Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
2014 Oscar adayları bize ne söylüyor?

En iyi yardımcı erkek oyuncu dalında aday olan Jared Leto 40 kilo vermiş.

Geleneksel Oscar adayı filmleri izleme günlerinin sonuna hoş geldiniz, hepsini izleyemeyip geri kaldığınızı düşünüyorsanız üzülmeyin, biz her zamanki gibi buradayız. Ülkece Oscar adaylarını değerlendirdiğimiz şu günlerde bizim de bir ucundan tutmamız gerekti elbette. 2 Mart’ta yani bu pazarı pazartesiye bağlayan gece yapılacak ödül töreni öncesi tahminlerimizle de karşınızda olacağız ama önce bir bakalım Oscar adaylıkları bize ne anlatıyor.

TRENDLER

(Dönüp bakınca kendi yazdığımı trendeler diye okudum. North by Northwest geldi aklıma, Hitchcock’un hiç Oscar’ı olmadığını biliyor muydunuz? Her zamanki gibi, gönül koymamak lazım ödül törenlerine, parantez içi çok uzadı. Kapatıyorum. Kapattım.)

Jared Leto 40 kilo vermiş! Matthew McConaughey o kadar değil sadece 30 kilo! Oyuncuların neler çektiğinin hikayesi hangi noktada sıkmaya başlayacak? Şu dönemi çok önce geride bırakmamız gerekiyordu ama Dallas Buyers’ Club tam akademinin seveceği film, zaten MM’nin gömlekli sahneleri bile olduğunu düşünecek olursak inanılmaz bir karakter değişimi gerçekten. Hele bir de aylardan Ocak ise ve MM’nin Altın Küre’yi kabul ettiği konuşmasından hiçbir şey anlamadıysanız, bir süre sonra dönüp baktığımızda bu adaylıkların çok bir anlamı olmadığı da anlaşılır.

Işık! Parıltı! Görkem! BÜYÜK OYUNCULUKLAR! Direkt olarak aklınıza akademi ve Oscar’lar geldiyse doğru yoldayız. Tabii bir de Hollywood’un yeni hit yönetmeni David O. Russell. Evet evet o Russell. Silver Linings Playbook’un hayran kitlesinin farkındayım, American Hustle da görkemli oyuncu kadrosuyla benzer bir sürece girdi. Ama bu adamın Oscar adayı olabilecek kadar eli yüzü düzgün filmler çekmediğini düşünen sadece ben olamam değil mi? Olabilir miyim? Peki devam ediyorum o zaman.

Angelina Jolie’nin kendisini bir “action hero” olarak yeniden tanımlaması, Natalie Portman’ın Black Swan sonrası enteresan film tercihleri, Scarlett Johansson’un hiçbir zaman iyi bir oyuncu olamaması Hollywood’un bize zorla bir kadın oyuncuyu beğendirme çalışmalarını da hızlandırmasına neden oldu. Evet Jennifer Lawrence sempatik, hatta kimileri için güzel bile olabilir, bir elin parmaklarını geçmeyecek sahnede oyuncu olarak potansiyelini de göstermiş olabilir ama geçen sene abartılı oyunculuğun kitabını yazdığı SLP ile Oscar’ı inanılmaz bir performans sergileyen Emmanuelle Riva’nın elinden alması da Hollywood’un “It Girl” arayışından başka bir şeyle açıklanamaz. Bu seneki adaylığı da.

Özellikle film kategorisindeki adaylık sayısı beşin üstüne çıktığından bu yana Akademi filmden anladığını kanıtlamak istercesine her sene bir bağımsız filmi de aday gösteriyor. (The Descendants, Beasts of the Southern Wild) Bu sene akademinin favori bağımsız yönetmeni Alexander Payne’in Nebraska’sı da aynı kontenjandan kaptı adaylığı. Yanlış anlaşılmasın, yarıştığı birçok filmden daha çok hak ediyor bu ödülü.

ABD bize oranla katliamları ve haksızlıklarıyla yüzleşme konusunda daha istekli olmuştur. Hatta bazen fazla istekli. Brad Pitt’in hayatının en verimsiz oyunculuğunu sergilediği 12 Years A Slave de “Aman Allah’ım biz Afrikalı-Amerikalılara neler yapmışız! Konuyla ilgili bir film varsa hemen aday gösterelim olur mu?” kontenjanından aday, üstüne üstlük favori. Hem konuyla ilgili hem de güzel bir filme en iyi film ödülü vermek istiyorduysanız Django’yu ıskalamamalıydınız sevgili akademi.

Fransızca adıyla Adele’in Yaşamı’nı unutulmaz kılan Adele Exarchopoulos.

GÖZARDI EDİLENLER

Jenerasyonunun en iyi aktörü, halkın gözbebeği, akademinin sevgilisi, üst üste iki sene en iyi erkek oyuncu ödülünü alan tek isim Tom Hanks’in Captain Philips’le niye aday olamadığı muamma. Hele filmin son 10 dakikasında bizi perdeye mıhlamışken. Ama doğru, MM’nin rolü için 90 kilo verdiğini ve bu kadar inanılmaz fiziksel değişimin ve duygusal yıpranmanın sizi otomatik olarak aday yaptığını unutmuşum.

Sundance’in yaratıcısı orijinal Jay Gatsby Robert Redford All Is Lost’ta çok da anlaşılmayan üç kelimeyle metod aktörlüğün kitabını yazarken muhtemelen son adaylık şansını da kaybetti. Bundan sonra Oscar almak istiyorsa yapması gereken şey bir David O. Russell filminde oynamak. Excelsior!

Cannes’ın galibi Blue Is The Warmest Color (ya da Fransızca adıyla Adele’in Yaşamı) bırakın en iyi film adaylığını, En İyi Yabancı Film kategorisinde bile aday değil. BITWC “Aman Allah’ım iki kadının aşkını anlatıyor,” diye aşırı abartılsa da –hem de filmin en büyük başarısı iki kadının aşkının bir kadın erkek aşkından çok daha doğal olabileceğini hissettirmesiyken- bu kategoride olmaması enteresan. Belki filmi sinemada izlerken istisnasız her sevişme sahnesinde arkamda öksüren dayının rahatsızlığı akademiye de geçmiştir.
Editörün Notu: Blue Is The Warmest Color'ın Oscar adayı olamamasının nedeni yönetmelikle ilgili. Filmin Fransa'da eylülün sonuna kadar vizyona girmesi gerekiyordu, ekimde vizyona girdi.

Coen’lerin herhangi bir film çekip de ödüller bağlamında karşılık bulamaması küçük bir skandal. Hele Inside Llewyn Davis gibi harika bir hikayenin 10. film olarak aday olamamış olması ancak akademinin popülarite arayışıyla açıklanabilir. Sadece şunu söyleyeyim: Oscar’lara kadar bir sürpriz olmazsa benim için 2013-2014 film sezonu Inside Llewyn Davis’le hatırlanacak. (Ya da Şebnem Ferah çevirisiyle Sen Şarkılarını Söyle.)

Göz ardı edilen en önemli film ise Kelebeğin Rüyası. Özellikle Belçim Bilgin Erdoğan’ın kusursuz performansıyla aday olamaması manidar. Ermeni lobisinin oyunu olması çok muhtemel. Şaka bir yana Zonguldak’ta geçen ve verem salgınının anlatıldığı bir hikayenin maden işçileri üzerinden değil de iki şair üzerinden yorumlanması çok değişik bir tercih. Zorlama diyaloglar ve gereksiz uzatılan sahneler de cabası. Gerçi Bir Zamanlar Anadolu’da bile adaylık alamadıysa umudu kesmek lazım yavaş yavaş.

Jonah Hill, ikinci defa Oscar adayı. İkinci.

SÜRPRİZLER

Belki de en güzel sürpriz gereksiz yere eleştirilen The Wolf of Wall Street’in beş adaylık çıkarması. Scorsese neredeyse Akademi tarafından hakkı en çok yenen yönetmenken Scorsese’liğini en çok yaptığı filmlerden biriyle hem de film; dolandırıcılığı övdüğü için kıyasıya eleştirilirken Akademi, Hollywood’un en iyi yönetmenlerinden birine (bence birincisi) hakkını teslim etmiş. Gerçi Oscar habercisi kurgu dalında aday olamaması, en iyi film heykelciği için hiç şansı olmadığına delalet ama darısı Leo’nun başına.

Jonah Hill- iki defa Oscar adayı. Kendi kendinize tekrar edin. İçinizden 10’a kadar sayın. Rahatlayın. Sonra tekrar söyleyin: Jonah Hill- iki defa Oscar adayı. Meryl Streep’in sadece dokuzda biri.

Hiç durmadan konuşan ve hayat ile ilişkiler hakkında çok şey söylediklerini düşünen ikili. Uzaklaşmışlar, yaşlanmışlar, kopuklar ve çok burjuvalar. Karşılığı ise uyarlama senaryo dalında adaylık. Before Midnight’ı tebrik ediyor, başka da bir şey demiyorum.

Daha önce üç kez En İyi Özgün Senaryo dalında Oscar’ı evine götüren Woody Allen bu kez Spike Jonze’un Her’ünün karşısında favori değil, bir diğer sürpriz ise Cate Blanchett’in kusursuz oyunculuğunun yanında abartmadan nefis bir performans çizen Sally Hawkins’i Akademi’nin ıskalamamış olması. Yeri gelmişken belirteyim Cate Blanchett’in yanında dört tane daha aday gösterilmiş. Olsun yarışmak da güzeldi.

Neredeyse her dalda Ahududu adayı felaket The Lone Ranger, Makyaj kategorisinde kapmış adaylığı. Bu arada Johnny Depp’in oynadığı son iyi filmi hatırlayan? Benzer bir durum da niyeyse iyi bir yönetmen olduğu düşünülen Baz Luhrmann’ın The Great Gatsby’si için geçerli. O da Yapım Tasarımı adaylığını kimselere bırakmamış. Tebrikler Baz!

Wong Kar Wai. The Grandmaster. Hele anlatmaya çalıştığı şeyi 28 farklı sahneye yayan The Great Beauty’nin favori olduğu düşünülürse ve The Grandmaster’ın iki diğer kategoride aday olduğu göz önünde bulundurulursa en iyi yabancı filmde aday olmaması büyük sürpriz.

.Belki de en güzel sürpriz gereksiz yere eleştirilen The Wolf of Wall Street’in beş adaylık çıkarması. Scorsese neredeyse Akademi tarafından hakkı en çok yenen yönetmenken Scorsese’liğini en çok yaptığı filmlerden biriyle hem de film; dolandırıcılığı övdüğü için kıyasıya eleştirilirken Akademi, Hollywood’un en iyi yönetmenlerinden birine (bence birincisi) hakkını teslim etmiş. Gerçi Oscar habercisi kurgu dalında aday olamaması, en iyi film heykelciği için hiç şansı olmadığına delalet ama darısı Leo’nun başın

YORUMLAR




DİĞER HABERLER