Doğam gereği tabii ki Survivor All Star izliyorum, zira reality show’lardaki kavgalara gönül vermiş bir insanım. Duygu Çetinkaya’nın ilk haftada elenmesiyle biraz hüzünlendim açıkçası bu yüzden, çünkü nerede Duygu, orada hareket. Bu arada “Bunlar hep kurgu,” diyen olursa kalbini kırarım belki istemesem de, çünkü Survivor’ı bir doğal hayat belgeseli olarak izlemiyorum. Kurgu olmadığını, o insanların açlıktan ölme eşiğinde olduklarını hayal etmiyorum. Survivor, izlemeyi sevdiğim bir program. Tıpkı başlarken senaristlerinin adını okuduğumuz diziler gibi.
Bir önceki sezon Duygu-Bozok kavgaları beni çok neşelendiriyordu, bu sezon da Duygu-Seda kavgalarından çok umutluydum ama maalesef Duygu gitti ve Seda’nın dişine göre kimse kalmadı oralarda. Yarışma açısından demiyorum tabii, Seda’nın o insanı her zaman “Gerçek mi bu? Yok canım değildir. Ama dur bakiyim, galiba hakikaten böyle,” ikileminde tutan halinden bahsediyorum. Var Mısın Yok Musun’da da öyleydi Seda, kızsan kızılmaz, inansan inanılmaz, ama bir şekilde seviliyor.