MedCezir sanki Turunç Nadir’e elveda bölümü gibi bir şeyle karşımızdaydı. Tabii ki büyük usta hala bizimle ama etrafta o kadar çok turuncu şey vardı ki, dedim herhalde özel bir bölümdeyiz. Neyse Turunç Nadir’in sürekli kafa yoran, hep bir başka şey çıkan planlarının çok zevkli olduğunu söylemeliyim. Uzun süre bana kuru mafya gelmişti ama adamın düşmanında yarattığı tansiyon bambaşka. Bu bölümün en enerjilisi ise yine Yaman. İnsan bir durup dinlenmek bilmez mi ya? Gitti oralarda karların arasında bir şeyler, sonra evde yine ders başı.
Bölümün olayı kesinlikle Sude-Yaman ekibinin muhteşemliğiydi. İşte bu yani! En sevdiğim şeydir böyle bir araya gelen birbirine zıt karakterler. Ben Yaman’ın yerinde olsam Sude’nin “telefonunu kapat”larından falan çok kıllanırdım. Bu kadın iki sezondur benden nefret ediyor deyip, öldürmeye mi götürecek diye endişelenirdim ama bravo Yaman’a hala insanlara güveni tam. Süper kahraman mottosu ”İnan” olabilir. Yaman’ın geçen bölüm Hasan’a kızarken haşin ama golden çizgilerle ayrılan saçının sabitleşmesine ise bayıldım. Gerçekten çocuktan seks akıyor bu saçla. Uzun zamandır diğer karakterlere göre bir tık daha yüzeysel kalan Sude’nin içine indiğimiz bir bölümdü. Ben Sude karakterinin yapısına hayran olduğum için çok memnunum. Sude’nin katmanlarını izlerken galiba en can alıcı nokta hayatının en mutlu günlerinin Mira ve Beren’in çocuklukları olması, her anne gibi.
Mira ve Yaman’a gelirsek. Mira’nın şu Yaman’ı kaybetme korkusu yüzünden sürekli bir şeyleri öğrenmek istememesi biraz sıktı bence. Yani hastalık olayı için tuzak kurduğu halde duymak istememesi çok iyiydi ama bu sefer Orkun’un yarattığı şüphenin peşinden gitmemesi az pısırıklık oldu. Bak Mira, böyle olursan karşı tarafın gözündeki değerini kaybedersin, tepene binerler. Bu arada Orkun’un Mira Beylice’nin düşüncelerini yönlendirme konusunda hala çok başarılı olduğunu görmek beni gururlandırdı. Adeta bir “le fleurs du mal”sın Orkunstar. Mira ve Yaman’ın özel anlarına gelirsek; vay vay vay Yaman Koper de bir Aşk-ı Memnu izleyicisiymiş ha? Bihter’in Behlül’ün dudağından puding alma sahnesini Mira’ya uyarlayıverdi hemen. Aferim aferim Aşk-ı Memnu izleyen bizdendir. Mira da yüz bulup hemen ikincisi için atağa geçti ama tabii ki fazla fış fış sevmeyen Yaman yemedi. Bu arada Yaman’ın en sevdiğim özelliğini açıklıyorum: Altınkoy gençliğini görünce, onlar etrafta olunca takındığı yapmacıklık. Bu bölüm böyle bir şey olmadı ama nereden çıktı bu derseniz en sevdiğim ikinci şeyini keşfettiğim için yazdım. İkincisi de Giray-Hasan ikilisini görünce yüzünde oluşan mean girl ifadesi.
Mert-Eylül-Uzay olayına gelmek istiyorum. Bu bölüm bu konuda nihai bir karara vardım. Yani şimdi resmi olarak dillendirilmese de Eylül’ün de perçemine rağmen Uzay’a bir ilgisinin olduğunun farkındayız. Uzay ile Mert’in durumu ortada, beraber işler falan(Yani bunlar bile ne haldeler Orkun ile Yaman hala bestie olamadı, bir de her gördüklerinde laf sokmaca; çocuk gibi) bu durumun çözümü çok eşlilik! Ayrıca illa tek eşlilik diye diretilecekse ben bu bölüm tarafsızlıktan tekrar Mert’in yanına geçtim. Eylül’ün Mert ile bölümde yaşadığı gerginlik tabii ki kaçırılmasıyla vicdan azabı turlarına dönüşecek. Mert’in tarafına geçtim diye düşüncem değişmiş değil ama. Bence Eylül’ün bir tur yeni tatları hem de en iyilerini görmesi lazım. Şöyle ağzının tadına yaraşır bir iki tane. Mert de bu sırada Tuğçe ile takılabilir. Uzay da kendi kendine aynaya bakarak konuşarak gözleri kısık, anlamamış bakan mimik çalışmaya devam etsin ve o bebek tonundaki tok sesini nasıl hiç şaşmadan sürdürebiliyorsa onun pratiklerini yapmayı kesmesin ki gıcıklığımız hiç geçmesin.
