Trio bölümü için ben ciddi ciddi threesome bekliyordum açıkçası. Sam, Blaine ve Tina’nın gece okulda gizlice kalacağını duymuştuk, e bunların geçen sene çok ilginç bir aşk ilişkileri olduğunu da unutmamak gerek. Tina, Blaine’e, Blaine ise Sam’e aşıktı sonuçta. Neyse öyle bir şey olmadı. Hatta hiç iyi şeyler olmadı. Sevgili Sam seni çok severim ama şu playboyluk olayını biraz abartıyorsun. Tina’yı öpmek ne demek ya? Tamam dizide neredeyse heteroseksüel erkek olarak bir tek sen kaldın ama Tina ne ya, Tina ne? Unholy Trinity’nin hepsiyle çıktın, hadi Mercedes’in de bir ağırlığı vardı, Hemşire Penny de tatlıydı ama bu hiç olmadı. Zaten eli kulağında Rachel var, araya böyle şeyler sıkıştırma. Bu arada her ne kadar Rachel Berry’nin en büyük düşmanı olsam da Sam’in ona yar olmasını kötü karşılamıyorum. Olabilecek en iyi senaryo oldu. Üstelik Sam böylece esas oğlan olmuş oldu. Bu da benim işime gelir, çünkü Sam’i ilk çıktığı günden beri severim, hatta çok severim!

Tina ile Sam’in öpüşmesine Blaine’in verdiği tepki de çok tatlıydı. Kendini dışlanmış hissetti, kıyamam. Ancak bu kadar belli etmeseydi keşke. Neyse ki çabuk tatlıya bağlandı. Ancak bu öpücük, Sam’in hayatında bir kara leke olarak kaldı.


Santana, Rachel’ın yüzüne kezzap atsa ya?

Rachel ile Santana arasındaki kavga ise bu bölüm Elliott üzerinden devam etti. Evi terk eden Rachel, Elliott’un yanına taşınmış ve aslında birazcık işgal etmiş. Neyse ki Elliott çok iyi bir insan. Geçen bölüm Rachel’ın, Santana’nın bütün yaptıklarını hak ettiğini söylemiştim ama bu bölümde, Santana, Rachel’a hazırladığı tuzakları sayınca da Santana’nın o kadar da masum olmadığını anladım. Peki bu beni yolumdan döndürdü mü? Hayır.. Santana istediği kadar ileri gidebilir, kabulüm. Yine gözümden kaçmadı, Quinn’den bahsedildi. Santana, liseden beri Quinn’i pek aramadığını, artık yakın olmadıklarını söyledi ama üzgünüm, bence aramayan Quinn, sen değilsin canım.

Elliott’ın Santana ve Rachel arasındaki olaya tavrı da çok komikti bu arada. İki arkadaş birbirlerini yok etmeye çalışınca Elliott’ın midesi kaldırmadı. Kurt’e de ‘’Sen bütün bu dramaya alışkın olabilirsin ama ben değilim,’’ dedi ya çok güzeldi. Bu sezonun yeni karakterlerinden Elliott tuttu da, Dani hiç tutmadı. Santana’nın sevgilisi nasıl o olur ya? Aklım almıyor, artık ayrılsınlar.


Gerçekten mutlu olacaklar mı sizce?

Uzun zamandır görmediğimiz, Glee’den ayrıldığı için ortalıklarda olmayan Emma da bu bölüm gözüktü sonunda. Bölümün adına yakışır şekilde Will ve Emma çocuk yapmaya karar vermişler. Aferin, geç bile kaldınız. Will ergenlerle, Emma da takıntılarıyla çok fazla vakit kaybetti. Glee Kulübünün 100.bölümden sonra Sue tarafından kapatılacağı gerçeği de varken, Will ve Emma çiftinin çocuklarının olması en mantıklı fikir. Böylece onlara da böyle bir son hazırlanmış olur. İnsanlar Glee’nin artık çok kötü olduğunu söylüyor, tamam evet eskisi gibi değil. İki mekanla ilerleyerek, lise olaylarını devam ettirerek başarılı olabileceklerini düşündüler ama olmadı. Birden bire o çocukları, Will’i ne yapsınlar yani. Geçiş dönemi sancılı olacaktı elbette. Tek saçma olan kısmı bu geçiş döneminin çok uzun sürmesi oldu.

Bölümün en komik anları, Becky’nin okula gizlice giren Blaine, Sam ve Tina’yı yakalaması ve sonrasında olanlar ile yine Becky’nin Will ve Emma’yı sevişirken görmesi oldu. Sue ve Beiste de bu bölüm oldukça aktiftiler. Don’t You (Forget About Me) coverı ile en büyük okulda mahsur kalma filmi olan The Breakfast Club’a selam çakan Glee, bu bölümle bence yine sezona iyi devam etmiştir.