Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yalnızca bir babanın açabileceği yaralar
Sezon: 1 Bölüm: 20

Sevgilerimle oğlum!

Geçen haftaki yazımda bahsettiğim üzere gerçekten çok beğenerek izlediğim bir bölümle karşı karşıyaydık. Son dakika golümüzü saymazsak eğer, sezonun en iyi bölümü kendi adıma bu bölümdü diyebilirim. Tabii bunda Mikael babamızın da etkisi büyük. Her geldiği bölüme büyük bir ivme kazandırıp gidiyordu; ancak bu sefer bir süre bizimle kalıcı gibi. Bölümün güzelliği reytinglere de yansımış. Sevinmedim desem yalan olur. Son zamanlarda reytingler bir hayli düşmüştü. Gerçi genel olarak dizilerde yaşanan bir durum olsa da, dizi için biraz endişeliydim. Neyse ki ikinci sezon onayını çok önceden aldı da, ikincinin sezonun olacağını bilerek rahatlıkla izliyoruz.

Bölüm, bu haftanın da ana konusu olan Klaus'un kabusu ile başladı. Bu kabus ya da ilk başlarda güzel bir rüya beni çok etkiledi. Tabii ki bebekten bahsediyorum. Klaus kendini Father Kieran'ın cenazesinde hayal ediyordu ama tabutu açtığında karşısına tatlı mı tatlı bebeği çıkıverdi. Ne yalan söyleyeyim, Klaus'un bebeği gördüğündeki yüz ifadesini çok merakla bekliyordum. Sanırım herkes bekliyordu benim gibi. Klaus'un bebeğini ilk gördüğü andaki gülümsemesi ve o şaşkın bakışları bölümün başlı başına güzel olmasına neden olan bir sahneydi. Tabii bu sahneyi Mikael mahvetti ve Klaus tam 1000 küsür yıldır özlemle beklediği bebeğini kucağına alacakken, çıkageldi! Neyse, bu gidişle Klaus'un bebeğini sarıp sarmaladığı, öpüp kokladığı bölümleri bol bol izleyeceğiz gibi.


"Merhaba babacığım!"

"Merhaba kızım!"

Mikael geldiği gibi Klaus'a selamlarını ileterek, kazığı kalbinin tam ortasına geçirdi. Bu rüyadan sonra Klaus'u bölüm boyunca dağılmış olarak izledik. Aradan 1000 yıl geçmesine rağmen babasının açtığı yaralar kapanamıyor.

Hemen akabinde, Father Kieran'ın partisi, ay pardon cenazesi diyecektim, vardı ve tüm New Orleans cümbür cemaat kutlamaya, bak yine yanlış oldu anmaya, gelmişlerdi. O nasıl cenazedir kuzum? Cidden Cami'nin üzüldüğü ve Hayley'in "Ben öldükten sonra birisi parti düzenlerse, gıcık olurdum!" dediği kadar varsınız. Hatta Klaus'un "Cenazelerden nefret ediyorum!" dediği kadar da varsınız. Gelenek göreneğiniz bu mudur bilmiyorum ama biraz saygı yahu!

Klaus babasının rüyasının etkisinden çıkamamış bir şekilde barda otururken, Cami'nin gelmesi ile hasta-doktor ilişkilerine kaldıkları yerden devam ettiler. Ancak Klaus'un meğer doktora ihtiyacı yokmuş. Hemen kendisi durum değerlendirmesini yaptı ve babasının kabuslarına girmesinin nedeninin, yakında yükseleceği babalık ünvanının getirdiği yük olarak açıklayıverdi. Sonunda hatırladın baba olacağını Klaus. Aferin!

Bu sırada Marcel, Father Kieran için güzel bir konuşma yaptı. Bu konuşmadan sinirleri bozulan Cami -yine- ağlamaya başladı ve mutfağa geçti. Tabii bu fırsatı kollayan Francesca hemen dibinde bitti ve Kieran'ın kayıp anahtarını sordu. Anahtarın kendisinin olması gerektiğinden bahsediyordu ancak Kieran giderken bu yadigarı yeğenine emanet etti Francesca'cım sen az geri dur!

Bu sırrın ne olduğunu merak ediyorsanız eğer, ortalıkta dolanan birkaç dedikoduya göre Klaus'un sonunu getirebilecek bir kozmuş. Zaten bölüm içerisinde Marcel de söyledi. Eğer işler zıvanadan çıkarsa, tüm doğaüstü varlıkların sonunu getirebilecek bir anahtar bu!". Klaus'un ölmeyeceğini biliyoruz ama benim fikrime göre Marcel yakında gidici olabilir.

