Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Vali Josh (Ya da Nasıl Endişelenmekten Vazgeçip Antagonistimi Sevmeyi Öğrendim)
Sezon: 4 Bölüm: 7

Çok cool’sun bebeğim.

Önce kodifikasyondan başlamak lazım elbet. Antagonisti ‘kötü adam’ diye kabaca çevirip her zaman olduğu gibi erkek üstünden bir dil oluşturmaya lüzum yok. ‘Kötü kadın’ deyince de akıllara hemen başka şeyler getirdiğimiz saçma bir dil kullanıyoruz zaten. O yüzden antagonistle devam edelim. Tabii isminin Brian olup olmadığını bilmediğimizden kulağa daha yakın gelen Vali Josh isminden yürüyelim.

The Walking Dead’de şu ana kadar hepsi ayrı bir yazı konusu olacak dört tane antagonistimiz oldu: Zombiler, (Romero’nun zombileri,Cameron’ın terminatörü hatta Lost’un Siyah Dumanı'yla The Walking Dead’in zombilerini karşılaştıracak bir yazıya hazır mısınız? Tamam tamam ben de değilim,) salgın hastalık, insanlar (üçüncü sezonun muazzam promo’su Ölülerden Korkun, Yaşayanlarla Savaşın’ı hatırlayın) ve Governör.

Üçüncü sezonun tamamında yer alan bir antagonisti tekrar inşa etmek adına sezonun ortasında iki bölüm harcayan yapımcılar dizinin sorunları konusunda da pek çok şey söylüyor istemeden de olsa. Genelde Türkiye dizilerinde rastladığımız türden bir derinlikli ve motivasyonunu bildiğimiz karakter eksikliği hemen göze çarpıyordu The Walking Dead’de de. Söz konusu antagonist olduğunda bu eksiklik daha da derin bir yara açıyor bünyede elbet. Sadece kötülük adına kötülük yapan biriyle hiçbir noktada empati kuramadığımızdan hızlı başlayan üçüncü sezon büyük bir hayal kırıklığıyla bitmişti. Ancak bu iki bölüm arayı kapatmaya biraz yardımcı oldu. Aile hasretinden yakınan Vali Josh, zombiler gibi gezinirken karşısına çıkan bir aile ve ailenin küçük kızı sayesinde motivasyon kazandı, biz de Vali Josh’la birlikte kazandık. Hayatındaki bütün şeytanların üstesinden yavaşça gelmeye başladı sonra Vali Josh.

BİR KAHRAMANI HERKES SEVER
Bölümün başlarındaki klasik arketip kamera açısını hatırlayın. Çukurda kısılı kalmış olan Vali Josh yeni liderine bakıyordu aşağıdan. Yeni gruba girerken Woodbury’den imtihanlı olan Vali’nin kendisini yüz üstü bırakan bütün yardımcılarını da teker teker eleyeceğini ve ‘tek adam’ olmak için elinden geleni yapacağını biliyorduk elbet. “İstemiyorum,” dese de yapması gerekenin ne olduğunu biliyor olmak önemli bir antagonist özelliği, kafasındaki bütün şeytanlardan kurtulmak da. Sırayla ‘Yalancı, Tecavüzcü ve Katil’ olduğu ölülerin üzerindeki işaretlerle hatırlatılan Vali, “O adamın da ailesi var,” konulu fotoğrafta kendini görüp etik açıdan işin içinden sıyrılıyor yine de kendince. Sürekli kafasının içinde I Will Survive şarkısı çalıyormuşçasına verdiği yanıtlar ise dizinin diyalog yazamama sorununa ışık tutuyor bir kez daha.



Bölümün üstünde durduğu önemli konulardan biri de kapana kıslımışlık durumuydu. Zaten bölümün başındaki satranç sahnesinden (The Wire’ın olağanüstü satranç sahnesinin eline su dökemeyecek olsa da) sembolizm ağırlıklı bir bölüm izleyeceğimizi hemen anlamıştık. Kendi kodları ve motivasyonları dolayısıyla kapana kısılmış olan Vali de hem bataklıkta sıkışmış zombiler hem de kendi öldürdüğü Peter’ın gölden çıkamaması noktasında yüzleşti tekrar korkularıyla. Michonne’un elinden kurtaramadığı ölmüş kızının intikamını ise ölmüş birinin elinden kurtardığı yaşayan kızı aracılığıyla almış oldu.

Önemli bir antagonist özelliği de protagonistle önemli noktalarda zıt düşmesi. Geçen sezonun sonunda diktatörlükle yönetilen iki toplumun mücadelesinden sonra bu kez, diktatörlüğünü başka bir yerde kuran Vali’yle Ricktatörlükten kurtulup oligarşiyle yönetilen hapishane tayfasının mücadelesini izleyeceğiz. Hem de Vali, geçmiş yaşamından kalan son şeytan olan Michonne’un peşine düşerken.

Tamam Rick, biz de aksiyon göreceğimiz için çok mutluyuz.

Bunların hiçbiri Vali’nin, yıllarca Amerikan kültürünün bize yedirdiği, tarih sırasıyla Alman-Sovyet-Müslüman (çoğu zaman yerlerine geçen uzaylı) olduğu için tabii ki ‘kötü’ olmaktan başka bir şey olamayan antagonistlerin arasından sıyrılması için yeterli değil elbet ama en azından motivasyonuna hakim olduğumuz, elle tutulur, kanlı canlı ve kafasında intikam olan birini izlemek; geçen sene Nolan’ın Joker’ine öykünürcesine sadece kötü olmak için kötü olan birini izlemekten çok daha tatminkar olacak, orası kesin.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR