İşte Benim Stilim gibi yarışmalarda büyük ödülü alıp resmi kazanan vardır bir de birinci olamayıp kalplerde kazanan. Kendi fikrimi sorarsanız, elbette para ödülü almak harika bir şey ama uzun vadede onun kat be katını kazanma ihtimali ise ondan çok daha iyi bir şey. Hele ki henüz 19 yaşınızda iseniz...
Yedinci sezonu henüz sonlanmayan İBS’nin bence gerçek bir kazananı var ki eğri oturalım doğru konuşalım, sevelim ya da nefret edelim o da 19 yaşındaki tuhaf bebeğimiz, akıllara durgunluk veren bir kimya formülü olan Bahar Candan. Yani kısaca, kendi kendine taktığı ve hemen akıllara yerleştirdiği adıyla Bahar C.
Gay mafya onun için çalışıyor
Bir kere şov dünyasında evrensel bir kural vardır eğer gay’ler sizi seviyor ve tutuyorsa yolunuz açıktır. Dünyada da böyle bu bizim sevgili üçüncü dünya ülkemiz, Ortadoğu’nun incisi, demokrasinin beşiği Türkiye’de de. Gay’ler sevdiğine aşık olur, onu kimseyle paylaşamaz, o nesne onun artık eğlencesinin bir parçası olur ve ona sonsuza kadar sahip çıkar. Bahar C. de kafadan bu kitleyi avucunun içine alarak bu kulvara girdi. O bizim bebeğimiz nokta com. Tam olarak hedef kitlesi bizleriz. Her türlü şuursuzluğumuzun, aşırılığımızın, güzellik ve gençlik saplantımızın, çekemeyen anten taksın kafamızın tam karşılığı Bahar C.’de var. Yarışmanın jürisindeki gay’lerin de sevgilisi o, bu yarışmayı dışarıdan takip eden diğerlerinin de. Yarışma içinde bir single çıkardı Dondurma gibisin. Gayet uyduruk bir şarkı. Ama inanır mısınız tüm ev partilerinden, davetlere; yemeklerden, kokteyllere her yerde Dondurma çalıyor. Şarkının kalitesi değil, ritmi, kafası ve manası önemli olan. Ve tuttu işte. Kemal Doğulu ve Kerimcan şarkıyı telefonlarına aldılar ve Tren Pera mıdır nerede çıkıyorlarsa artık orada da play list’lerinde. Snap’lerinde de çalıyorlar, arabalarında da... Ortada bir albüm, bir single, bir klip yok. Sadece Bahar C. ve şarkısı var ama tuttu mu tuttu. Gay mafya bu kız için el birliğiyle çalışıyor.
Bu, Bahar C.’nin yarışmadaki ikinci sezonu. Hayatımıza kız kardeş kontenjanından girdi. Ablası Nihal Candan da İBS’nin sonra da Survivor’ın yarışmacısıydı. Geçen sezonda ikinci oldu (birinci kızı kimse hatırlamıyor mesela şu an). Ama geçen sezonun da en ilginç kızı yine oydu. 18 yaşında tanıştığı ekranlarda tüm ergenlik histerilerini canlı olarak yaşadı. Tüm o inişleri, çıkışları bire bir gözümüzün önünde gerçekleşti ve belki de onu bu kadar ilginç bir hale getiren şey bu oldu. Tüm o kafa karışıklığı ve travmalar canlı olarak, çok samimi bir şekilde yaşandı. Ardından yeni sezonda reytingler yere çakılınca yapım ekibi gayet akıllı bir hamle yaparak Bahar Candan’ı tekrar yarışmaya aldı. Ve bingo! Bu sefer Bahar Candan’dan Bahar C.’ye, bir şov kızına evirilmiş bir insanla karşılaştık.
Oyunu kuralıyla oynuyor
Aradan geçen bir yılda kendi tabiriyle ‘olgunlaşmış’tı. Bence de olgunlaşmış. Artık oyunu daha çok kuralıyla oynuyor. Harika rol çalıyor. Yine çok akıllı bir kararla yapım ekibi onu tam ortaya, diğer yarışmacıların jüri karşısında göründüğü yerin arkasına oturtuyor. Ve orada mimikleriyle, göz devirmeleriyle, gülmesi ve ağlamasıyla habire rol çalmaya devam ediyor. Ona bakmaktan başka hiç kimseyi izlemek mümkün değil.
Oyunu kurallarıyla oynuyor ama yapmacık değil asla. Ondaki samimiyet ve gerçeklik hiçbir zaman değişmiyor. Başarı, şöhret ve sükse bu kızın DNA’sına işli ve ne yapılsa bu engellenemeyecek.
Çok gerçek bir karakter bence Bahar C. Kıskanç mesela. Ablasını da kıskanıyor, kendisinden 11 yaş küçük kız kardeşini de. Muhtemelen henüz Nihal yarışırken ve kendi ekranlarda değilken hasetinden tırnaklarını yiyordu. Çok normal değil mi? Eğer herkesi seven, ailesine tapan, her şeye karşı samimi bir porselen bebek olsaydı esas o zaman itici itici olurdu.
Kendi güzelliğiyle devasa bir obsesyon içerisinde. Bayılıyor kendisini izlemeye. Sadece o konuşsun, o sevilsin, ona bakılsın istiyor. Şu anda internete düşmüş efsane bir ağlama sahnesi var bu sezonda. Saçları için ağlıyor ama nasıl içten. O gün jüri bu ağlamasını tersleyerek kıza tarz değil verip yolladı. Ne olmasını bekliyorlar ki anlamıyorum. 19 yaşında bir genç kız ve hayattaki en önemli şeyi saçları. Nurella ölümlerden, kayıplardan bahsediyor saça ağlanmayacağını söylüyor. Kız diyor ki “Benim hiç öyle kaybım, ailemden birinin hastalığı falan olmadı.” Bilmediği bir şeyin acısını nasıl yaşasın? Empati kuramıyor. Elbette günün birinde kuracak. Bu hayatın acımasız gerçeği bu. Ama o an onun için doğru zaman değil. Onun için ağlanacak şey 10 yaşından 18 yaşına kadar uzattığı saçlarını, aşırı boyatıp yaktığı gerçeği ve bunun için ağlıyor.
Yaşlı olduğumuz için onu sevmiyoruz
Onu anlamadıkları her dakika çok üzülüyorum. Güzelliğin ve şımarıklığın cezasını çektiriyorlar gibi geliyor bana. Bir tür servet düşmanlığı yaşanıyor bence ona karşı. Hani zenginler de sırf zengin oldukları için sevilmezler ya. Bahar C. de sırf güzel ve şımarık olduğu için sevilmiyor. Muhtemelen sadece bu yarışmada değil gerçek hayatında da bu durumla sık sık karşılaşıyor. İster istemez kendisine karşı bir koruma kalkanı geliştirmiş. O yüzden herkesle arkadaş olmak istiyor, o yüzden yalnız, o yüzden minicik bir sevgi kırıntısına bile aç. Mesela yarışmadaki diğer çakal kızlar ona yamanınca buna kandı. Ve bence tarihi bir hata yaptı. Tek başına, yapayalnız kalmalıydı o yarışmada. Ve öyle yenik ayrılmalıydı. Gerçek bir kaybeden gibi yenilmeli ve kurban rolünün de kaymağını yemeliydi. Ama yalnızlıkla yaşamak yerine diğer yolu seçti.
Dünyayı ve insanları seviyor ama bunu gösterme biçimi bize hoş gelmediği için onu sürekli eleştiriyoruz ve dışlıyoruz.
Bahar C. bize ne kadar yaşlı olduğumuzu hatırlatıyor sadece. Bu kızla aramızda bir devasa bir kuşak farkı var ve bunu hazmedemiyoruz. Bizim temel sorunumuz da bu. Hepimizin içi geçmiş, kendi anılarımızda ve kendi doğrularımızda takılı kalmışız. 19 yaşında bir kızın kendi doğruları olmasını hazmedemiyoruz. Bahar C., Fulden Uras’ı tanımıyor mesela ama Justin Bieber’a aşık. Bahar C. için yaşlı tabiri 30’la beraber başlıyor 30 oldu mu çok yaşlıyız. O bizi trollüyor, tuhaf partilere gidiyor, İngilizce konuştuğu için uyarıldığından Baby Shower’ı ‘bebek duşu’ olarak çeviriyor. Bazı öyle sinsi esprileri var ki yılansı zekasına hayran kalmamak mümkün değil.
Gerçek bir şuursuz olduğu için şu an hukuk öğrencisi. Bahar C. kim, hukuk okumak, o kalın kitapları gömmek kim? O okulu bitirebilecek mi şüpheliyim. Ben de dünyanın en kolay ve hiçbir işime yaramayan fakültesini 12 senede bitirebildim. Bitirince bir işime yaradı mı? Hayır. Baktığın zaman bir üniversite mezunuyum kağıt üstünde. Hukuğu bitirmek istiyorsa şansı yaver gitsin dilerim. Bir de o okulu paralı okuyor zavallı. Aslında radikal bir kararla ayrılıp keşke bir şan ya da dans dersi falan alıp şov dünyasına hazırlasa kendini. Ama bu Bahar C. kafası. Ne yapacağı asla tahmin edilemez.
Bahar C.’ye bayılıyorum. Her şeyine. Tüm bu şuursuzluklarına, aşırılıklarına, histerilerine, madiliklerine... Bu yarışmadaki tek favorim ve tanışmak istediğim ikinci insan o. Bir Nurella’yla tanışıp bir öğleden sonra çayı içip dedikodu yapmak isterim, bir de Bahar C.’yle gece çıkıp akmak.
Ona kötü bir haberim var. Maalesef kazanamayacak bu yarışmayı. Eğer çok iyi bir anlaşma yapmadıysa kazanması pek mümkün değil. Sanmıyorum da böyle bir anlaşma yaptığını. Ona yedirmezler o parayı. Ama içini ferah tutsun.
İBS’nin birinciliğinden çok daha başka bir şey, daha büyük bir şey olacak bence ona. Bu onun kaderine yazılı.
Şöhret ışığı dediğimiz şey pırıl pırıl parlıyor üstünde. Ve bunu onun elinden almaya kimsenin gücü yetmeyecek.