Tabii, Cami Francesca'ya papuç bırakmadı ve mutfağı hemen atarla terk etti. Dizinin atarlısı da Cami! Her an dolunayda olan kurtlar gibi gerginlik var üzerinde ama hayırlısı be canısı! - bu canısı sözüne de çeviri ile izlerken çok güldüm-

Cami'nin atarla mutfağı terk ettiğini ve peşinden Francesca'nın şüpheli çıkışını gören Hayley, hemen ortalıkta bir numaraların döndüğünü anladı ve bölüm içerisinde bu durumun altını eşelemeye başladı. Bu kadar akıl biraz tehlikeli, dikkat etmek lazım.

Bölümün bir diğer sevdiğim sahnesi ise Elijah, Klaus ve Hayley'in masada oturup konuşmalarıydı. Klaus babasının şerefine kadeh kaldırıp, kabuslarından bahsederken çok ilginç bir şekilde Elijah'ın da babasını rüyalarında görmesi ile ortada bir tersliğin olduğunu anladık. Köken kardeşlerimiz hemen Genevieve'den şüphelendiler. Şüphelerinde haksızdılar ama onun düşman olduğu konusunda haklıydılar. Partinin (cenazenin) ardından, Elijah ve Klaus cadımızı köşeye sıkıştırıp olan biten hakkında bilgi aldılar. Burada da anlaşıldı ki kızıl cadı hiçbir şey bilmiyormuş. Ancak bölümün başlarında Monique'ye söylediği gibi, kökenlere yakın olmaya çalıştığı için onlara yardım teklifi önerdi ve araştırmaya koyuldu. Bu sırada Klaus boş durmamış ve Mystic Falls'a bir telefon etmiş. Bonnie Bennet cadımızın halini hatrını sormadan hemen konuya dalıp, öbür dünyanın kendi içine patlayacağının bilgisini almış.

Purger l'interieur, etiendre la lumiere!

Hayley de cenazeden çıkar çıkmaz tek başına yine Zeyna misali Francesca'nın evinin yolunu tutmuş. Frencesca'ya olan biten her şeyden haberdar olduğunu belli eden bir konuşma yaptıktan sonra Bayou'nun yolunu tutarken, Monique cadısı - cidden cadı vallahi!- Hayley'i bir çeşit voodoo büyüsü ile büyüledi. Hayley ilk başlarda bir şey anlamasa da bu işin kokusu da diğer gün Father için yapılan adeta bir rio karnavalı havasındaki yürüyüş sırasında çıktı. Yine buradaki Klaus'un Hayley'e kendini anlatamama biçimi de çok komikti. Hayley'i eve dönmeye ikna ederken, içindekileri dile getirememesi beni hep çok güldürüyor. Tabii bu sırada bebekten sürekli, benim çocuğum diye bahsedince, Hayley altta durur mu "bizim" çocuğumuz diye lafı sokup, Cami'nin yanına kaçtı. Cami'ye taziyelerini bildirdikten sonra Francesca ile ilgili bir şey duyarsa ona söylemesini istedi. Bu sahne de dizi içerisinde onların ilk sahnesiydi. Umarım daha sık bir arada görebiliriz. Aralarındaki uyumu sevdim. Francesca'nın ne tür bir pislik olduğunu bilen Cami, bu teklifi geri çevirmeyerek, Hayley'e yardım edeceğini söyledi.

Tam bunlar olurken, Hayley bir anda büyünün etkisi ile ağzından kanlar boşalırcasına öksürdü ve yere yığıldı. İşte bölümün en güzel sahneleri de buradan sonra başladı benim için!

Cehennemime hoşgeldin!

Her zamanki gibi Elijah Hayley'i kucakladığı gibi eve getirdi. Bu sırada Hayley'in kalp atışları durmuştu. Yani Hayley öbür dünyadaydı. Mikael Hayley'i orada bulduğunda, Hayley kim olduğunu sordu. Burada aklıma takılan ise; Elijah Hayley'e göstermemiş miydi babalarını? Neyse Mikael'in yanıtı gecikmedi tabi ki' "Sanırım, ailedenim!" dedi. Hayley hemen Klaus'un babası olduğunu anladı ama Mikael her şekilde o "yaratığın" babası olmadığını dile getirdiği gibi, burada da sinirlendi ve Hayley'in boğazına yapıştı. Mikael, seni severim ama Klaus hakkında ileri geri konuşursan bozuşuruz! Bu bölüm Klaus'a içim çok ısındı. Geçen bölüm çok sinirlenmiştim ama yaptıkları ile gönlümü aldı.

