Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Black Mirror yine karanlık, yine insafsız

Black Mirror, Charlie Brooker tarafından yaratılmış, modern toplumun karanlık ve hicivli temalarını, yeni teknolojilerin olası sonuçlarını inceleyen bir dizi. 2011’de Birleşik Krallık’da Channel 4’da yayınlanmaya başlayan dizinin altı bölümden oluşan üçüncü sezonu şu anda Netflix’de. Ayrıca dizinin önceki sezonlarını da burada bulabilirsiniz.

Maslak’ta bilmemne plazada öğle tatilindeyiz sanki.

Black Mirror dünya ahvalini ve şeraitini anlamak ve anlatmak konusunda kuşkusuz en başarılı dizilerden biri. Hepimiz anlatılanların bir bölümünü yaşıyoruz çünkü. Bilim-kurgu dizisi olmakla birlikte burada galaksiler arası savaşlar, sayborglar, nükleer savaş sonrası dünyalar yok. Bilakis çok daha yakından bağ kurabileceğimiz yakın gelecekteki bilgi toplumuyla ilgili sinir bozucu hikâyeler var.

Dolayısıyla dizi sosyal platformlarda ikinci hayat yaşayan hemen herkese hitap ediyor. Sanıldığı üzere dizinin teknolojiye bakışı soğuk da değil. Tam aksine yaklaşımı, telefonları neredeyse vücudunun uzantısı haline getiren bizler kadar duygusal.

Böyle havalı gözlükler, enseden vidalamalar Black Mirror’da olağan uygulamalar arasında.

Black Mirror’ın her bölümü başka bir gerçeklik ve estetikte. Kısaca üçüncü sezonun bölümlerinin üzerinden geçeyim;

Twitter ya da instagramda bir paylaşım yaptıktan sonra hiç gerildiniz mi? Önemli birinin bir paylaşımını retweet ettikten sonra bir haller oluyor mu?  O zaman bu bölüm biraz sizin hakkınızda. Bir dünya düşünün, insanlar robotlaşmış, yalnızca telefonlarıyla meşguller. Sadece hizmet aldıkları yerlere, filmlere, otellere değil, birbirlerine de puan veriyorlar. Mutlu ve güzel göründükleri fotoğrafları yayınlıyorlar, komik şeylerin, güzel şeylerin, yemeklerin fotoğrafını çekip ardından onay ve geri bildirim bekliyorlar. Diğerleri tarafından nasıl algılanmak istiyorlarsa hayatlarını ona göre yansıtıp paylaşıyorlar. İşte Nosedive nasıl göründüğü ile ilgili derin endişelere düşen ve onaylanmak için sekiz takla atan insanlar hakkında bir bölüm. Instagram hesabını kaç tane kalp geldiği için habire kontrol eden herkes bu bölümle bağlantı kuracak bence.

80lerin popüler ve çekingen kız stereotipleri de burada.

İkinci bölüm Playtest, üç boyutlu genişletilmiş bir sanal gerçeklik oyunu hakkında. Sentetik dünyaların korkularımızı nasıl tetikleyebileceğini ve kâbuslarımızla yaşamayı anlatıyor.

Ancak sanırım üçüncü sezonun en karanlık ve etkileyici bölümü Shut Up and Dance. Webcam tarafından gözetlenen bir ergenin (Ne yaptığını gördük, kaydettik, herkese yayarız ve seni cümle aleme rezil ederiz) şantaja maruz kalması, giderek şiddeti ve zorluğu artan istekleri karşılamak için kendini mahvetmesini anlatan bölüm sonunda da Radiohead’i patlatarak beni perişan etmeyi başardı.

Belinda Carlisle’la, diskotekle, Lost Boys’la açılan San Junipero ise romantik bir aşk hikayesi aslında. Öylesine umutlu ki insana bir Black Mirror bölümü değilmiş gibi geliyor.

Men Against Fire da bir başka karanlık bölüm. Vurmakla görevli oldukları insan hedeflerini canavar gibi gören askerlerin hikâyesini anlatıyor. Askerler, implantları yüzünden bir başkasını öldürmeyi olağan olarak görüyor. Sanki biraz insanın kafasına vura vura biz-onlar kavramını anlatmaya çalışıyor ama olsun.

Hated in the Nation’da ise genç dedektif online bir linç kampanyasını araştırırken, devletin gözetimi altında halkın adaletini aramasına tanık oluyor.

Merhaba, biz bu bölümde sinirlerinizi bozmaya, sizi öyle ekran karşısında küt diye bırakmaya kararlıyız.

Black Mirror insafsız ve kötümser bir dizi. İnsanlığa dair umudunu kaybettiği muhakkak. Bu yüzden kimi zaman bu altı saatlik maraton biraz yorucu olabilir, bazı bölümlerin sonunu daha en başından tahmin edebilirsiniz. Bununla birlikte, altı bölümün tamamı son derece sürükleyici. Tüm bölümler görsel olarak harikulade. Bölümleri dilediğiniz sırayla, istediğiniz zaman seyredebilirsiniz. Hatta dilerseniz bazı bölümleri atlayabilirsiniz bile. Benim gibi bir oturuşta hepsini gömmek zorunda da değilsiniz. Eğer popüler kültür ve teknoloji konusunda biraz bilgi sahibiyseniz bölümlerle daha iyi bağ kurabilirsiniz ama o kadar da anlaşılmayacak bir şey yok dizide. Modern hayatı anlamak gibi bir merakınız varsa yeni sezonu da ilgiyle izleyeceğinizi sanıyorum.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER