Napoli doğumlu Elena Ferrante, kimliğini gizleyen, “müstear isimli” bir yazar. Zira ilk kitabı Belalı Aşk’ı yayıncısına teslim ederken gönderdiği mektubunda, ısrarla yazarın işinin “kitabı yazmaktan ibaret olduğunu, onun dışında tanıtım ve pazarlama sürecine asla katılmayacağını” belirtmişti. Ferrante’nin son cildi geçtiğimiz yıl yayımlanan başyapıtı “Napoli Romanları” dizisinin, özellikle de ilk kitabı Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’ın tüm dünyada büyük yankı uyandırmasıyla, yazarın gerçek kimliği üzerinde kopan tartışmalar da yeniden alevlendi. Kısa sürede 22 dile çevrilen “Napoli Romanları”, başta Amerika olmak üzere birçok ülkede çoksatanlar listelerine girdi. Dahası, gerek popüler kültürden figürlerin, gerekse, aralarında The New Yorker’ın ünlü eleştirmeni James Wood’un; Booker ödüllü Richard Flanagan, Pulitzer ödüllü Jhumpa Lahiri gibi esaslı yazarların kitapları baş tacı etmesiyle, tüm dikkatleri üzerinde topladı. Yazarın kimliğini ısrarla gizlemesine, tanıtım ve pazarlama aşamalarına katılmayı kesinlikle reddetmesine gelince, kimi yazar ve eleştirmenler bu yaklaşımı sonuna kadar desteklerken, kimileri bunun tam tersine, aslında çok etkili bir PR yöntemi olduğu kanısında.
Yazarın gerçek kimliği konusunda tahminler de yok değil. En sık yinelenen iddia, romanları, yine Napoli doğumlu yazar Domenico Starnone ile eşinin birlikte yazdığı. Gelgelelim çift bu durumdan fazlasıyla rahatsız. Sıkıntısını şu sözlerle destekliyor Starnone: “Bana şunu açıklayın lütfen: İtalya denilen bu çamurda uluslararası başarı elde etmenin nadirliği göz önünde bulundurulduğunda, neden bunun doya doya tadını çıkarmayalım?”
Yazarı Elena Ferrante dört kitaplık dizisi “Napoli Romanları”nda, ilk kitabı Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’dan başlayarak unutulmaz karakterleri Lilu ve Lena’nın bir ömür boyunca devam eden, kıskançlıklar, çekişmelikler, suskunluklarla örülü sarsılmaz arkadaşlığını konu alıyor. ‘50’lerin başında, Napoli’nin fakir mahallesinde başlayan bu epik roman(lar), “kadınlar arası dostluk” temasını işlemekle birlikte, kuralları erkeklerin belirlediği bir dünyada tutkularını gerçekleştiren, yaratıcı, özgür birer kadın olmanın zorluklarını anlatıyor. Fonda büyük bir titizlikle son altmış yılın hızla değişen dünyasını resmeden “Napoli Romanları”, bizlerin hiç de yabancısı olmadığı, şiddetin ve cinsiyet ayrımcılığının hüküm sürdüğü bir ortamda, başkarakterlerinin çocukluk, gençlik, olgunluk, annelik ve yaşlılık, kısacası tüm evrelerini ele alıyor.
Yakında İtalya’nın devlet televizyonu RAI tarafından televizyon dizisi çekilecek olan ve bazılarının "bir İtalyan pembe dizisi" diye tanımladığı “Napoli Romanları”nın ilk cildi Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, Everest yayınlarından Eren Yücesan Cendey çevirisiyle yayınlandı. Diğer ciltleri de en kısa zamanda raflardaki yerini alacak. Türkiyeli yapımcılar peşine düşüp dizisini yapmadan okuyun deriz.