En Duygusal: Medcezir
Sadece Mira ve Yaman’ın aşkı bile kitleleri peşinden sürüklerdi zaten. Bir de yanında Mert’le Eylül’ün tüm farklılıklarına rağmen neredeyse evlenmeye giden aşkını koyun. Gizli tarif olarak Ender’in ölümünden sonraki Selim’i, Mert’i ve Asım Şekip Kaya’yı ekleyin. Çilek olarak Sevgililer Günü bölümünü üzerine dağıtın. Yılın en duygusal haline ulaşmış olmalısınız.
En Eğlendiren: Ulan İstanbul
Ekranella’ya yazdığı ilk yazı Leverage güzellemesi olan birini bunun uyarlamasıyla etkilemek oldukça zor bir iş. Ama yarattıkları mükemmel karakterlerle bu yıl en büyük eğlencem oldular. Süper Anne Şehriban’ı olsun, pencere kadrajlı Servet’i olsun, en komik duygularımızın tercümanı Maşuka ya da örnek baba oğul olarak Hayati ve Gıyasettin olsun insan sırıtmasını durduramıyor. Eğlenceyi de sadece komediyle sınırlandırmayıp Yaren-Karlos ikilisinin müzikalin dibine vurmasıyla kombini tamamlıyor Ulan İstanbul. İyi ki var.
En Sürpriz: Güzel Köylü
Yaz dizileriyle ilgili bütün önyargıları yırtıp attı Güzel Köylü. Yaz dizileri çabuk dökülürdü, onlar dökülmedi. Sonbahar geldiğinde kalanlar hafta sonuna taşınırdı, onlar taşınmadı. Büyükler ortaya çıkınca reytinglerde geriye düşerlerdi, onlar düşmedi. Hem de bütün bunları Çarşamba gününde yaptı. Sezon başlarken en iddialı yapımların bulunduğu günde. Kocaman bir alkış.
En Hızlı: ‘Diriliş:Ertuğrul’
TRT’nin yapımlarına iyi para harcamasına yabancı değiliz. Kaliteli işler çıkarmasına da. İyi yüzler seçmesine de. Ama reytingleri bir anda alt üst etmesine yabancıydık. Diriliş:Ertuğrul bunu başardı. İlk üç bölümüyle AB ve ABC’de gün birincisi çıkmakla yetinmeyip bunun sürekli olacağıyla ilgili ışık da verdi. Yolu 2015’te de açık olsun.
En Başlayamayan: Poyraz Karayel
Eylül’den beri her dizi iptalinde ya da program yer değişikliğinde “Hah başlar artık” diye diye Aralık’ı devirdik. 7 Ocak’ta başlayacağı söyleniyor ama inanmama hakkım saklı. Arkadaşlar eğer başlatmayacaksanız Burçin Terzioğlu’nu ödünç verebilir misiniz? Bir şey deneyeceğim.
En Garip: Kocamın Ailesi
Allah hiçbir senariste dizinin adını aldığı karakteri 13. bölümde öldürecek senaryoyu yazdırmasın bir daha. Tamam karakteri tutup oyuncuyu değiştirmek demode gelmiş olabilir ama dizinin ismini öksüz bırakmak kadar saçma olmadığı kesin.
En Sanat Yönetimi Niçin Önemlidir Karşılaştırması: Bana Artık Hicran De vs Benim Adım Gültepe
Aynı sezonun başında yayına girmeleri sayesinde süper bir karşılaştırma fırsatı oldu. Bir tarafta telefon modelleri dışında gösterilemeyen geçmişi yaşamaya çalışırken diğer tarafta sadece dönemin değil, Gültepe gibi bir yerin de sanat ekibi sayesinde tamamen yaşatılabildiğini gördük. İki dizi de kanalın çok yanlış politikası sonucu ekranda fazla tutunamamış olduğundan akıllara “Sanat yönetimi çok da bir şey fark ettirmiyormuş,” fikrini getirebilir. Getirmesin. İki diziden de birer bölümü arka arkaya izlediğinizde aradaki kocaman farkı göreceksiniz.
En Acayip: Kardeş Payı
Türk halkı olarak şaşırma eşiğimizin fazlasıyla yukarıda olduğu bu kadar acayip bir dönem için bile acayip bir şey Kardeş Payı. Her karakterin her cümlesi acayip, kullanılan her plan daha acayip, acayip, senaryo ekibindeki adamdan ya da yarışma sunucusundan mis gibi oyuncu çıkarmaları ayrı acayip, o zamana kadarki en komik bölümün sonunda Tahsin’i öldürüp sonraki bölümde bir saat boyunca herkesi salya sümük ağlatmaları apayrı acayip. Devrim televizyondan gerçekleşecekse eğer bunu Selçuk Aydemir, Ahmet Kural ve Murat Cemcir yapacak.
En İstikrarlı: TRT
Buraya ya Arka Sokaklar'ı ya da Seksenler'i yazacaktım. Arka Sokaklar'ın başında dolaşan kara bulutlar onu eledi ama tek bir diziyi yazmak kanala ayıp olurdu. TRT hiçbir zaman reyting öncelikli bir kanal olmadı. Bu “Vergilerimizle dönüyor” argümanıyla açıklanabilir ama dizi sektörüne katkısı da inkar edilemez. Seksenler, Beni Böyle Sev, Zengin Kız Fakir Oğlan gibi kaliteli yapımlar büyük kanallarda çoktan reytinge kurban giderdi. Şanslıyız ki TRT vergilerimizle dönüyor.
