Nasılsınız canlar? Siz de bölüm bittiğinde bir araba dayak yemiş gibi hissediyor musunuz? Zalım senaristler veriyorlar odunu, veriyorlar odunu, maşallah dizide yanmayan kalmıyor. Mecazen yanmanın yanında gerçekten yani böyle cızbız köfte misali cayır cayır yakabilme ihtimalleri de var. Ahahahahhahah. Onun için ''Akıllı olun! akıllı,'' der gibi döğüşüyorlar yazdıklarıyla. Nnnamann Allahııım kafası en güzel yerinden kırık senaristlere düştüm, nasıl mes'udum anlatamam. Hoop uzatmadan geçtim bile atomlamaya.
Kendal: Şiiimdii.. Bakın sevgili senaristler ben yine Kendal'a hak verme raddesine geldim benimle oynamayın, ayarlarımı bozmayın lütfen. Kadın dövüyor, Asım'ı kullanıyor, Emine'ye köpek çekiyor ve ben ona hak vermek is-te-mi-yo-rum. MANYAK ETMEYİN BENİ!!! Yangın sonrası ayna karşısında konuşurken ''Haklısın lan puşt!'' dedim sonunda..Dedim yani. Niye dedirtiyorsunuz kardeşim? Şöyle ağız tadıyla bir katıksız nefret edemeyecek miyiz ayol? ''Kendal evet zalim, evet nefret edilesi, evet sınırsız bir alçak evet dee kardeşim, Murat godoş'unun hiç mi suçu yok?'' diye Kendal'dan tarafa durdurttunuz beni yine. Haftaya yine bir zalimlik yapacak, yine köpüreceğim, sonra? Hep böyle mi olacağız biz Kendal'la? Ne onduruyorsunuz ne kovduruyorsunuz. Kendal ne güzel üç buçuk atıyor ama di mi? Ya adam kötü adam kavramına reset atıyor valla. Geçen hafta nefes almadan saydırdığım Kendal'a şu an neler yazıyorum. Valla arkadaşlar bence siz de öylesiniz. Adamdan toptan nefret edemiyoruz bir türlü. Ama tabii ki koruma altına almayacağım. Sövdürüp, saydırıp ''yeaa tamam tamam çok ş'apma'' diye arada pışpışlamak zorunda bırakan zalımlar utansın.. Sesim geliyor mu? Alo? Alo??
Kadriye: Ya sen deli gibi bir şey oldun çıktın piremses. Yaşadıklarından sonra çok görmüyorum tabii de yine de gülüyorum valla. Oğlun cayır cayır yanıyordu az kalsın, senin derdin Rüzgar'ın pipisi. AHAHAHAHHAHHAHAH Köy yanar deli taranır hesabı seninki. Abi ertesi günü kesilmesin o pipi n’olcak yani? Sanki bebe yarın ergenliğe girecek. Valla Kadriye'ciğim içinde gizli bir Nesrin Topkapı olma arzusu görüyorum burdan bakınca. Hayır odanda Mezdeke kaseti eşliğinde göbek atarak da kurtlarını dökebilirdin pekala. Olan garibim Rüzgar’a olacak. Gelinin ile senin kurtlarınızı dökme sevdanızdan çocukcağız travma yaşıyor. Bu arada gözümden kaçtı sanma Melek'im den özür diledin çok şükür. Aferin piremses, beddualarımın şiddetini düşürmeye başladın bak. Çapkın yaa, nasıl biliyor gönül almasını. Ama hemen şımarma, Narin'i Oğuz konusunda tenkit edersen hemen basarım uzun menzilli beddualarımdan, feleğin şaşar valla. Piremseslerin nevrotik olma hakkı olur ama rica edeceğim bokunu çıkarma olur mu canısı. Hadi öpüyorum gözlerinden.
"Ben artık ne neyin ne olduğunu anlıyorum ne de şaşırıyorum. Bu konakta olanlardan sonra ben şaşırma kabiliyetimi kaybettim."
