Tommen’ın tacını takmasıyla başlıyor yeni bölümümüz. Devasa salona bir “Kral öldü yaşasın yeni kral” havası hâkim. Joffrey için hüzünlenen ben hariç kimse yok ortada. En azından bir ansaydınız bir üzülseydiniz. Ama orası Kral Şehri, böyle safsatalara zaman harcanmıyor bu ortamda. Hele çapkın bakışmalara hiç yer yok anlaşılan. Margaery’yle Tommen birbirini tatlı tatlı süzüp Sör Pounce’u anarken âlemin bir numaralı cockblock’ı Cersei giriyor aralarına. (Cockblock’ın Türkçesini bilen? Pipi önleyici? Pipi engelleyici? Pipi?)
AYNI HIRS AYNI ÖFKE AYNI İHTİRAS
Cersei’nin hareketlerine kanmamak lazım, evil bitch’liği olanca tatlılığıyla birleşince tavan yapıyor. Manipülatif, güçlü, yönlendirici kadın karakterler dizinin en büyük silahlarından zaten. Firdevs Yöreoğlu’nun iki kızı değil de iki oğlu olsaydı kesinlikle biri Cersei Lannister olurdu. Kraliçe’nin bölümdeki motivasyonu ise Tyrion’ı yargılayan jürileri ele geçirmek. Cersei’nin Joffrey’nin katilinin Tyrion olduğundan emin mi olduğu yoksa öyle olmasını mı istediği ise şimdilik muamma. Hem de cevabını hiçbir zaman alamayacağımız bir muamma yüksek ihtimal. Şurası kesin: Cersei’yi şu dört senede tanıdıysak esas derdi Tyrion’ın öyle ya da böyle yanıp kül olmasını görmek.
Margaery de hafiften taht oyunlarını oynamaya çalışıyor ama Cersei karşısında çaresiz. Joffrey’nin manyaklığı üzerinden ortak düşman yaratan Cersei, avucunun içine alıveriyor Margaery’yi. Derdi ise Tyrion’ın jürilerinden Mace Tyrell’i kızı aracılığıyla yanına çekmek. Margaery “Aa deli galiba,” diye Cersei’den yavaş yavaş uzaklaşırken, Cersei evinde oynadığı maçı rahat kazanıyor.
Ama ligin en zor deplasmanı Tywin Lannister. Tywin’in de parasının bittiğini ve Iron Bank’in bu evrendeki en büyük tefe mafyası olduğunu öğrendiğimiz şahane diyalogun ardından Cersei babasının zayıf noktasını yakalayıp damardan giriyor. Önemli olan aileyse; Tyrion’ın Lannister ailesine getirdiği utanç bir an önce ortadan kaldırılmalı. Tywin Lannister’ın cevapsız kalması ise bölümün en büyük sürprizi, Cersei zorlu deplasmanda tek golle üç puanı buluyor.
LİG UZUN MARATON
Oberyn’i ise genelevde değil şiir yazarken buluyoruz bu sırada. Demek ki neymiş bir karaktere seviştirilmeden de derinlik katılabiliyormuş. Cersei bu sefer blöfünün karşılığını alıyor, senin de kızın var benim de kızım var kızımı ne çok özledim konulu konuşmasının ardından Oberyn beklenmeyen bir merhametle süzüyor Cersei’yi. 3’te 3, 9 puan.
Saçını topuz yapsa bu bölümde evlenebilirmiş bence.
Dany ise sanat yönetmenliği şahane taht odasında kurmaylarıyla sohbette. Aylardır aradığı gemileri Daario çalıvermiş onun için meğer. Joffrey’nin öldüğü haberine Essos’ta da üzülen kimse yok. Acaba Westeros’a gitsek mi yavaş yavaş diye konuşurlarken bir adrenalin patlaması oluyor herkeste ancak Dany’nin planları farklı. Köleciliği tepeden inme devrimlerle ortadan kaldırmaya çalışan Dany’nin terk ettiği şehirlerde eski sistemin geri geldiğini öğreniyoruz. Dany, Westeros’a gitmekten vazgeçiyor, piramit terasının serinliğinden hoşlanmış olacak ki öncelikle Meereen’i yönetmeye karar veriyor. Tommen yeni kral, Dany ise yeni kraliçe.
Arya ile Sansa’nın paralel kurgusu ise cuk oturmuş. Arya bir katil olmaya doğru emin adımlarla yürürken listesi de genişlemiş anlaşılan. ICQ’su olsa, profilindeki “about” kısmına ölüm listesini yazar, isim ekleyip çıkardıkça da millete “update” diye mesaj atardı kesin. Sansa ise yönlendirilen, kendi yolunu çizemeyen, daha da kötüsü karakterini oturtamamış bir noktada. Hayatına girip çıkan psikopatlar düşünüldüğünde normal karşılanabilir belki ama bu evrende sağa sola savrulanların ömrü uzun olmuyor maalesef. Anasından helal süt emmiş kuzeni Robin’le de evlenirse nurtopu bir kraliçemiz daha olur nitekim.
Dany ise sanat yönetmenliği şahane taht odasında kurmaylarıyla sohbette. Aylardır aradığı gemileri Daario çalıvermiş onun için meğer. Joffrey’nin öldüğü haberine Essos’ta da üzülen kimse yok. Acaba Westeros’a gitsek mi yavaş yavaş diye konuşurlarken bir adrenalin patlaması oluyor herkeste ancak Dany’nin planları farklı. Köleciliği tepeden inme devrimlerle ortadan kaldırmaya çalışan Dany’nin terk ettiği şehirlerde eski sistemin geri geldiğini öğreniyoruz. Dany, Westeros’a gitmekten vazgeçiyor, piramit terasının serinliğinden hoşlanmış olacak ki öncelikle Meereen’i yönetmeye karar veriyor. Tommen yeni kral, Dany ise yeni kraliçe.
Arya ile Sansa’nın paralel kurgusu ise cuk oturmuş. Arya bir katil olmaya doğru emin adımlarla yürürken listesi de genişlemiş anlaşılan. ICQ’su olsa, profilindeki “about” kısmına ölüm listesini yazar, isim ekleyip çıkardıkça da millete “update” diye mesaj atardı kesin. Sansa ise yönlendirilen, kendi yolunu çizemeyen, daha da kötüsü karakterini oturtamamış bir noktada. Hayatına girip çıkan psikopatlar düşünüldüğünde normal karşılanabilir belki ama bu evrende sağa sola savrulanların ömrü uzun olmuyor maalesef. Anasından helal süt emmiş kuzeni Robin’le de evlenirse nurtopu bir kraliçemiz daha olur nitekim.
Vampire dönüşmesi yakın, Sansa Stark’ı yakın.
MY SWEET SUMMER CHILD
Bu sırada Duvar’da durumlar karışık, Stark çocukları kavuşamamaya alışık. Jon Sow’un yeni kankası Locke, Lord Bolton’dan aldığı emirle Bran’ı kaçırmaya çalışadursun, döner ustası Karl’ın amaçsız kötülükleri tam gaz devam. Bran ise Locke’tan pek memnun kalmamış olacak Hodor’u kontrol ederek boynunu kırdırıyor adamın. BİRİ ŞU BRAN’I KUZEYE DEĞİL DE KRAL ŞEHRİ’NE GÖTÜRSÜN MİLLETİN İÇİNE GİRİP GİRİP ÖLDÜRSÜN demeyen var mıydı aranızda? Bran ise abisine kavuşmak yerine üç gözlü kargayı bulmaya kararlı. Karga bu çocuğa ne anlatacak ciddi merak ediyorum “Gaak”tan fazlasını bekleyen?
Gelelim bölümün esas yıldızına. Petyr güçlü görünmeyebilir, kılıç kullanmayı bilmiyor olabilir, garip bir aksanla konuşabilir ama tartışmasız bir gerçek var: Taht oyunlarında bir numara. Dizinin bize verdiği en önemli bilgi, Ned Stark’tan önceki El olan Jon Arryn’in, Jon’un eşi Lysa tarafından Petyr’ın isteğiyle zehirlendiği. Kısaca 5 Kral Savaşı’na kadar uzanan domino taşlarını ilk deviren yine Serçeparmak. Lysa’yla evlenerek fethedilmesi imkânsız Eyrie’nin de başına geçip, Sansa’yı da elinde tuttuğuna göre Petyr’dan iyisi yok. Lysa Arryn’le sevişmek zorunda kalması hariç. Kim bilir belki yataktaki maharetlerini serçe parmağına borçludur.
Ödüller:
En İyi Oyuncu: Gwendoline Christie (Brienne) yazıda bahsetmedim ancak Jamie ve Podrick gibi iki zıt karakterle farklı noktalarda ve kısa sürede muazzam kimya yakalamak kesinlikle oyunculuk başarısı. Dizinin parlayan yıldızlarından
En Kötü Oyuncu: Kit Harrington (Jon Snow) diyalogsuzluğun da etkisiyle fazla batmadı gözüme ama Isaac Hempstead-Wright’ın (Bran) ifadesiz suratı her geçen bölüm daha fazla geriyor. BACAKLARINI OYNATAMIYORSUN YÜZÜNÜ DEĞİL. Kargalar kovalasın.
En Gaz Sahne: Hodor? Hodor.
En olması gereken çift: Petyr-Cersei, Margaery-Jamie, Tywin-Olenna. Hepsi evladım gibi seçmek çok zor.
MY SWEET SUMMER CHILD
Bu sırada Duvar’da durumlar karışık, Stark çocukları kavuşamamaya alışık. Jon Sow’un yeni kankası Locke, Lord Bolton’dan aldığı emirle Bran’ı kaçırmaya çalışadursun, döner ustası Karl’ın amaçsız kötülükleri tam gaz devam. Bran ise Locke’tan pek memnun kalmamış olacak Hodor’u kontrol ederek boynunu kırdırıyor adamın. BİRİ ŞU BRAN’I KUZEYE DEĞİL DE KRAL ŞEHRİ’NE GÖTÜRSÜN MİLLETİN İÇİNE GİRİP GİRİP ÖLDÜRSÜN demeyen var mıydı aranızda? Bran ise abisine kavuşmak yerine üç gözlü kargayı bulmaya kararlı. Karga bu çocuğa ne anlatacak ciddi merak ediyorum “Gaak”tan fazlasını bekleyen?
Gelelim bölümün esas yıldızına. Petyr güçlü görünmeyebilir, kılıç kullanmayı bilmiyor olabilir, garip bir aksanla konuşabilir ama tartışmasız bir gerçek var: Taht oyunlarında bir numara. Dizinin bize verdiği en önemli bilgi, Ned Stark’tan önceki El olan Jon Arryn’in, Jon’un eşi Lysa tarafından Petyr’ın isteğiyle zehirlendiği. Kısaca 5 Kral Savaşı’na kadar uzanan domino taşlarını ilk deviren yine Serçeparmak. Lysa’yla evlenerek fethedilmesi imkânsız Eyrie’nin de başına geçip, Sansa’yı da elinde tuttuğuna göre Petyr’dan iyisi yok. Lysa Arryn’le sevişmek zorunda kalması hariç. Kim bilir belki yataktaki maharetlerini serçe parmağına borçludur.
Ödüller:
En İyi Oyuncu: Gwendoline Christie (Brienne) yazıda bahsetmedim ancak Jamie ve Podrick gibi iki zıt karakterle farklı noktalarda ve kısa sürede muazzam kimya yakalamak kesinlikle oyunculuk başarısı. Dizinin parlayan yıldızlarından
En Kötü Oyuncu: Kit Harrington (Jon Snow) diyalogsuzluğun da etkisiyle fazla batmadı gözüme ama Isaac Hempstead-Wright’ın (Bran) ifadesiz suratı her geçen bölüm daha fazla geriyor. BACAKLARINI OYNATAMIYORSUN YÜZÜNÜ DEĞİL. Kargalar kovalasın.
En Gaz Sahne: Hodor? Hodor.
En olması gereken çift: Petyr-Cersei, Margaery-Jamie, Tywin-Olenna. Hepsi evladım gibi seçmek çok zor.