızla devam eden festival maceralarımda en son tekne partisinde bir şişeden fazla şarap içmiş ve çantamda dört şişe bira zulalamış bir şekilde eve dönerken kalmıştık. Gece Ekranella’nın festival için verdiği parti var. Festivali adım adım her koldan takip eden Ekranella geleneksel parti mekanı, Valikonağı caddesi üzerindeki apartman dairesinde bu yıl partiden yana da şanssız olan festival için ilk davetini veriyor.

Tabii ki gerçek bir alkolik gibi güneş altında o kadar şaraptan sonra uyuya kalmışım. Kırmızı halı törenini kaçırmış olmanın verdiği rehavetle parti yerine gittim.

Sanırım partinin yaş ortalaması 85 filandı. Festivalin en yaşlı insanları buraya gelmiş. Herkes o kadar yaşlıydı ki ön taraftaki salondan arkadaki sigara odasına gitmeleri 45 dakikayı buluyordu. Ben gecikmiş olarak gittiğimde sigaraya ulaşma yolculuğu bir saat önce başlamış bir yaşlıyla koridorda karşılaştım.

Nasıl gündüz ki tekne partisinde tüm yemekleri Oya Eczacıbaşı elleriyle hazırlamıştı, bu partideki yiyecekleri de Ekranella’nın Oya Eczacıbaşı’sı Elçin Yahşi elcağzıyla yapmıştı. Kabaklı kekle, patatesli şey çok lezzetliydi. Tekli çilekli profiterolleri de hiç tatlı sevmeyen biri olarak ben bayağı beğendiğimi söyleyebilirim.

Elçin konuklarıyla tek tek ilgilendi. Festival ajanı olarak yapmayı çalıştığım ama bir türlü beceremediğim festival ajanlığını bu yıl Radikal’de tam manasıyla yapmış olmanın başarısı ama yorgunluğu üzerindeydi. Ay kadın yorulmuyor bir türlü. Ben çoktan bıktım film izlemekten Elçin son dakikaya kadar film görmeye devam etti.

Partinin ünlü konukları da vardı. Bu yıl Gürcistan’ın Oscar adayı İlyas Salman’lı Corn Island filminin yönetmeni mesela. Gerçek bir Gürcü erkeği nasıl olur diye size onun fotoğrafını gösteririm. Kıpkırmızı yanaklı, oduncu gömlekli, dinç bir erkek...

Oyuncu Jale Arıkan’da oradaydı. Bu kızın inanılmaz karakteristik bir yüzü var. Onu hiç tanımasanız da bir kere görmüş olmanız, unutulmamasına yetiyor. Uğur Vardan’lı, Erkan Altuğ’lu, Muhsin Akgün’lü eski Radikal ekibi gelince parti hızlanmaya başladı.

Ama esas gullüm İstanbul LGBTT ekibinin oraya gelmesiyle koptu. Ebru Kırancı, sevgilisi Maria ve İstanbul LGBTT ekibi, gidecekleri LGBT dayanışma gecesi öncesi buraya uğrayıp içkileri bitirmeye kararlılardı. Ebru Kırancı rakı içmek istedi ama rakı yoktu. Ebru Kırancı bu konuda çok şanssız. Gündüzki tekne partisinde de çay içmek istemişti, ama çay hariç yine her şey vardı. Olmayanı bulmakta çok iyi.

Bu partide aşırı sarhoş olduktan sonra yine en son ışıklar kapanırken ben çıktım.

Bu gece aynı zamanda festival ajanlığımın da son gecesi. Açıkça söylemek gerekirse hayatım boyunca geçirdiğim en tuhaf iki haftadan biri de bu oldu. Çok özenerek bir işe başladım ama dış mihraklar ve paralellerin etkisiyle festival ajanlığım yarım kaldı.

Umarım bu yıl filmler ve eğlence hayatınızdan eksik olmaz. Ama eksik olmasını dilediğim tek şey ise sansür olsun. Ne kendinizi ne de başkalarının işlerini sansürleyin. Bırakınız yazalım. Bırakınız çeksinler. Biz de onlar üstüne konuşalım.

Bir yıl sonra yolu filmlerden geçen herkesle tekrar buluşmak dileğiyle...

THE END