Mikael öbür tarafta Hayley'i öldürmeye çalışırken, bu tarafta da Genevieve, Klaus ve Elijah bebeği ve Hayley'i kurtarmaya çalışıyorlardı. Burada dikkatimi çeken, promolarda Elijah'nın söylediği "O kızı kaybetmeyeceğim!" sözünü "İkisini de kaybetmeyeceğiz!" diye çevirmeleriydi. Sanırım hatanın farkında vardılar. Elijah'yı bebeği umursamaz olarak göstermek büyük hata olurdu.

Tabii, Mikael Klaus'a türlü iftiralar atarken, Hayley tüm bunların rüya olduğunu anladı ve Mikael'e saldırdı. Bu arada Klaus'un bebeğini mahvedeceğini dile getiren Mikael'e, Hayley'in söylediği "Bebeğim Klaus'tan daha şanslı çünkü o seni asla tanımayacak!" lafı çok hoşuma gitti. Hayley'in Klaus'u koruması ve savunması da bu ikili açısından önemli bir adımdı. Neyse, bu sırada Genevieve buna neden olanın, Monique'in yaptığı büyü olduğunu anlayınca, büyüyü bozmak için yeniden büyü yaptı ve Hayley'in Mikael'i rüyalarından defetmesi ile sorun şimdilik çözüldü. Hayley gözlerini açar açmaz, dehşet içinde Mikael'i gördüğünü söyledi.

Tüm bunlar olurken tabi Marcel ve Cami' de anahtarın açacağı kilidi aramakla meşguldüler. Sonunda buldular da. Lakin, Cami yalnızca kardeşi, amcası ve kendisinin bildiği bu şifreyi kendine saklamakta kararlıydı. Ancak şunu söylemem gerekir ki, final bölümü özetinde Cami'nin ve Davina'nın Marcel'in yanında olacağını özetten okuduk. O büyük savaşın içinde Cami tarafını Marcel olarak seçmiş anlaşılan!

Aile olmak kan bağı gerektirmez, ailemizi kendimiz seçebiliriz!

Bölümün bir diğer etkileyici sahneleri de Marcel ve Klaus'un flashback sahneleriydi. Klaus'un Marcel'i babası ona işkence ederken bulduktan sonra, nasıl evlat edindiğini ve nasıl vampire dönüştürdüğünü izledik.

Klaus'un Marcel'i babası ona işkence ederken görünce, kendi çocukluğu ile özdeşleştirip yanına aldığını biliyoruz. Bu sahnelerde Klaus Marcel'e aile olmanın kan bağı ile alakası olmadığını, ailemizi kendizimin seçebileceğini söylediğini gördük. Klaus da ailesi olarak Marcel'i seçmişti yıllar boyunca. Onu, kendi kurallarında büyüttü. Bölüm içersinde yine Marcel'in vazgeçmeyeceğini ve şehri, insanları için savaşacağını çünkü bunları Klaus'tan öğrendiğini söylediğini de gördük. Klaus, Marcel'i gerçekten çok iyi tanıyor. Geçen bölüm patlamayı onun yaptırmadığını anladığı gibi, bu bölümde de vazgeçmeyeceğini bildiğini gösterdi. Aralarındaki ilişkiyi çok sevsem de, Marcel'in Klaus'a savaş açacağının bilgisini de vereyim. Sezon finalinde savaş içindeki doğum sahnelerini izleyeceğiz.

Gelelim benim en beğendiğim sahneye! Sanırım hepiniz anladınız bebek odası sahnesinden bahsettiğimi. Hayley'in hayata geri dönmesinin ardından, Klaus Hayley'in yanına gidip, nasıl olduğunu kontrol etmek isterken, aralarında geçen diyalog bölümün en iyi kısımlarındandı. Hayley, sonunda eve geri dönme kararı aldığını Klaus'a söyledi ve Klaus'un sevinci görülmeye değerdi. Tabii, Hayley bunları derken, yine Klaus'a bebek doğduktan sonra kendisine ne olacağını sorduğu ve "bebeği benden almaya kalkışırsan..." diye söze başladığı sırada Klaus, deyim yerinde ise sözünü balla keserek bebek için hazırladığı bebek odasını Hayley'e gösterdi. Bu sahnelerde gözümden yaş gelmedi desem yalan olur. Çok duygulandım. Sonunda Klaus'tan Hayley'i ve bebeği önemsediğini gösteren bir eylem gördük. Evet, hep önemsiyordu ama dışavurum konusunda büyük sıkıntılar yaşıyordu. Hayley'e bebeklerini, aile evinde, annesi ile büyütmek istediğini söyledi. Hayley'in bize göstermese de içten içe çok şaşırdığına eminim.


İster inan ister inanma ama bebeğimizi aile evinde, beraber büyütmek istiyorum!

İşte bu sırada en can alıcı soru da geldi. "Demek babamla tanıştın! Benim hakkımda ne dedi?" Hayley öncelikle neden hala baba dediğini Klaus'a sorarken daha sonra da babasının Klaus hakkında doğru sözler söylemediğini dile getirerek, gönüllerimizi, Klaus'un gönlünü fethetti! Hayley'nin, Klaus'un tüm bunları yaparken içten olduğuna inandığını düşünüyorum. Sonunda bu ikili bir adım atmadı, bildiğin uzun koşuya çıktılar. Bu ilerlemeyi The Vampire Diaries'in dördüncü sezonundan beri bekliyorum desem abartmamış olurum. Hayley'in "Doğru olan hiçbir şey!" dedikten sonraki gülüşü ve Klaus'un Hayley ile konuşurkenki etrafa bakınıp, utangaç haller takınması beni bölümün ilersindeki şok öpüşmeden bile daha çok heyecanlandırdı.

Klaus utangaç delikanlı olarak odadan ayrıldıktan sonra sahne, Hayley'in Klaus'un bebeği için yaptığı, hepimizin de bildiği kocaman bir dolunay altında yanan bir şehrin olduğu resmi de duvara astığını fark etmesi ile sonlandı. Bu sahne dizide tüm sinirimi bozan diğer sahnelerin önüne geçti ve gönüllerin sultanı oldu. Birincilik telini kendisine veriyoruz! Tüm bu konuşmalar, sizi bilmem ama gelecekte Klaus ve Hayley'in bomba gibi geleceğini bana kanıtlanması için yeterliydi.

Geçen bölümden kalan cadıların bebeği öldürme isteğinin devam sahneleri de bu bölümde hayli etkiliydi. Genevieve Monique'in yaptığı büyüyü anlayınca, cadıya ayarı çekti ve odadan kovdu. Sonra da atalarına bebeği öldürme görevini kendi üstünden çekmeleri için yalvarmaya gitti. Gitti gitmesine ama cadılar bebeğin ölmesini istemekte ısrarcııydılar. Kızıl cadıya etmedikleri eziyet kalmadı. Sonunda bebeği öldürme görevini yeniden kabul etmesine neden oldular. Yalnız bana mı öyle geldi bilmiyorum ama bu ataların arasında Klaus'un annesi Esther'in olma ihtimali nedir? Umarım arasındadır. O kadını bu dizide de görmek istiyorum mümkünse. Klaus'a karşı olan her şeye karşıyım ama Mikael ve Esther diziye çok ivme katabilirler. Onların sahnelerini izlemek çok zevkli.

Bu sırada Genevieve, Klaus ve Elijah'ya suçsuz olduğunu kanıtlamak için yardım etse de kardeşlerimizin de cadımızdan bir istekleri vardı. Ayışığı yüzüklerini kurtlar için hazırlaması. Tabii, bizim Elijah efendimiz yine kahraman olmak için uyanıklık edip, Klaus'tan önce gitti ve kızıl cadıdan Hayley için bir yüzük hazırlamasını istedi. Oldu olacak bir de nişanlansınlar da, üstüne tüy dikilsin! Öpüşürler, nişanlanırlar! Bu dizi daha ne iğrençlikler izletecek acaba bana! Sabır deyip, ayrıldıkları günü beklemekten başka çare kalmıyor sanırım.

Hadi Oradan!

Yüzükler hazırlanma aşamasındayken, gelelim bölümün son dakika golüne. Bu sahneyi uzun uzun anlatarak yeniden sinirlerimi zıplatmak istemesem de, el mahkum! Hayley'in öleceğinden korkan Elijah, soluğu Hayley'in yanında aldı ve 1000 yıldır yazı ile bin yıldır hiç bu kadar korkmadığını söyledi. "Baban New Orleans'a gelince, annen kardeşlerini öldürmeye kalkışınca, Klaus Reb'i öldüreceği zaman da mı korkmadın Elijah?" diye sormazlar mı adama? Okuyanlar arasında Elijah'yı sevenler, hatta tapanlar olabilir diye söylemeyeyim diyorum ama dayanamıyorum yine. Affınıza sığınarak, yazarlık ünvanımı da kullanarak bizim "asil" adamımız Elijah'ya "Hadi ordan!" demek istiyorum. İki yüzlülüğün, yalakalığın da bu kadarı olmaz olsun!

Bunları söyleyip, odayı terk etmek isteyen Elijah'yı durdurup da onu öpen Hayley'e de söyleyecek pek sözüm yok. Tabii, onu Elijah kadar yargılamıyorum ben. Bu sevdada o kadar da içten olduğuna, bir türlü inanamadım. Hep Klaus'tan intikam almak için bu yola baş koymuş gibi gelse de, gerçek duygular olabileceği de aklımın bir ucunda. Umarım uzun soluklu bir aşk izlemeyiz çünkü Elijah, Klaus, Hayley ve bebek aynı çatı altında biraz sıkıntılı bir durumda kalıyorlar.

Bu kadar zaman bu öpüşmeyi yapma olasılıkları varken, neden Klaus'un sonunda Hayley'e değer verdiğini anladığımız ve Hayley'in de anladığı bölümde bu yapıldı anlayamadım. Yine de aklımda bunu da cadıların yapmış olabileceği düşüncesi geçmedi değil. Ancak sanırım kendimi kandırmaya çalışıyorum. Mikael ve Esther Klaus'a acı çektirmek için bunu bile yapabilirlermiş gibi geliyor bana. Umarım da öyledir!

Oğluma türlü işkenceler yapabilmem için, beni yeniden hayata döndürmeni istiyorum "little witch"!

Son sahne ise, biraz önce izlediğim şokun üstüne şok geçirmeme neden oldu. Davina'nın yanına gelen Mikael, Davina'dan onu hayata yeniden getirmesi için yardım istedi. Eh, biliyoruz ki, Davina Tim'in intikamını almak istiyor. Mikael de Klaus'u öldürmek istiyor. Düşmanımın düşmanı, dostumdur hesabı bu ikili de ittifak kurdu diyebiliriz. Benim aldığım duyumlara göre babamız Mikael, dizide kalıcı olabilirmiş. Hem de ikinci sezon için! Davina konusunda da, bu kızı etkilemek ne kadar kolay yahu! Hemen herkese inanıyor, maşa olmaya çok hazır. Kendisini severim oysa. Şu anda beklemesem de ilerleyen bölümlerde Klaus'un yanında yer almasını çok isterim.

Yazıyı kapatmadan önce, geçen hafta söz verdiğim gibi sezon finali spoilerlarından da bahsetmek istiyorum.

Sezon finali özetinde okuduğumuz üzere, Klaus kalp kırıcı büyük bir şey yapacakmış. Bunun ile ilgili yabancı sitelerde konuşulan ise;

1.si: Klaus'un şehri terk edebileceği yönünde. Ancak bu bana olası gelmiyor. Klaus bebeğini bırakıp hiçbir yere gitmez! Zaten New Orleans'ta kalmalarının nedeni, Klaus'un şehri geri almak istemesi değil miydi?

2.si: Sezon finali oyuncu listelerinde Claire Holt 'un (Rebekah) görülmesi üzerine, Klaus'un bebeği savaş bitene kadar Reb ile yollayacağı yönünde. Bu olasılık bana daha olma ihtimali yüksek olarak gelse de, umarım bunu Hayley'in izni olmadan yapmaz. Eğer öyle olursa, bu zamana kadar zorla inşaa edilen ilişkileri, derin bir şekilde sarsılmayı bırakın, yıkılır.

Benim teorim ise, Klaus'un Marcel'i öldüreceği yönünde. Biliyoruz ki, bu ikili an itibari ile savaş içindeler. Sezon finalinde de bu savaş bayağı kızışacak gibi. Bunun üstüne Klaus evlatlık oğlu ve öz kızı arasında kalıp, bu kalp kırıcı kararı verebilir. Onun yanı sıra Charles M. Davis 'in ikinci sezonda olması bekleniyor ancak bunlar flashback sahneleri olabilir. Çünkü yazarlar, Elijah ve Marcel arasında bir bağın olduğundan bahsediyorlarmış diye duyum aldım. Marcel'in savaşı kaybetmesini istemekle beraber, flashback sahneleri ile dizide kalmasını isterim. Oyuncuyu gerçekten çok seviyorum.

Bu arada bu bölümü yazanlar Julie Plec (yapımcı) ve ilk yazarlık deneyimi olan Carina Adly Mackenzie 'ydi. Kendisinin ilk deneyimi olmasına rağmen çok güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. İkinci sezon için ise tam gün yazarlık koltuğunda yerini almış. Dün gece twitter'da yazdığına göre, kendisinin favori sahnesi Klaus'un bebek odasını gösterdiği sahneymiş. Ne tesadüf, bizim de!

Sanırım bu kadar spoiler yeter. Bakalım haftaya ne olacak.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR