Benim hayatım 8 yaşındayken değişti. Bir doğum günümde iki ablamdan iki hediye aldım. Birinden Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın kitabı, birinden film bileti. Öğle seansında filmi izleyip akşam kitaba başladığımı hatırlıyorum. O günden bugüne, beni tanıyan herkes Harry Potter’ın benim için kitap ya da film olmadığını biliyor. Nasıl ki Harry Potter benim için kategorilendirilebilecek bir şey değilse, Alan Rickman da sınıflandırabileceğim biri değil. Oyuncu değildi gözümde bir maske yapımcısıydı.
Yalan söylemeyeceğim. Ben Alan Rickman’la Harry Potter’ın Hogwarts’taki ilk akşam yemeğinde tanıştım. Büyük oyuncuların en popüler işleriyle bilinmesinden hoşnut olmayan hayranlardan değilim ben. Benim tanıştığım gün Alan Rickman, Severus Snape maskesine bürünmüştü. O günden bugüne oynadığı hemen her şeyi çok fazla izledim ama o kadar yakıştırdığım bir başka maske yok. Maskelerin dışında da bir karakteri vardı çünkü ve söylediği her şey Harry Potter’ın benim içime işledikleriyle paraleldi: Sonuna kadar sevgi ve ayrım karşıtlığı.
İlk olarak filmi izledikten sonra kitapları okuyunca isim söylendiğinde onu oynayan oyuncu gözünüzde canlanıyor. Ben Harry Potter’la bunu aşacak kadar yakın bir ilişkiyi sahiptim. Yıllar sonra dönüp baktığımda Harry Potter oynaması için Daniel Radcliffe’ten başka birini düşünebiliyordum. Emma Watson’dan başka bir Hermione Granger. Kesinlikle Michael Gambon’dan başka bir Albus Dumbledore. Sıra Severus Snape’e geldiğinde, gözümde o gözlerden başkası canlanmıyor. İnanın çok denedim ama yok. Bu yüzden onu bir maske yapımcısı olarak görüyorum. Oyuncu olsa o maskeyi takmakla yetinirdi fakat bu başka bir şey. CBGB gibi bir efsanenin hikayesi Hilly Kristal’ı o oynamasa çok eksik kalırdı mesela. Harry Potter dünyasından kimin ölüm haberini alsam içimde bir şeyler kırılır ama bugün birden çok dünyam parçalanmış gibi o yüzden. Dandiğiyle, muhteşemiyle onlarca filmin içinde Alan Rickman vardı işte. Sinemanın büyüsü daha iyi anlatılabilir mi, anlatılırsa nasıl anlatılır bilmiyorum.
Akşam arkadaşımın attığı mesajı gördüğümden beri bir parçam kopmuş gibi. Giderken benden de bu dünyadaki birçok kişiden de bir parçayı yanında götürüp ölümüyle muhafaza etti Alan Rickman. Küresel Ayak İzi Ağı her yıl limit aşım günü açıklar. Bu, Dünyanın o yıl için ayrılan doğal kaynaklarının tükendiği ve ertesi yılın payından harcamaya başlandığı tarihtir. 14 Ocak 2016 günü sanat dünyası için limit aşım günü olmalı. Önce David Bowie, sonrasında Alan Rickman… Bir süre bizden kimseyi almasanız yine de zararda olacağız.