Eveeet yeni sezonun ilk yazısıyla karşınızdayım. Tabii ki bu yazının konusu MedCezir. Uzun yıllar önceydi. Liseye yeni başlamıştım The O.C. izlerdik heyecanla. Dawson's Creek'ten sonra Türk gencini etkileyen ikinci yabancı diziydi. Şimdi 10 yıl sonra yerli uyarlaması başladı. Ay buna dokunmasalardı baricilerden olmadığım için aşşşırı sevindiğimi söylemeliyim.
The O.C.'de yerden bitme acıların çocuğu, boynunda deri bantla gezen Ryan'ı hiç sevmezdim. ancak MedCezir'in Yaman'ı çok iyi olmuş. O hem ezik hem de arada sırada filizlenen yaramaz çocuk tripleri çok tatlı olmuş. Üstelik Çağatay Ulusoy zayıflayarak ve saçlarını uzatarak bir 15 yaş atmış. Ben zengin avukat Selim yerinde olsaydım Yaman'ı tutup evime getirmek yerine bir kreşe yazdırırdım. Yaman'ın detaylarına gelirsek; abisini oynayan adamı fazla yaşlı buldum. Bizim Trey gayet gencecik çocuktu, bu resmen adam adam olmuş. Ryan'ın üvey babası var mıydı hatırlamıyorum ancak annesinin şimdiden gözükmesi bence mantıklı bir karar. Yabancı dizilerde konuk oyuncu kavramı oldukça profesyonel olduğu için bir problem yaşamıyorlar ancak biz sonradan gelen karakterlere, özellikle misafir karakterlere fazla ısınamıyoruz. Bu yüzden Yaman'ın annesinin ilk bölümden gözükmesi mantıklı. Ama tabii ki Ryan'ın annesi hapislere filan girmiyor. Biz birazcık daha üçüncü sayfa haberi olsun diye galiba dramayı arttırmışız. Ama olsun benim uyarlamadan anladığım bu zaten. Aynısı olsa The O.C.'yi izlerdik. O davette garsonluk yapan mahalleli fakir kız kim anlamadım. Şu hamilelik meselesi ile ortalığı bulandıran sünepe olabilir.
Mira, Mira, Mira... Herhalde bizim Mira'nın The O.C.'nin leğen kemiklerinin arası üç metre olan Marissa'sından daha güzel olduğunu söylememe gerek yok. Aralara serpiştirilmiş bir kaç Marissa mimiğinden ve jestinden de kurtulursa çok iyi olur. Karakter olarak Marissa mükemmel bir esas kızdı ancak Mischa Barton biraz abesti. Serenay Sarıkaya, Marissa karakterini coşturacak, uçuracak bir seçim. Bu yüzden yerli Ryan'ın da, yerli Marissa'nın da orijinallerinden daha iyi olduklarını düşünüyorum. Mira ve ailesini gördükçe içim yer yer cız etti ama. Marissa'nın yavaş yavaş kendini yok etmesi, ailesinin dağılması ve ölümü aklıma geldikçe üzülüyorum. ama bir yandan da The O.C.'ye benden sonra başlayan arkadaşlarıma ''Marissa üçüncü sezon finalinde ölüyor'' spoilerını verdiğim an aklıma geliyor zevkleniyorum.
Efsanelerin efsanesi Seth'ciğim ise olmuş, ancak anladık ki Adam Brody başka bir şeymiş. İzlemesi zevkli ama Mert'i de. Şu Yaman'ın ''abi'' demelerini jargonuna katmaya çalışması filan oldukça başarılı. Ama MedCezir'de en zor iş onun. Kayıp Şehir'in Apaçi Sadık'ına güvenim sonsuz... Yalnız biraz sabredeceğiz.
Summer için Hazar Ergüçlü'den daha uygun biri yoktu zaten. Simay'dan beri özellikle sevdiğim bir oyuncudur kendisi. Yine lokomotif bir rolde olması beni mutlu etti. The O.C.. dediğimizde aklımıza önce Marissa-Ryan çifti değil de Summer-Seth çifti gelir. Seth ve Summer daha bir fenomen olmuştur çünkü. Açık konuşayım yaz sonunda yayınlanan fragmanda Hazar Ergüçlü'nün Çağatay Ulusoy'a bakarak ''Hem de ne bomba!'' demesinden Summer'ın Ryan'a yazıldığı 10 dakikanın bokunu çıkaracaklar diye korkmuştum. Seth ile Summer benim gibi tThe O.C. fanları için tabudur. Ancak yerli Summer Eylül ile Yaman'ın arasındaki elektriği beğendim. Güzel olur onlar gibi geldi. Amaa Yaman Mert'e ihanet eder mi? Ryan Seth'e etmezdi. Ama üzgünüm ki biz ihanet seviyoruz. MedCezir'de neden olmasın?
Barış Falay ve Mine Tugay karakter oyunculuğu konusunda çok başarılı isimler. Şimdiye kadar oynadıkları rolleri çok antipatik bulmuş olsam da idealistlik konusunda bir marka olan Sandy'i Barış Falay'da; gıcıklıkta bir numara olan alkolik Kirsten'ı Mine Tugay'da çok beğendim. Cohenlerin bir vazgeçilmezi olan mutfak muhabbetlerini es geçmemelerine de sevindim. Yaşlı kurt caleb olarak Can Gürzap'ı da beğendik. Zaten can Gürzap ne zaman fakir oldu ki? Üstelik MedCezir'in yıllar önce yayınlnan Aşk ve Gurur'un çekildiği evde geçiyor olması cancağızıma kolaylık sağlar. Bay Aşk muhabbetini ise fazla zorlama buldum.