Emine - Asım: Asım'ı seyrederken kahkaha atacaksın deseler ''Ya bi yürü git,'' derdim herhalde. Özlem'e verilen en sağlam ayarlardan birinin altında ''Asım Was Here'' yazıyor artık. Ahahahahah ya aklıma geldikçe gülüyorum. Şey bir de Kendal'a ne güzel gürledi di mi ya? Kendal davarı menfaati icabı sözünü dinledi gerçi ama olsun yine de çok güzeldi valla. Emine'ye artık hizmetçilik yaptırmayın. YETEEHHHEEERRRRR.. Nasıl kıyıyorsunuz ya o kadına? Konağın kraliçesi olacak kadın burnunu yerden kaldırmayan paçozlara hizmet ettikçe kanım beynime sıçrıyor. Narin ve Özlem görgüsüzlerini geçtim götü boklu Ada ile Maya bile çaylarını Emine koysun diye bekliyor. Her dakika gelenek, örf, aile terbiyesi diye zart zurt edip edip katır gibi kızlar ayağına hizmet alıyor. Kanka, aile örfü adeti öyle bişi değil bizim buralarda, valla bak. O Emine hakettiği ilgiyi görebilmek için ölüm döşeğine mi düşecek ulan? Yeminle nasıl uyuz oluyorum bu duruma anlatamam. Ohh sesli söyledim rahatladım.
Ebru: Şekerim Fırat'la honki ponki eğlene zıplaya alışveriş yapıyorsun da yakındır travma geliyor sağdan sağdan ben söyliyim. Azcık usturuplu mutlu ol, çok mutlu olunca hemen basarlar suratına dramı, acımaları yok valla. Ayy şu ara senin pek bir numaran yok ama Murat geliyor, Baran geliyor, şu mutlu günlerinin tadını çıkar, çok ağlıycan kanka. Neyse ben kocaman bir Drama Queen olduğum için zevkle izliyeceğim.. Ayy Baran'ı öğreneceğin zaman olacakların hayalini nasıl kuruyorum bir bilsen? Nasıl merakla bekliyorum anlatamam. Nn'Allahııım düşüncesi bile mutlu ediyor ahahhaha.
Özlem: Ya yemin ediyorum sen DEV bir kedisin Özlem. Ahahahahha yaa o nasıl yalan sıkmaktır? Bir de saf saf Oğuz'un yiyeceğinden de emin ha! Kasım ile çok güzel ikili oldular ama. Bakın ikili diyorum hemen madigudilik'i yakıştırmayın. Kasım öküzü Sibel'in hayatının diyetini ödesin önce. Yok öyle hemen dünya güzeli Özlem'i yedirmek.. Ya bi de Özlem seyircinin iç sesi değil de nedir Allah aşkına? Narin ile Oğuz'un triplerini hakikaten ilk o çaktı. Keşke bizim eve gelse çekirdek çitleyerek, kabuklarını Kendal çıktığında televizyona doğru tüf tüfleyerek beraber seyretsek. Keşke kankam olsa. Konaktaki kadın kısmının en kızdığım diğer yönleri de bu. Özlem'le kanka olmamak ne demek ya? Böyle vizyonsuzluk olmaz. Hayatın tadını bilmiyorlar valla. Özlem = Gıybette kalite. Şöyle ağız tadıyla çekiştirmeyeceksen kimseyi niye konakta yaşasın ki insan? Bak nasıl sinirlendim şimdi.
"Sen bana hayatına bak deyince ne değişiyor ki Murat? Benim bir hayatım var mı ki, var mı ki ha?"