Bir başka çok eşliliğin çözüm olduğu aşk üçgeni ise Sedef-Selim-Deniz! Yani şimdi zaten Selim’in gönlünde yatan aslan bu da dillendiremiyor. Sedef ile Selim’in çekişme sahnesinin, yani bir paylaşamadıklarının ortaya çıktığı sahnenin harika olduğunu düşünüyorum. Sevgililer sevgilisi Deniz arada kaynayacak çok üzülüyorum. Bu yüzden ona Altınkoy’dan yeni bir sevgili diliyorum. Altınkoy basınsız olmaz artık! Bu arada Sedef’in de söz konusu gerginliklere sebep olan gece çıkmasından dönüp, merdiven tepelerine bakmasından aslında onun da Selim’e ilgisi olduğunu ve belki de bunu bastırmak için böyle davrandığını çıkarabiliriz. Hadi Sedef zaten alışkın ablasının oyuncağına göz koymaya da peki ya hep ‘doğru’ tarafta olmaya çalışan sana ne oldu Selim? Ortada yanlış bir şey yok sadece çok sansasyonel bir durum var ama senin değer yargılarını oldukça şaşırtacak bir konu sevgili Selim. Bu yüzden sana şimdi şimdi aramıza katılmaya başladığın gerçek hayatta bol şans!
Sude’nin hayatındaki erkeklere gelelim. Bir kere ben Kenan’ın hala Orkun’un inşaatında çalıştığını fark etmemişim. Gerçekten saat olayından sonra bile nasıl böyle bir şey olabiliyor? Kenan’ın Sude’ye olan aşkı çok bambaşka evet ama o da fazla mı gözü kör oldu ne? Gerçi Sude için değer. Asım Şekip Kaya’ya bakarsak neden adama bu kadar yüklenildiğini anlamadım. Her şeyin önlemini aldım diyor? Daha ne yapsın? Hem sanki Asım Şekip Kaya’nın arkasından dönen dolapları bilmiyoruz. Neyse Sude de güzel üste çıktı. Hem afferim hisseleri de cebe indirecek!
Orkun ve Ceren’e küçük bir göz atmak istiyorum. Ya sevgili Ceren neden daha ilk günden aile yemeklerini falan ekmeler. Ayrıca sevgili Ceren anladığım kadarıyla küçük bir alkol problemin var. İlerleyen günlerdeki sinir krizlerin için bunun güzel bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum. Bir de en çok merak ettiğim şey, bu Ceren nereli? Yani onu Altınkoy’un yabancı gelini yapan ne? Bu arada Yaman’ın istatistik bilmesi konusunda Orkun ile aynı şeyi düşündüğümüze sevindim.
Turunç Nadir’in ev ahalisi var bir de. O ev ki eskiden Sedef’in sonra Faruk’undu. Şimdi Tozludere’den Altınkoy’a gelenlerin sığınağı oldu. Hepsi tekrar neden Turunç Nadir’in piyonu oldu bilinmez ama Leyla güzel ilgi dağıttı bugün. Turunç Nadir ölürse falan Faruk’un kazandırdığı paraları çatır çatır yemek anasının ak sütü gibi helal artık. Bu arada tabii ki Leyla’nın annesi Kaderimin YazıldığıGün seyredecekti.
Nevin’in hadsizlikle Hasan’a çemkirmesi ve yine hadsizlikle Gamze’ye karşı üste çıkmaya çalışması yanılmadığımı bana kanıtladı. Bu kadının mayası kötü, mayası. Her ne kadar bela konusunda hiç az olmadığını bilsek de Yaman rahmetli babasına çekmiş olmalı. Dizide de adamı tanıyan eden yok, kanıtlayamıyorum. Sonuna kadar Gamze Buluter, hep Gamze Buluter diyorum. Gamze Buluter hayranlığından canım acıyor hatta o kadar!
Ve gönlümü çalmaya başlayan Turunç Nadir! Yaman’ın enerjisi nasıl bitmiyorsa, bu adamın yüzündeki kötü ifade de geçmiyor. Ben o Uzay’ın sandıkları şeyi ilk başta Asım Şekip Kaya’nın insansız hava aracı falan sandım. Sonra Uzay’ın dediler de Turunç Nadir’in olduğu deliler gibi ortada. Haftaya Mert kaçırıldığı yerde nasıl bir rehine olacak, bıktıracak mı? Eylül’ün Mert nöbetleri ve Serezler’in perişan olması gibi temalarla görüşmek üzere…