En Kararsız: Kanal D
Örnek üzerinden gidelim. Sezon başında Çarşamba günü PT1 için duyurulan Benim Adım Gültepe tutmayınca (Gün birincisi çıkmayınca) Kanal D diziyi kaldırma kararı verir. Çarşamba günü Hayat Yolunda PT1 kuşağında ekran hayatına başlar. Kanal D Benim Adım Gültepe'ye bir şans daha vermeye karar verir. Diziyi Çarşamba PT1'e tekrar koyarken, Hayat Yolunda daha ikinci bölümünden PT2’ye çekilir. Kanal yine de yıldız dizisinin reytinglerinden memnun kalmayıp final bölümü Pazartesi yayınlanmak üzere iptal edilirken Hayat Yolunda Çarşamba PT1’e geri döner. Üzerinde reytinglerine rağmen her an kaldırılabilir korkusuyla hem de. Pembe dizi gibi değil mi?
Yeni sezon reklamında yer verilen Urfalıyam Ezelden gibi bir projeyi birkaç bölüm sonra bırakan, yine yeni sezon reklamında görülen Ankara’nın Dikmeni'ni bu sezon hiç yayınlamayan Kanal D umarım 2015'te yapımlarını biraz rahat bırakır.
En Nefessizler: Fatih Portakal&İsmail Küçükkaya
10 Ağustos’ta ülke olarak kilitlendiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en başarılı yayınını yapan kanal kuşkusuz FOX TV oldu. İki haber ajansından birden sonuç geçerek kendi kanallarında manipülasyona izin vermemeleri takdire şayandı ancak iki haber adamının program sunuşu bunun da önüne geçti. Çalar Saat'in sunucusu İsmail Küçükkaya ile FOX Ana Haber'in sunucusu Fatih Portakal bir saniye bile susmayarak müthiş bir yayın sundular. Arada Twitter'dan “Abi nefes alın sizi kaybetmeyelim durduk yere,” twitlerini okuyarak bu insanı gerekliliği hatırlayan ikilinin uyumu seçim ekranının tepesine çıkmalarını sağladı.
En Başka Dünya: Derin Futbol
Bu Tarz Benim de özellikle ilk sezonun finaliyle buraya adaydı ama Derin Futbol en son icraatıyla bir adım önde yılı kapatmayı başardı. Artık futbolla ilgili söylediklerini kimsenin takmadığı Ahmet Çakar, Rasim Ozan Kütahyalı, Sinan Engin, Ertem Şener gibi isimlerin işi tamamen geyiğe vurduğu Derin Futbol çok acayip bir kafa. Efsane program Bay Tahmin'i bile absürtlükte geriye bırakmayı başardılar.
En Eski Keyfi Vermeyen: Kelime Oyunu
Artık Ali İhsan Varol’u oyuncu olarak kabul etmemiz çok kısa sürdüğünden midir yoksa ünlü konuklar samimi gelmediğinden midir bilmiyorum ama FOX’ta yayın hayatına geri dönen Kelime Oyunu hiç tat vermedi. Ta Show TV’ye geçtiğinden beri o tat kalmamıştı ama başlayacağı kanal FOX olunca daha hevesli olabileceğini düşünmüştüm. Ne yazık ki olmadı. Yine de Ali İhsan Varol için izlemeye devam.
En İnternetin Yedikleri: İsmail Şenol&Kaan Kural
Son dönemde basketbol spikeri dendiğinde akla gelen ilk isim olan İsmail Şenol ve yıllardır basketbol yorumcusunun tam karşılığı olan Kaan Kural bu yıl Twitter (Ve elbette holiganizm) sağolsun büyük şanssızlık yaşadılar. Galatasaray’ın Lokomotiv Kuban’ı ağırladığı Euroleague mücadelesi sırasında bir taraftar hesabının attığı twitler sonucu gaza gelen tribünden bütün maç küfür yiyen İsmail Şenol (Adam maç anlatırken televizyonda bile kendisine edilen küfür duyuluyordu) bütün soğukkanlılığıyla maçı anlatmaya devam etti.
Kaan Kural’sa BBL Final serisi sırasında NTVSpor yayınına bağlanıp TBF’yi, Galatasaray’i ve Fenerbahçe’yi eleştirmişti. Ne yazık ki bu sözleri sosyal medyada çarpıtılarak sadece Fenerbahçe’yi eleştirmiş gibi bir algı oluşturuldu ve sosyal medyada büyük bir linç başladı. Köprünün altından çok sular akmış ve iki güzide adam da şu anda hallerinden memnun olabilir. Ancak çıkarılması gereken çok ders var. Çıkartacak kafamız olmayınca bir şey değişmiyor ne yazık ki.
En Başka Kafada Film: Arkadaşlar Arasında Rakı Masası
Çıkış yılı 2013 olarak görünüyor olabilir ama tam tarih 20 Aralık 2013 olunca buraya yazmadan edemedim. Türk sineması bu kafada bir film görmemişti. Hep öğrenci evindeki ya da içki masasındaki muhabbetlerin çok keyifli olduğu ve film senaryosu yazılsa tutacağı söylenirdi ya Gökhan Horzum bunu yapmayı başarmış. Müthiş manzarası, Sıla’nın sesi, dört oyuncunun eşsiz uyumu ve rakı kafası… Günün birinde şu kafada bir film yazmayı ya da çekmeyi başarırsam hayatımın en gururlu anı olacak.