Narin: Ya yemin ediyorum bu kadına üzülmekle sövmek arasında kalmaktan ciğerim soldu. Ah be adıgüzel, ah bee.. Oğuz'un ilgisi azaldı yeisine kapılıp nasıl panikledi. Gerçekten sevilmekten, sevmekten haberi yok garibin. Çok üzülüyorum ulan… Nasıl da utana sıkıla ''Nazımdan bıkıp, benden vazgeçtiysen söyle bana,'' diyor. Yaa ben ne güzel güle oynaya buraya getirmiştim yazıyı. Şimdi aklıma Narin'in hıçkıra hıçkıra ağlaması geldi, n'apacağımı şaşırdım. Narin'le bir hüzün molası veriyorum arkadaşlar, kusura bakmayın. Keşke benden bıktıysan söyle bana diyerek paniklediğinde Oğuz sıkıca bir sarılsaydı. Seyrederken gidip kocaman sarılıp teselli edesim geldi. Ayy Baran danası kadını nasıl rezil etti. İşte buna etme bulma dünyası diyoruz Narin'ciğim. Keşke böyle olmasaydı ama, bu sizden olmayanı aşağılayan ahlak kalıbına sokmalarınıza güzel bir tokat oldu. Yine de Oğuz'a “Özür dilerim, özür dilerim,” diyerek çaresizce çırpınışlarına kahroldum be Narin'im. ''Benim çizilen sınırlardan burnumu çıkarmaya hakkım yok mu?'' derken çok üzüldüm de, sen vermişsin be gülüm o ipleri onlara. Hayatına sahip çıksaymışsın keşke. Keşke severken bile izin almak zorunda bırakmasaymışsın kendini. Ah be Narin, ah bee.
"Bu işin içinde bir iş var ve ben bunu öyle ya da böyle çözeceğim."
Oğuz: Uuu beybiiii. Kendal'a “Ben senin kahvehane arkadaşın mıyım ulan? Sen kim köpeksin? Yavaş gel saçını başını dağıtmayayım,” minvalli atarıyla kalbimi nasıl çaldın belli değil. He gerçi zaten kalbimizi vermiştik de, cilasını da çektin valla. Ahahahah bir de Baran'ın öküzlüğünün ardından Kendal'ın mekana dalıp “Narin’le ciddiyim haberin olsun, tatava yapma!” demene ne demeli? OMG!! Arkadaşlar Oğuz ♥ Ben.. Tartışmaya kapalıdır bu durum, kimse yazılmasın pilizzz. İlk önce ben gördüm tükmükledim, parmağımı bastım, benimdir o kaddar.. Ayrıca Oğuz'a kamuflajları aşırı yakışsa da sivil kıyafetli havası daha bir başka. Mümkünse daha çok sivil görelim, sevgili yönetmenim. Ahahahahha yemin ediyorum kaşına gözüne ve dahi tavırlarına dair buraya destan yazarım ama size acıyorum. Bir de sevdiğim birini veya bir şeyi onun mükemmelliğini anlatırken sevdirebilmek gibi özel bir gücüm olduğu için hepinizin aşık olmanızı istemiyorum. Akıllı olun!
"Ebru abla bana dedi ki, kardeşlik herkes sırtını dönmüşken dönmemektir. Ben de hak verdim… Şimdi dön bir kendine bak Baran… Başımıza ne geliyorsa konuşmaktan korktuğumuz için gelmiyor mu zaten? Sustuğumuz için... Neye kızdın Baran? Konuştuklarına mı? Başka bir şey gördün mü yok, duydun mu yok… Konuşmaktan zarar gelir mi hiç... Yapma Baran, sen bu değilsin. Benim sevdiğim Baran bu değil."
Baran: DİNGİL ERGEN! Ahan da sana bu kadar yazmaya tenezzül ediyorum bu hafta, çok bile. Empati, sempati yok sana. Aslında bu gerzekliğinin alt metnini dolduracak bir sürü argümanımla seni fıstık gibi aklardım ama, bu hafta haketmiyorsun.
Ayşe: Gözümde büyüdükçe büyüyorsun. Çok terslersem beni bırakır mı korkunu da anlıyorum. Ama diyeceğinden de geri durmuyorsun, aferin şekerim. Kadın dediğin kendi gücünün farkında olmalı. Aile dramın kopup gelmeye başlayınca da ergenlikler yapacaksın biliyorum ama şimdiden kredilerini sonsuza çevirmeye başlıyorsun gözümde.
