Televizyonda rastladığımda asla kanal değiştirmediğim filmler elbette Tosun Paşa, Hababam Sınıfı, Gülen Gözler ve Neşeli Günler’dir. Tabii bir de Mavi Boncuk’ta Emel Sayın Tarık Akan’a bakarak Kapat Gözlerini söylerken ben hep ağlarım. Gerçi ben her şeye ağlarım ve bunun haber değeri pek yok, olsun.
Bütün bu filmlerin en büyük ortak noktalarından biri Adile Naşit’tir. Adile Naşit, bir nevi güzel olan her şeydir aslında. Bir demlik dolusu çayla bütün dertleri çözme vaadi olan odur. Soğuk yurt köşelerinde ev sıcaklığını garantileyen, yemeğin güzelini, ütünün acelesini, söküğün yanında güzel bir azarla dikilmesini bize veren odur. Kolun kırılıp yen içinde kalmasıdır. Evde anne terliği, dışarıda en büyük koruyan kollayandır.