Emir’in uyandığı bir gece ve gün yaşadık. Yiğit’i ne kadar yalnız bıraktığını ve önceliklerini ne kadar yanlış seçtiğini anladığı bir zaman dilimi. Yine de devam edecek bunu da biliyoruz; sorunların yüzeysel kısımlarını görüp onlara yara bandı çözümler icat ederek. Her an her şeyi çözmekle yükümlü addediyor kendini; yine de ne kendi mutlu olabiliyor ne de başkalarını memnun ediyor. Kübra’yla ilgili hayal kırıklığı çok gerçekti; tam kendinden beklenen tepkiyi verdi; Kübra az bir pişmanlık emaresi gösterse sarılıp kollarında teselli etmeye hazır olarak.
Kadınların ve erkeklerin kavga etme şekilleri ne kadar farklı. Yiğit bir söyleyerek Emir’i dağıttı; “Bu ailenin kirlisi ben olabilirim ama kötüsü sensin,” diye bitirerek. Kübra ve Sibel ise birbirlerini paralamalara doyamadılar. Kübra kaçıncı defadır kızıyla Yiğit’in arasına girmekle suçladı Sibel’i; Sibel de kaçıncı defa Kübra’nın vitrine ne koyarsa koysun yaptığı herşeyin Yiğit’i elde etmek için olduğunu.
Kübra ve Sibel ne kadar hakaret etseler de hırslarını alamayacaklar. Catfight resmen; birbirlerini her gördüklerinde sırtlarını kamburlaştırıp tırnaklarını çıkartıyorlar. Yiğit ise bir daha ağabeyiyle bir araya geldiğinde çok daha sakin olacaktır eminim; öfkesi artmış olmasına karşın.
Sibel sonunda yedi tokatı gerçi ama tokat aslında doğru söylediğinin tasdikinden başka bir şey olmadı.
Kübra’nın dünyası hakikaten karanlık ve gözü Yiğit’ten başkasını görmez olmuş. Daha doğrusu gördüğü Yiğit değil de kafasında yaşattığı. Yiğit’in onun varlığına bile tahammül edemediğini anlatmasına kulak misafiri olduğunda zannettim ki ağlamalara, duvarları yumruklamalara doyamayacak; kılı bile kıpırdamadı oysa. Emir’in gözünde karizmasının yerle bir olmasına da fazla takılmadı. Öte yandan hastaneden taburcu olurken Yiğit bebeğini taşıyınca zafer gülücüğü bu kadar azmetmesinin sonucunun olacağını vadetti ona. Bence kızının gitmesine de perişan olmayacak, biraz düşününce Yiğit’le tekrar birlikte olabilmesinin ilk aşaması olarak yorumlayacak.
Sibel hayata ve insanlara karşı güvensiz olmasının aslında ne kadar haklı bir duruş olduğunu çok acı da olsa anladı. Yiğit’in onu terketmesinden çok, anlamadan, dinlemeden yargılaması koydu ona. Yiğit’e isyan etmesi de şahaneydi ama; Yiğit Derya’ya yazarken, Gül’le yatarken, Kübra’dan çocuğu olurken onun bir kalemde çizilmesi. Hakikaten Yiğit yakışmadı sana. Öte yandan reklamlarda bile oynamasına asabı bozulurken kardeşiyle sevgili olmuş olmalarını hazmetmiyor oluşu da tutarlı. Bilseydi de tutamayacaktı kendini Sibel’in çekim alanına girmekten; bakalım bunu ne zaman anlayacak?
Neriman bozuk saat gibi; doğruyu gösterdi bu bölüm. Kızına destek olması tam yerinde ve kıvamındaydı da her an yeniden şaşmasını bekliyoruz tabii.
Hakkı Baba olaya dahil olmasıyla durumun eksenini değiştirdi resmen. Nihat’ı anında bir karikatür formatına soktu güngörmüş tavırlarıyla. Ropdöşambır’ı, mükellef sofraları, içki köşesiyle Nihat özenti mafya bozuntusundan başka bir şey değil. Daha babacan, öte yandan çok daha tehlikeli bir adam Hakkı. Her hatanın sonucunda refleks olarak adam öldürmektense başka yollar olabileceğinin güzel bir kanıtıydı Selim’in vukuatı. Yiğit’in duruşu da Hakkı’nın stratejisi de değişikti. Hakkı aynı zamanda komik bir adam; ilerleyen bölümlerde daha eğlendirecek bizi. Çıkışta yumurta sepeti güzel bir göndermeydi. Bilimum didaktik mafya çetelerinden sonra iyi geldi.
Zeliha Anne’nin eve dönmesine sevinmiştim sevinmesine de bu gidişle hastane odası onun kalıcı mekanı olacak; en azından bir kaç bölüm dengeli davranabilseydi keşke de, daha fazla Kübra-Zeliha çatışması olsaydı; iki dakika yalnız kaldılar, mutfağı yıkacaktı Zeliha gelininin başına. Temelli yaşasalar neler olacak kim bilir.
Emir’in bütün gece sokaklarda dolaşıp annesini aramasına karşın Yiğit’in sakin bir şekilde hastane odasında kızının başını beklemesini yadırgadım açıkçası. Elif’in durumunun stabil olduğunu anladığı anda annesini bulmak için sokaklara düşmesini hatta bütün adamlarını seferber etmesini beklerdim. Zeliha Anne’nin Elif bebek kadar hatırı yok mu yani şimdi?
Yiğit delirerek çocuğu aldı da nasıl bakacak diye kaygınız olmasın. Gül’e güvendi bence. Ne de olsa kadın ne kadar sadık olduğunu göstermiş oldu tetiği çekerek; daha iyisini mi bulacak?
Olabilecek bütün yüzleşmelerin olduğu ve bıçakların çekildiği bir bölümdü; Yiğit de dedi ya “Beş saattir neler çektiğimi bilmiyorsunuz, yoruldum.” Gerçekten çok yoruldu herkes, bakalım nasıl durulacak?
Küçük hıçkırıklar: