Eli yazıya zor giden biri olarak Ekranella için Sherlock yazmayı seçerek doğru kararı vermişim sanırım! Çünkü Ekranella’nın yayına başladığı 1 Aralık 2013’ten bu yana sadece dört bölüm Sherlock gösterilmiş. Dördüncüsü 1 Ocak 2016’da yayınlanan özel bölüm: The Abominable Bride…
Bu özel bölümü izlemeyenleri baştan uyarayım: Bu yazı sürprizbozan (spoiler) ihtiva etmektedir…
Sherlock Holmes ve Dr. Watson’ın bu bölüm için Viktoryan Londra’ya dönüyor olmasını heyecan verici bulmuştum açıkçası. Fakat bölümü izleyeme başladıkça The Abominable Bride’ın Noel özel bölümünden çok Cadılar Bayramı özel bölümüne benzediğini fark ettim. Fakat bu ikiliyi o dönemin kıyafetleriyle görmek için bile bu bölüm izlenir. Ortalıkta gezerek erkekleri avlayan bir hayalet bile keyif kaçıramadı!
Sherlock’u en son gördüğümüzde dört dakikalık sürgününden Moriarty’nin “Did you miss me?” mesajı nedeniyle geri dönüyordu… Ben bu hikayenin 2017’de devam edeceğini varsaymış; Noel özel bölümünün bambaşka bir olayı anlatacağını düşünmüştüm. Yanılmışım. Etrafa kurşun saçtıktan sonra namluyu ağzına sokup intihar eden ‘tiksinç gelin’imiz aslında Sherlock’un Moriarty’nin nasıl geri döndüğünü anlama çabasının ürünüymüş. Çözülememiş bir “geri dönme” davası için bir ‘Zihin Sarayı” ziyareti… Bölümün 19’uncu yüzyılda geçmesinin nedeni de bu…
Dizinin gerçek bir hayran olduğumu düşünüyorum; çoğu zaman gözümde bir perde vardır bu nedenle. Fakat yine de bu bölümde beğenmediğim şeyler oldu. Eminim bu diziden ‘mük-kemmel’ bir zeka bekleyenler bahsettiğim bu noktalara daha çok takılacaktır. Sherlock’un zihin sarayından 2014’e gelip gitmesi tam kotarılamamış gibi. Yine de “beğenmedim” demeye dilim varmaz. Steven Moffat ve Mark Gatiss’in yüzümüzü güldürdüğü yerler de var tabii. Mesela telgrafın bu bölümde SMS gibi kullanılması hoşuma gitti. Bir anda kapıdan biri giriveriyor ve “Telgrafınız var” diyor… 19’uncu yüzyıldaki Mycroft Holmes’un devasa bir şişmanlıkta olması da komik. 2010’lardaki Mycroft’un koşu bandıyla olan ilişkisine açıklık getiriyor neredeyse.
Gelelim bölümün feminist arka planına… The Abominable Bride adlı bu özel bölüm İngiltere’deki kadınların hak mücadalesine adanmış gibi... Nereden çıktığını anlamıyoruz ama bir anda kendimizi bu mücadelenin içinde buluyoruz sanki. İnsan 1 Ocak neyin yıl dönümü diye araştırırken buluyor kendini; o derece. Molly Hooper’ın erkek kılığında karşımıza çıkması da bu saygı duruşunun bir parçası anlaşılan. Üstelik seyirciyi ters köşeye yatıracak şekilde bölümdeki “The Abominable Bride” gizemini çözen de Mary Watson oluyor.
Bu kısa değerlendirmeyi yine kısaca toparlamak gerekir: 2017’ye kadar beklemek zorunda olduğumuz Sherlock bu özel bölümle ağzımıza bir kaşık bal çaldı. Kendini hayran olarak gören ben bile –diğer bölümlerin aksine- eleştirilecek şeyler buluyorsam ortada bir sorun olduğu düşünülebilir. Fakat söylediğim gibi “Beğenmedim” demeye dilim varmaz.