Ada: Ya hakkaten tahammül sınırlarım acayip zorlanıyor bu kızçeye artık. Bu kadar bencillik “Ööeeehh!” dedirtiyor bana. İnsanın ayıbı yüzüne vurulmazmış tamam da artık biri de çıkıp ''Ananı babanı salak yerine koyup evden kaçmalarını, ne idüğü belirsiz bi heriften çocuk aldırdığını ne çabuk unuttun ulan?'' dese ayıplamayacak kıvama geldim billa. Bu kadar iticilik benim kaldırabileceğim bir şey değil. Ve evet o naif ve düşünceli Serdar'ı zerre hak etmiyorsun. Umarım senaristlerimiz o kibirli suratına en kısa zamanda okkalı bir tokat atar da ciğerim soğur. Hadsiz ya!! Asım'ı zerre umursamadan nasıl gerzek gerzek konuştu. Bencil insanlar her türlü kazığı hak eder arkadaş. Zerre üzülmem.
"Hep sen haklısın değil mi Ada? Hep sen üstünsün… Hep sen! Hep sen! Dünya senin etrafında dönüyor çünkü."
Maya - Serdar: Bu yavrular aslında tam birbirlerinin dengi ama işte senarist cilvesi n'apak? Ada her türlü ortada bırakılmayı hakediyor da bu iki güzelliğin çiğ olmasına içim el vermez. Maya’nın ve Serdar'ın verdiği değeri zerre hak etmeyen Ada'nın bir de arkamdan iş çevirdiler diyerek mağdur pozları satmasını benim midem kaldırmaz. Aman ha! Sakın ha!! He bu arada Serdar da kardeş gibi kardeşmiş. Aferin. Oğuz'cuğumun kardeşi olmaya layık, 10 puan verdim gitti işlkjhgfdfghjklşişlk
Murat: Hacı bu gizemli adam tripleri çok çekici, merak uyandırıcı tamam da benim kafamı kurcalayan sorular var. Sen Kendal'ın sümsüğüyle nehri boylarkene iflas etmemiş miydin? Bu gülleri satın almalar, özel steyşınlarda gizemli gizemli takılmacalar falan, sen n’aber ya? Nereden bu değirmenin suyu? Hatırlı arkadaşların yardım etti falansa, e niye iflas ettin kanka o zaman? Kendal'dan para dilenmeye gelmiştin son gördüğümde. Ayrıca Kendal'ın dediği gibi korkaklığın yüzünden o kadınlar ve çocuklar o halde. Tamam Kendal da su katılmamış hayvan evet de senin yediğin bokları n'apcaz? Bunlara cevap vermeden ölmezsin iyşalla?
Sabırla sonuna kadar okuyan herkesin gözlerine sağlık.
Maya - Serdar: Bu yavrular aslında tam birbirlerinin dengi ama işte senarist cilvesi n'apak? Ada her türlü ortada bırakılmayı hakediyor da bu iki güzelliğin çiğ olmasına içim el vermez. Maya’nın ve Serdar'ın verdiği değeri zerre hak etmeyen Ada'nın bir de arkamdan iş çevirdiler diyerek mağdur pozları satmasını benim midem kaldırmaz. Aman ha! Sakın ha!! He bu arada Serdar da kardeş gibi kardeşmiş. Aferin. Oğuz'cuğumun kardeşi olmaya layık, 10 puan verdim gitti işlkjhgfdfghjklşişlk
Murat: Hacı bu gizemli adam tripleri çok çekici, merak uyandırıcı tamam da benim kafamı kurcalayan sorular var. Sen Kendal'ın sümsüğüyle nehri boylarkene iflas etmemiş miydin? Bu gülleri satın almalar, özel steyşınlarda gizemli gizemli takılmacalar falan, sen n’aber ya? Nereden bu değirmenin suyu? Hatırlı arkadaşların yardım etti falansa, e niye iflas ettin kanka o zaman? Kendal'dan para dilenmeye gelmiştin son gördüğümde. Ayrıca Kendal'ın dediği gibi korkaklığın yüzünden o kadınlar ve çocuklar o halde. Tamam Kendal da su katılmamış hayvan evet de senin yediğin bokları n'apcaz? Bunlara cevap vermeden ölmezsin iyşalla?
Sabırla sonuna kadar okuyan herkesin gözlerine sağlık.