Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
''Ağam bu suyun esansı eskik''

Merhabalar...

Biliyorsunuz ki Güney Kore dramaları ülkemizde hatırı sayılır bir izleyici kitlesine sahip. Böyle olunca açıp iki rekat bir bakmak iktiza etti benim için. Yakın arkadaşlarım da Kore dizi ve animelerinin hatta Koreli boy bandlerin falan hastası olduğu için güvenilir kaynaklara ulaşmak zor olmadı benim için. Buluşmalarımızda Kdramaların bol bol lafı geçtiği için aldığım tavsiye, ''Kdramalarının zirvesi olan Secret Garden'ı izle, yazacaksan da onu baz alarak yaz,'' oldu. Ben de oturdum, her bölümü bir saat süren Toplam 20 bölüm olan bu Kdramayı izledim.

Bizim yerli dramalar ile benzer noktaları oldukça çok. Ama çekim kalitesi olsun, prodüksiyon olsun maalesef yanlarına bile yaklaşamaz bizimkiler. Secret Garden üzerinden aradaki farklılıkları anlatmak gerekirse eğer; oyuncular safi yetenek en başta. Esas kız aksiyon film dublörü mesela. Şimdi gözlerimizi kapatıp bizde esas kız olan aktristlerimizi şöyle bi düşünelim; ahahahaah evet siz de benim gibi DÜŞÜNEMEDİNİZ. Bizde en fazla olsa olsa avukat veya doktor olur esas kızlar. Esas kız'ı canlandıran aktris sıfır beden olmak zorunda değil mesela. Bizde peki? Yine DÜŞÜNEMEDİK. Kısaca oyuncuysan şarkı da söyleyeceksin, enstrüman da çalacaksın, kavga dövüş oldu mu bir araba dolusu sopa atmayı da bileceksin. Sadece oyuncuların yeterliliği konusunda bile sınıfta kalıyor bizim yapımlar. Konuşurken vurgulama konusunda bile sesini ayarlayamayan kadınların şarkıcı olarak boy gösterdiğini hatırlayarak utanç içinde kalıyor insan.

Secret Garden'ın esaskızı Gil Ra İm'.

Diğer konu ise prodüksiyon; adamlar esas oğlan'ın evi için koca bir araziyi ayırıp içine yürüme yolları, koruluğu, yapay gölü ve mimari harikası olan bir villayı kondurup görsel bir ziyafet çektiriyor seyredene. İzlerken esas oğlan evden çıkmasın hatta o araziden çıkmasın da biraz daha izlesem keşke falan diyorsun. Biz ise duruma uygun kostüm giydiklerinde abarta abarta bir hal oluyoruz, düşün o kadar acziyet içindeyiz. Kibar Feyzo'nun Maho Ağa'nın derme çatma havuzcuğuna işerken ''Ağam bu suyun esansı eskik itibarına gölge düşmesin,'' demesi gibi her şeyimiz göstermelik. Paraya kıyıp adamakıllı yapabildiğimiz iki dizi var. Biri Kurtlar Vadisi diğeriMuhteşem Yüzyıl. Adamlar dizi sektörünü oyuncusunu yetiştirerek, prodüksiyonda olmazları oldurarak dünya üzerinde Kdrama endüstrisi haline getiriyor. Bizde ise işler yakışıklı jönlere ve güzel aktirslere arkayı dayayıp, Arap ülkesine sattı mıydık yırttık algısıyla yapılıyor daha çok.

Esas oğlan Kim Joo Won ve kütüphanesi'.

Esas oğlan ve salonu.'

'Bütün bu araziler Kim Joo Won'un Taam mııı!!

'Villa dediğin göl kenarsız olur mu ayol?'

Gelelim senaryoya; Secret Garden üzerinden anlatırsam eğer tam bir aşk hikayesi ve Allah’ına kadar dram. Yeri geliyor hıçkıra hıçkıra ağlatıyor. Romantik komedi unsurlarını da sonuna kadar başarılı bir şekilde kullanmışlar ki, seyrederken ekran karşısında gevşek gevşek gülerek izliyorsun. Matematik genel olarak iyi kurulmuş senaryolarda. Ama benim gibi ukalanın takacağı kulplar illa ki var. İlk on bölüm MUAZZAM güzel bir kere. O bir saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyor bile insan. Sürpriz pek yok, enikonu bundan sonra şöyle olur bundan sonra kesin bu olur diyorsun ve tutturuyorsun da. On bölüm sonrası dramanın dozu o kadar artıyor ki bileklerini kesme raddesine getiriyor insanı. İlginçtir; O sulu zırtlak acı ve kederi mazoşist gibi dibine kadar yaşamak istetiyor insana. Final bölümüne kadar bütün düğümler çözülüyor bütün sorular cevaplanıyor ama final bölümü bildiğin normal bölüm gibi tahmin edilebilir şekilde sonlanıyor. ''Eee, bitti mi yani?'' diyor insan. (Ahahahhah) İşin aslı final olarak “Vay bee, nasıl bitirdiler!” falan dedirtecek bir durumu yok ama bizim dizilerin finalleri yanında kırk tas suyla yıkanmış halde olduğu da bir gerçek. Hüsranla biten dizi finallerimize buradan kucak dolusu selamlar. (hepinizin ABV)

