Poyraz Karayel, altı aylık aksiyonu bir gecede yaşatan bir bölümle aramızdaydı. Kutularda kelleler, kafasına silah dayanmış vaziyette bir teknede sevdiği adama izletilenler (ki bence Bahri bir mafyaysa, Despina’dan oracıkta vazgeçip Adil Topal’ı öldürmeliydi), kaçırılan Sinanlar, hepsinin bir arada olduğu, gerim gerim gerildiğimiz, çekirdek tüketimini hızla arttırıp sıcak çayı fondip yapmak zorunda kaldığımız bir bölüm oldu.
Sinan’ın aşırı tatlı kıskançlıkları, okulda arkadaşının “Benim kardeşim doğunca üç gün aç yattım, sokakta uyudum,” yalancılığının yeme de yanında yat halleri, Poyraz ve Sinan’ın polis telsizinde güzellikleri, Ayşegül’e hamileliğin nasıl güzel yakışması da dünkü bölümün bu gerginliği azaltan, kanımızı ısıtan halleriydi. Tabii ben yine Zülfikar’a gelmek isterim, zira neden gelmeyeyim?
Bir kere, aşk üçgeni yaşamayı Zülfikar’a hiç yakıştırmadığımı tekrar söylemek isterim. Hele Meltem’le ne kadar arkadaş olduklarını kanıtlamak için Çiğdem’i de alıp üçünün yemek yemesi, dünyanın en kötü fikriydi. Zülfikar bebeğim, sen anlamıyor olabilirsin de, Çiğdem’in de söylediği gibi, kadınlar anlar. İkinizi yan yana görünce Çiğdem’in arkadaşlığınıza ikna olacağını nasıl düşünebildin dünyanın en güzel algoritmasına katılmış Zülfikarcım? Senin en sevdiğin rüzgar Meltem’se, bizimki de Poyraz bir nevi.
Çiğdem, Meltem ve Zülfikar’ın beraber yediği yemekte, bir kere mekan seçimi daha kafadan “Ben aslında Meltem’i seviyorum!” diye bağırıyor. Çiğdem’i hayatında bir kere bile görmüş bir insan, onun tutup da Sefer ve Taşkafa ile rakı muhabbeti yapılan yerde mutlu olmayacağını hemencecik anlar. Bir sahne vardı ya o yemekte, hani Zülfikar “Bir çöp şiş attırayım mı?” dediğinde Çiğdem rejimde olduğunu söyledi de, Meltem daha masaya oturmadan “Bir çöp şiş attır dedem öldük açlıktan,” dedi. İşte bu anda doğru seçimi yapan insan, hayatı boyunca çok net mutlu olur, ama bunu da niyeyse hep sonradan anlar. Doğru insan deyince illa debdebe ararız, şaşaa ararız, allı pullu, simli alevli olsun, instagram’da çok layk getirsin isteriz, halbuki doğru insan daha biz söylemeden o çöp şişi isteyendir. Ağlamak için bir omuz gerektiğinde aklına ilk senin omzunu getiriyorsa bir insan, ve sen onun yanındayken içinden çıkan Disneyland sakinine inanamıyorsan, “Zülfikar’ın bu kadar eğlenceli bir insan olduğunu bilmiyordum” diyebiliyorsa bir başkası senin için, dostum sen çoktan bulmuşsun doğru insanı, sağda solda oyalanma, bizim de işimiz gücümüz var.
Bölüm sonu, yine bir sezon finali tadında, herkesin öleyazdığı, Sinan’ın akibetini merak ederek bıraktığımız bir sondu. Haftaya daha mutlu bir bölümde görüşmek umuduyla, iyi seyirler...