'Gerçek adı Kim Tae Pyung, bilinen adı Hyun Bin olan insan güzeli..

Bu arada, bu yazı için izlediğim Secret Garden'ı Allah için beğendim de.. Her şey bir yana Hyun Bin adındaki insan harikasıyla tanışmam bile bir kazanç. (Kendisi şöhret konusunda G.Kore'nin Kıvanç Tatlıtuğ'u gibiymiş) Şöyle ki oynadığı karakter hem sevimli, hem kibirli, hem sinir, hem tatlı, hem ciddi, hem seksi, hem çocuk, hem olgun... Ve bütün bu özellikleri dibine kadar oynuyor adam. Misal, dizi boyunca giydiği korkunç bir eşofman var. Bizde dövseler hiçbir jön öyle bir eşofman giymez. Klostrofobisi olan bir adamı canlandırıyor. Asansörde mahsur kalma sekansını izlerken ''lan lan, yeter! Adam ölcek!'' gibi malca yorumlar yaptırttı bana. Muazzam bir aktörmüş vesselam. Bundan sonra radarımda kendisi.

'Şu şekil eşofmanlar içinde bizim drama jönlerimizi bi düşünün bakıyım... (DÜŞÜNEMEDİ)



Bana Artık Hicran De İlk yayına girdiğinde, ''yayınlandığı gün yanlış, üç bölüme topu diker,'' demiştim ve dediğim oldu. Dün akşam yayınlanan dördüncü bölümüyle final bile yapılmadan yayından kaldırıldı. He çok iddaalı bir iş miydi peki? Bana sorarsanız değildi. Senaryo olarak vasat, prodüksiyonu ise Allah’lıktı. 16 yıl önceyi anlatıp sadece Nokia 3310 model telefondan hayır beklersen inandırıcı olamazsın işte böyle. Aslı Enver'in o güzel aurasına sanırım kimse kıyamıyor ve tutsun istedik. Ama gel gör ki birbiriyle alakasız kastıyla mucize bekledik bence. “Pazar seyircisi seyretmez o işi,” dediğimde “Çok biliyorsun sen!” diyen bütün tanıdıklara buradan selam ederim. :)) Kanal D 'ye tavsiyem proje onaylayan ekibini revizyona soksun.



Benim Adım Gültepe geçen hafta yayınlanmadı ve yerine Hayat Yolunda adlı yeni projeyi yayınladılar. Seyirci de durur mu bastı tokadı Hayat Yolunda'nın ağzına ağzına.. İlk bölümü total de 16. olunca Benim Adım Gültepe Çarşamba 20:00'deki yerine aynen geri geldi. Israrla söylüyorum birileri duyana kadar yine söyleyeceğim Hikayeyi Eşref'in kanatları altına sığınmış Seyfi ve arkadaşları eksenine çevirdiniz miydi bu iş tamam olur. İlla başrolde ünlü (?) birilerinin olması GE-REK-Mİ-YOR. Kerem Bürsin ile o leş ötesi senaryolu Güneşi Beklerken'i satabilen Kanal D ekibinde akıllı insan kalmadı mı ayol? En baştan illa ünlü oyuncu olsun diye pozlama koyulan karakter hikayesi ile işin gitmeyeceğini gören bir kişi bile yok mu koca kanalda? Lütfen ama lütfen; samimi ve inandırıcı hikayesi olan Gültepe gençliğini rating tanrılarına kurban etmeyin. Az bir sabır ve güven ile o zirve zaten sizin olacak. Senaryoya müdahale edildiği o kadar belli ki.. Rahat bırakın senaristi de o iç sızlatan gençlerin hikayesini özgürce yazsın...

Sonuna kadar okuyan gözlerinize sağlık..

Not: Kore dramaları hakkındaki enfes yönlendirmeleri için Ekşi sözlük yazarı ŞahRu'ya çok teşekkürler.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER